Hayaller 'anayasa'... Gerçekler 'uçan tekme'

Otobüste tekme yiyen “şortlu kadın” Ayşegül Terzi’nin avukatı Bahar Ünlüer, müvekkilinin savunması nı “Sanık, müvekkilim nezdinde tüm kadınları aşağılamış, toplumun bir kesimine karşı diğer kesimini karşı karşıya getirmeye çalışmıştır” diyerek yapıyor ve ekliyor:

Hayaller 'anayasa'... Gerçekler 'uçan tekme'
29 Ekim 2016 - 12:15 - Güncelleme: 29 Ekim 2016 - 12:21
“Ülkemizde, anayasamızda belirlendiği gibi din ve vicdan özgürlüğü bulunmaktadır. Bu, anayasada teminat altına alınmıştır.” 

Can alıcı cümle bu. 

Ayşegül Terzi arife günü şortuyla bir belediye otobüsüne bindiğinde giyimi ve laik yaşam tarzının Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın güvencesi altında olduğunu düşünüyordu... 

Giyim tercihi yüzünden bir toplu taşıma aracında bir saldırgan tarafından çenesinin dağıtılma ihtimali aklına hiç gelmemişti. 

Bir otobüs dolusu ahalinin ortasında Terzi’ye çekinmeden uçan tekme savuran adam oysa ki şimdi kendisini Kuran’la savunuyor... 

“Kuranıkerim’de kadının örtünmesi gerektiği yazıyor” diyor IŞİD kafasındaki saldırgan: “Gayrimüslim (ki bunu ‘gâvur’ diye de okuyabilirsiniz) ise, uygun giyinmeli. Şehvet duyguları uyandırıyor. Anayasa değerleri İslamdan alınmalı. Bizim yasamızda bunun cezası kırbaç!” 

Bir yandan, “Üstüme gelmeyin. Ben bipolarım. Cinlerim, perilerim var!” diye deli taklidi yaparken; bir yandan da kendisini “şeriat referansı”yla savunuyor. 

Bu “takıyye”ye “E madem delisin, deliliğini bil. Otur yerinde! Kuran’ın sözcülüğü delilere mi kaldı?” diyen çıkmıyor. 

Tersine herkesin gözü önünde işlenen, Türkiye’ye mal olan “şiddet, hakaret, tehdit”ve “bireysel özgürlüklere saldırı” cürümlerine karşın saldırgan “tutuksuz yargılanmak”üzere fırsat bulunduğunda serbest bırakılıyor. 

Cumhuriyet Türkiye’si kadını olarak bu tablodan çıkardığımız sonuç şu: “Hayallerimiz anayasal güvencedeki laik devlet, gerçekler uçan tekme”.

1982 Anayasası ütopya oldu 

Beğenmediğimiz, burun kıvırdığımız yamalı bohça, darbe artığı 1982 Anayasası bile, gerek kadın/insan hakları ve gerekse bireysel özgürlükler, laik düzenin teminatı açısından bugün ütopik bir düş oldu. 

Gerçekler her an ve her durumda karşımıza çıkabilecek bir “uçan tekme”paradigması şeklinde tecelli ediyor. 

Ayşegül Terzi, hayatının altüst olması kertesinde ağır bedel ödeyerek öğrendiği yeni paradigma önünde şimdi sade ev, mahalle değil, “şehir” değiştirmeyi düşünüyor. 

“Bu olay öncesinde güçlü bir kızdım” diyor Terzi; “Şimdi kendimi güçsüz ve silik hissediyorum. Şehir değiştireceğim. O dışarda olduğu sürece bu şehirde huzur bulamam!” 

 

Yazının devamı için tıklayın >>

YORUMLAR

  • 0 Yorum