Erdoğan'ın icadı: "Şeytan üçgeni"

Tek bir konuşmasında verdiği temel verilerin hiçbiri gerçek değil Haydi bilmiyor, doğruları söyleyenleri de dinlemiyor. Tayyip Erdoğan hiç mi ders almıyor?..

Erdoğan'ın icadı: "Şeytan üçgeni"
26 Temmuz 2022 - 10:34

Avrupa Birliği ülkelerinde "enflasyon yüzde 8.6" olunca...

Enflasyon artış eğilimine girer girmez...

"Avrupa Merkez Bankası faizleri on bir yıl sonra 50 baz puan arttırıyor."

Ya Avrupa Birliği dışında kalan İngiltere?..

İngiltere'de "enflasyon yüzde 9.4'e" yükselince...

"İngiltere Merkez Bankası faizleri 25 puan artırıyor, gelecek ay 50 puan arttırma sinyali veriyor."

Ya Amerika?..


Ads by Kiosked

Amerika'da "enflasyon yüzde 9.1'e" yükselince...

"Amerikan Merkez Bankası 28 yıl sonra en yüksek faiz artışına imza atıyor, faizleri 75 puan arttırıyor, enflasyon artarsa, faizleri yeniden yükselteceğine ilişkin işaret veriyor."

Demek ki, neymiş?..

Enflasyon artışına karşı ilaç faiz artışıymış!..

Demek ki, neymiş?..

Bütün dünyaca uygulanan iktisat teorisinde böyle bir kuralı varmış!..

Tayyip Erdoğan bundan hiç mi ders almıyor?..

Ama, hâlâ hayaller aleminde nutuk atmaya devam ediyor. Üstelik, fiilen ve fiziken söyledikleri yanlış, tek bir nutuk içinde bir kaç yanlış birden var.

O üçgen

İki gün önce kendilerine bağlı vakfın üniversitesinde konuşurken:

"Kur, faiz, enflasyon şeytan üçgeninde sıkıştırıldığımız ekonomik istikrar mücadelemizi zaferle neticelendireceğiz."

'Sıkıştırılmak' mı?..

Kimse Erdoğan'ı sıkıştırmış filan değil.

Bilimle ve mantıkla uzak yakın ilgisi olamayan, kendi icat ettiği 'model' ile kendi kendini sıkıştırmış bulunuyor.

'Şeytan üçgeni' filan da yok!..

Kaldı ki, çıkış yolu belli, örnekleri ortada ama, o hala hamasetle karışık, yok 2023 hedefleri, yok 2053 vizyonu diyerek, insanları uyuttuğunu sanıyor.

Bugünkü ağır ve derin ekonomik krize 'şeytan üçgeni' diyerek, hala 'dış güçlere' bağlamayı sürdürüyor.

"Dünyada enflasyon var" diyerek, sözüm ona Türkiye'deki enflasyona bahane buluyor.

Doğru var, yüzde 8 - 9 dolayında!..

Senin ülkende yüzde 100'e doğru tırmanıyor.

Taş değdirmek

Erdoğan aynı konuşmasında, yine ekonomiden söz ederken:

"Ülkemizi bugünlere ayağına taş değdirmeden getirdik."

Doğru 'taş değmedi', taş hepimizi deldi geçiyor...

Bir yanda halktaki yoksulluk...

Öte yanda, "iflasa doğru giden bir ülke!.."

Hiç bir gerçeklik içermeyen konuşmasına devam ediyor:

"Gelişmişinden az gelişmişine tüm ülkelerin çok ciddi siyasi, ekonomik, sosyal çalkantıların eşiğinde olduğu bir döneme biz toparlanmamızı ve yükselişimizi tamamlamış şekilde girmeye hazırlanıyoruz."

Yine baştan sona yanlış.

Genel olarak andığı ülkelerin pek çoğunda 'çalkantı' filan yok.

'Çalkantı'nın' hem de çeşit çeşit örnekleri Türkiye'de.

Ekonomi zaten 'çalkantıyı' aşmış, iflas bayrağını çekmek üzere.

'Sosyal çalkantı' ise, sen "kadına şiddet" de, ben "doktorlara, sağlık çalışanlarına şiddet" diyeyim.

Sen "gösteri yapan öğrencilere, sivil toplum kuruluşlarına şiddet' de, ben "gazetecilere şiddet" diyeyim.

Sen "avukatlara şiddet" de, ben "işçilere şiddet" diyeyim.

Adım başı her alanda şiddet bu ülkede kol geziyor.

"Olaysız tek bir gün yok", huzur yok, hukuk yok.

Kavga ve ara buluculuk

Erdoğan daha sonra dış politikaya uzanıyor:

"Bazı dostlar şunu söylüyor, hem kavga ediyorsunuz, hem ara buluyorsunuz, nasıl oluyor bunlar. İşin anahtarı orası. Bütün mesele dost kazanmakta."

Doğruları ve yanlışları olan bir cümle.

Doğru bölüm şu:

'Pek çok ülkeyle kavga ediyor'. Ne uğruna belli değil.

Yanlış olan bölüm şu:

'Mesele dost kazanmakta'.

Değil.

"Zoraki bir dostluk, o dostluk da, borç istemeye dayanıyor, parasızlıktan dostluk!.."

Cari fazla

Konuşmasının sonunda yeniden ekonomiye dönüyor:

"İstihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme esasına dayanan..."

Ekonominin bu alanlarındaki gelişme, cari fazla yoluyla desteklenecek ve Erdoğan'ın teorisi başarıya ulaşacak!..

Ancak...

İstihdam artmıyor...

Üretim kör topal gidiyor...

İhracatta belli bir artış var ama, ithalata dayalı olduğu için...

"Dış gelirler toplamı ile dış giderler toplamı arasındaki olumlu fark cari fazla ya da tersi olumsuz fark cari açık."

Erdoğan'a göre, düşük kur, düşük faizle üretim ve ihracat artacak, cari fazla verilecek, Türkiye büyüyecek, cari açık kapanınca, kur değerlenecek, döviz rezervleri artacak.

Ancak, bunların hiç biri olmuyor.

Örneğin:

"Yıllık olarak 18.6 milyar dolar olarak hedeflenen cari açık, ilk beş ayda 28.1 milyar doları buluyor. Cari açık artıyor."

Model çöküyor.

Sandıkta buluşalım

Tek bir konuşmasında verdiği temel verilerin hiçbiri gerçek değil.

Üstelik, o kadar yurt dışına gidiyor ama, hiç birinden ders almıyor.

Bunlar dönüp dolaşıp halka yansıyor.

"Yoksulluk olarak, enflasyon olarak, mutsuzluk olarak.

Ve sonunda seçimde iktidara veda olarak."

Olayın bir de hukuksuzluk, adaletsizlik yanı var ki, o da hepimizin en ağır yaralarından biri.
 

Yalçın Doğan

[email protected]


YORUMLAR

  • 0 Yorum