"Hükümetle hemfikir halde devlete desteğimiz tamdır"

Köşe yazarlarının gündeminde 'Yeni Parti' ve Bahçeli/AKP ittifakı vardı. İşte günün öne çıkan yazıları

"Hükümetle hemfikir halde devlete desteğimiz tamdır"
25 Ağustos 2017 - 18:36
Sandık İttifakı / Muharrem Sarıkaya / HaberTürk

 

Referandum sonrası rölantiye alınan siyasetin bayram sonrası hız kazanacağı bugünden görülüyor.

Bugün “atlet-adalet” arasında salınan gelgitler veya siyasi partilerdeki teşkilat değişimleri de buna dayanıyor.

Yani siyasi partiler, yeni sandığın yol hazırlığı içinde çatı, cephe onarıyor, erzak depoluyor.

SP Lideri Temel Karamollaoğlu’na göre de sandık öyle uzakta değil, “Kasım ayında baskın seçimle karşı- laşılma ihtimali oldukça yüksek”...

Belki bundandır, siyasi parti liderleri de gelecekte sandıkta kiminle ittifak oluşturacağının sinyalini vermeye başladı.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun önceki akşam NTV’de yeni parti kurma çabasında olan Meral Akşener için başarı dilemesi, daha önce buluştuğunu açıklayıp övgü cümleleri kurması bunun bir yansımasıydı.

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin dünkü basın toplantısındaki “Hükümetle hemfikir halde devlete desteğimiz tamdır” cümlesi de hükümetle ittifakının sürdüğünün ilanıydı.

Dolayısıyla siyaset arenasının iki tarafı, 2 gün içinde milliyetçi kökenin iki kesimiyle sözlü akdini, yani centilmen anlaşmasını ilan etti.

Sıra, oluşan bu koalisyonların toplumla yapacakları yeni sözleşmeye geldi...

***

Kılıçdaroğlu'ndan Ahmet Hakan'a cevap! / Ahmet Hakan / Hürriyet

- KURAL dışı bir şekilde önü kesilmeye çalışılırsa... Uzun, orta ve hatta kısa vadede kazanan Meral Akşener olur.

*

- “Güçlü bir merkez sağ parti” kurmak yerine “yeni bir MHP” kurmayı tercih ederse... Akşener rüzgârını, Akşener meltemine dönüştürmüş olur.

*

- AK Parti tabanını ikna etmek yerine CHP tabanına göz kırparsa... Tayyip Erdoğan, Akşener’den çok memnun olur.

*

- 2019’da Erdoğan’ın birinci turdan çıkmasına engel olursa... Tayyip Erdoğan’ın işini çok zorlaştırmış olur.

*

- Ümit Özdağ ve Koray Aydın’dan sonra Sinan Oğan’ı da yanına çekebilirse... Bayağı bir moral kazanmış olur.

*

- Hesap kitap yapmazsa, belli ittifaklar içine girmeyi başaramazsa, iyi bir başlangıç yapamazsa... Baştan kaybetmiş olur.

*

- AK Parti’den bunalmış, CHP’ye mesafeli, HDP’nin önünden bile geçmeyen seçmen için seçenek olamazsa... Başaramamış olur.

***

TV'ler de suçlu! / Rahmi Turan / Sözcü

Yandaş medyanın ahlâk ve vicdan zafiyeti içindeki birtakım sözde köşe yazarları TV programlarında iktidar adına RACON keserken hak ettikleri tokadı reislerinden yediler.

Aslında bu tip saldırgan iftiracıları konuşmacı diye ekrana çıkaran televizyon yöneticileri suçlu!

Reyting uğruna onlar da çamurcuların ahlâksızlıklarına ortak oluyor!

“Tartışma programı” denilen ve yargısız infazların yapıldığı TV programları, horoz dövüşüne benzeyen “Evlenme Programları” gibi yozlaştı, kokuştu!

Bir vakitler “Bavulcu Mehmet Baransu” diye biri vardı. TV'lerde havasından geçilmiyordu. Sahte belgelerle birçok kişinin başını yakmıştı. Şimdi hapiste!

Geçmişten ders almak gerekiyor!

***

Zekai Paşa / Güneri Civaoğlu / Milliyet

Son YAŞ (Yüksek Askeri Şûra) kararıyla özel kuvvetler komutanı Zekai Aksakallı Paşa’nın 2. Ordu Komutanlığı’na atanması üzerine “soru işaretleri” çizen şeyler yazıldı söylendi.

“2. Ordu Komutanlığı gibi pasif bir göreve atanan Aksakallı Paşa bunu kabul etmeyip, istifa edebilir vs...”

15 Temmuz gecesi Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı basan Semih Terzi’yi “vurması” için astsubay Ömer Halisdemir’e emir vermesi nedeniyle Aksakallı, FETÖ’cü kalkışımında parlayanlar arasındaydı.

Semih Terzi öldürülmese ve Özel Kuvvetlerin komutasını ele geçirseydi çok daha fazla kan akabilirdi.

Ayrıca...

15 Temmuz gecesi TV’lere bağlanarak “Paralel ihanet şebekesi darbe girişiminde bulunmaya çalışıyor ama başarılı olamayacak” ekseninde konuşmalar yapmıştı.

“Kalkışımın bastırılmasında bu konuşmaların da etkisi olduğu” yorumları yaygındı. 

Böyle bir komutanın İkinci Ordu Komutanlığı’na atanması yadırganmıştı.

