Hem ABD hem Rusya!

YPG’nin Suriye’nin kuzeyinden çekilmesi için tanınan süre bu akşam doluyor. 17 Ekim Perşembe günü Saray’daki 4.5 saatlik pazarlığın ardından açıklanan 120 saatlik “Barış Pınarı Harekâtı’nı askıya alma” sürecini Erdoğan- Putin görüşmesinden çıkan sonuçla birlikte yeni bir dönem izleyecek...

Hem ABD hem Rusya!
22 Ekim 2019 - 09:31
AKP iktidarı 29 Nisan 2011’de başlayan Suriye göçünde ilk düğmeyi yanlış iliklemişti. Türkiye bunun bedelini ödemeye devam ediyor. Sonradan atılan adımlar ne olursa olsun, o yanlış iliklenen ilk düğmenin devamı olduğu için yanlış devam etti.

YPG ile ilgili de 2014’te ciddi sonuçlar verecek ilk adım atıldı; IŞİD’i zayıflatmak için YPG güçlendirildi. Türkiye başta olumsuz baktığını ilan etmesine karşın ABD’nin bastırmasıyla bu plana evet dedi, destekledi. 29 Ekim 2014 günü Kuzey Irak’tan yola çıkan peşmergeler Türkiye topraklarından geçip Suriye’ye ulaştı, YPG ile birleşti. Türkiye bu yapılanmaya karşı 2 yıl sonra Fırat Kalkanı Harekâtı düzenlemek durumunda kaldı. Bunu Zeytin Dalı izledi... Onu da Barış Pınarı...

***

Yukarıda özetlediğimiz durum, harekâtın harekât doğurduğunu, tek başına sorunları çözmeye yetmediğini gösteriyor.

Bugünden itibaren başlayacak süreç ise bunlardan daha çatallı görünüyor. Her şeyden önce hem ABD hem Rusya, ikisi birden Türkiye’nin bölge hassasiyetlerine karşı aynı anda, aynı zeminde harekete geçmiş durumda. 17 Ekim’deki ABD-Türkiye mutabakatına Rusya şu yanıtı verdi:

“Bizim de söyleyeceklerimiz var!”

Türkiye, ABD ile Rusya arasında sıkışma durumu ile karşı karşıya.

Türkiye en haklı konumda olmasına karşın, iki küresel güç, Suriye’deki terörle mücadeleyi aynı zamanda bir “Türkiye sorunu” gibi algılatıp, oradan yürüme hevesinde.

Suriye’de terör faaliyetleri içinde olan kaç örgüt ya da benzer yapı var?

CIA’nın buna verdiği yanıt şu:

Kabaca 1500 kadar.

Bunca örgüt içinde kimin kimi kullandığı belli değil. Rusya’nın himayesine giren Suriye rejimi kendisine karşı olan yapılara terörist diyor. Türkiye, bu yapıların bazılarından oluşan “çatı örgüte” Suriye Milli Ordusu diyor. ABD, “IŞİD’le mücadele ediyor” kalkanının arkasında sakladığı YPG’yi müttefik ilan ediyor. Türkiye YPG’yi terör listesinin başına koyuyor.

Bu akşam hangi sonuç çıkarsa çıksın, kimin kimi terör örgütü olarak gördüğüne ilişkin liste şu aşamada değişmeyecek.

***

En kötü olasılık da şu:

Türkiye’nin terör listesinin başında YPG var...

Eğer, IŞİD’i eritme konusunda Türkiye’ye rol verilirse, IŞİD’liler Türkiye’yi baş düşman ilan edecek... Al sana bir liste başı daha...

Eğer Türkiye böyle bir anlaşma ile ABD ve Rusya eksenli yol izlerse, bu kez Özgür Suriye Ordusu’ndan Milli Suriye Ordusu (MSO) katına çıkardığı 15 bin kişilik grup, “Ben ne olacağım” diye soracak. Al sana bir liste başı daha...

MSO, içinde çok değişik gruplar var. Türkiye onlara ayda 400 dolar maaş veriyor. Kimilerinin ailesi Türkiye’de yaşıyor. Suriyelilerle ilgili araştırma yapan akademisyenler sahada zaman zaman onların aileleriyle karşılaşıyor. Kendilerine öteki Suriyelilerden daha farklı bir kimlik veriyorlar.

İşte bütün bunları hesaba katarak bugüne başlamak gerekiyor.

YPG, 17 Ekim günü Saray pazarlığında ABD heyetinin tele-ekibindeydi. Çekilme pazarlığının telefonla yapıldığı açıklandı. Bu, dolaylı olarak YPG’nin ABD katında resmen kabul görmesi ve bu zeminin Türkiye’ye dayatılması demek. Yeni dönemin en ciddi halkası bu.

Ne ABD ne Rusya, tam bağımsız Türkiye sloganı da değişiyor.

Hem ABD hem Rusya...

Cumhuriyet Mustafa Balbay



YORUMLAR

  • 0 Yorum