Fatih Terim'in kebapçı baskını

Fatih Terim steak house’çı damatlarıyla birlikte kebapçıyı bastı, birbirlerinin kafasına sandalye vurdular, kebapçılar döve döve steak house’çıları püskürttü, Fatih Terim kaçarak Acun’un evine sığındı filan…

Fatih Terim'in kebapçı baskını
18 Temmuz 2017 - 10:49
İzah edeyim.

Çeşme 40 bin kişinin yaşadığı bir belde, 40 bin kişilik polis var, 40 bin kişilik zabıta var, 40 bin kişilik çöpçü var, Alaçatı'da 1 milyon kişi var! Ne kanalizasyon yetiyor, ne elektrik yetiyor, bayramda ekmek bile yetmiyor, İzmir'den getiriliyor. Tırlarla damacana geliyor, dükkanda koyacak yer yok, depo yok, eşşek bağlar gibi tarlaya koyuyorlar, pet şişe 45 derece sıcakta tarlada duruyor, sonra sen içiyorsun. * Dükkan kiraları yıllık 200 bin lira civarında, güya yıllık ama, Çeşme'nin sezonu 45 gün… Kimse sormuyor nasıl olsa, birader kokain mi satacaksın, 1.5 ayda bu kira nasıl çıkar? Dükkan denilen de, enine dört adım, boyuna beş adım, penceresi bile yok, bildiğin inek bağlanan yerlerdi, kapı takıp, dükkan diye kiralıyorlar. * Kabadayıdan bozma mafyacıklar türedi, kumrunun midyenin ağaları var. Burası benim bölgem ulannn diye rakibinin kulağını satırla doğrayan var. Plaj otoparkını paylaşamadılar, çatışma çıktı, kalaşnikofla taradılar, iki kişi öldü. Dikkat isterim, tabanca değil, kalaşnikof… Kano küreği taşır gibi uzun namlulu silah taşıyan kösele makosenli keresteler dolaşıyor Alaçatı'da.

Değnekçiye beş lira verirsin, on lira verirsin… Görgüsüz Araplara özenen bazı İstanbullular, Hacımemiş'ten porşesini alıp getirene 200 lira veriyor, değnekçinin şakülü kayıyor, psikolojisi bozuluyor, değnekçi kendini oto galericisi zannetmeye başlıyor, bahşiş beğenmiyor, bıraktığın otomobili beğenmiyor, markan modelin yüksek değilse “yer yok” diyor. Bahşiş gösterişi yüzünden sandviççi bozuluyor, kokoreççi bozuluyor, kafeci bozuluyor. * İstanbul boğazında en faça yerde bira içiyorsun, 15 lira, Alaçatı'da sokak arasında bira içiyorsun, 30 lira! * “İstanbullulara giydiriyorum” diyen restorancı var. “Utanmıyor musun?” diye sordum. “Etrafa rüzgar olsun diye 100 liralık sofraya 500 lira atıp gidiyorlar, asıl giydirmezsem utanmam lazım” dedi. * Yaz sezonu boyunca gelse de gelmese de aynı masaya rezervasyon yaptırıp, gelmese bile dört kişi gelmiş gibi para ödeyen var. Beachlerde yaz sezonu boyunca şezlong tutan var, haftasonu ya geliyor ya gelmiyor, şezlong devamlı boş duruyor, parasını ödüyor. Şımarıklık desen, anlamını tam karşılamıyor, parayla varolmaya çalışan, parasıyla rezil olan, tarifi zor tuhaf bir ruh hali. * Avantacı köşe yazarı sorunu var Alaçatı'nın… Restorandan bardan otelden avantayı alıyorlar, göklere çıkarıyorlar, Michelin yıldızı muamelesi yapıyorlar. Bunların methettiği 10 mekandan 9'u seneye yok!

Devamını Oku 

YORUMLAR

  • 0 Yorum