Darbe gecesi evde 

Olayın arkasında hangi nedenler olabilirdi?

Başkentin siyaset nabzını iyi tutan Abdülkadir Selvi’nin dün Hürriyet’teki köşesinde bu konudaki satırları ilgi çekici:

Darbecilerin “suikast timi” göndererek ortadan kaldırmak istedikleri 2. Ordu Komutanı İsmail Metin Tamer, 15 Temmuz gecesiyle ilgili Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği ifadede, “Zekai Aksakallı beni aradı, ‘karargâh işgal edildi, ben evdeyim’ dedi. Ben, ‘karargâha dön’ deyince de ‘karımı teskin ediyorum’ cevabını verdi” dedi.

Temel Paşa’nın bu sözleri, o ana kadar oluşan “kahraman Aksakallı” portresini sarstı.

Zekai Aksakallı ifadesinde “sabah 10’a doğru Özel Kuvvetler Komutan- lığı’na gittiğini” doğruluyor.

O anı, “Karargâhın girişindeki beton zemin üzerinde şehidimiz Ömer Halisdemir cansız yatıyordu” diye anlatıyor.

O gece karargâh nöbetçi subayı olan Binbaşı Volkan Vural Bal da “Aksakallı’nın karargâha sabah geldiğini” anlatıyor.

Ama sabaha kadar darbecilere karşı mücadelenin sürdüğünü de belirtiyor.

Bu durum, “Aksakallı Paşa’nın, gece birliğinin başına geçmesi gerekiyordu” tezine kuvvet kazandırıyor. 

***

Akşener ne yapar? / Ahmet Taşgetiren / Star

“Akşener ne yapar?” sorusunun cevabı bir noktada “MHP ne yapar?” sorusu ile bağlantılı.

Bir başka noktada “Bileşenler ne yapar?” sorusu ile bağlantılı.

Bir noktada “Tayyip Erdoğan ne yapar?” ile, ve tabii biraz da “CHP ne yapar?” ile bağlantılı.

Biraz açalım:

MHP ile bağlantılı çünkü, MHP'nin içindeki sancının ürünü. Bahçeli MHP'deki sancıyı, Hükümet'le işbirliği yaparak atlattı ve muhalif kesimi parti dışına attı. Muhalif kesim, dışarı atılan birkaç isimden ibaret olsaydı mesele yoktu, ama onun MHP'de bir toplumsal tabana tekabül ettiği açık. “MHP ne yapar?” sorusu, Bahçeli'nin öncü isimleri attıktan sonra partiyi derleyip toparlama kapasitesini ilgilendiriyor.

Ortada bir tür ortaklık var, muhtemel ki bu ortaklık, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Tayyip Erdoğan'ı destekleme noktasına da varacak, çünkü bütün siyasi yorumlar, Ak Parti'nin 2019 hesabını bu ortaklıkla birlikte düşündüğü noktasında toplanıyor.

***

Mallar mı serbest bıraktırdı? / Fatih Altaylı / HaberTürk

Toplumun adalet duygusunu derinden sarsan pek çok olay oluyor her gün.

Sıradan vatandaşın davaları bir yana, “FETÖ ile mücadele” kapsamındaki davalarda ve olaylarda da artık gözümüzün içine içine sokulan“saçmalık” boyutunda adaletsizlikler var.

FETÖ’cü damatların salıverilmesi olayları henüz hafızalardan silinmemişken, “Arkası olan FETÖ’cüler serbest bırakılır” cümlesi kafalarda derin soru işaretleri yaratırken, birkaç gün önce gözaltına alınan Konyaspor Başkanı Ahmet Şan, hızla mahkemeye çıkarılıp hızla serbest bırakıldı.

Şan’ın FETÖ’cülerle yakın ilişkilerinin yanı sıra telefonunda ByLock yüklü olduğu halde serbest bırakılması bir nebze vicdan sahibi olanlarda ciddi rahatsızlık yarattı.

Öyle ya, kendisini arayan ve bazılarını açmadığı telefonlarda ByLock var diye Kadri Gürsel hâlâ tutukluyken, Konyaspor Başkanı’nın telefonundaki ByLock’a rağmen hızla serbest bırakılması haliyle epey bir soru işareti yarattı.

Bu konuyla ilgili arayan bir dostum şöyle bir bilgi verdi:

“Konyaspor Başkanı Ahmet Şan serbest bırakıldı ama yeniden tutuklanacak. Bu geçici bir serbest bırakma.”

Şaşırdım.

“Madem tekrar tutuklanacak, niye serbest bırakıldı?” diye sordum.

Verdiği bilgi çok ilginçti:

“Şan’ın üzerinde çok sayıda gayrimenkul var. Bu gayrimenkuller kendisine ait değil. Yediemin gibi bunlar onun üzerinde görünüyor, ama aslında başkalarına ait. Tutuklansaydı üzerindeki mallara FETÖ saikiyle elde ettiği gerekçesiyle el koymak gerekecekti. Bu da o malların asıl sahiplerinin mağdur olmasına yol açacaktı. Şan şimdi o malları devredecek. Sonrasında yeniden tutuklanabilir.”

Bu iddia ciddi birine ait.

Eğer öyle ise Ahmet Şan’ın üzerindeki mallar kime ait, doğrusu çok merak ediyorum.

Şan’ın mal varlığını yakın takibe almak gerektiğini düşünüyorum.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum