İBB Spor İstanbul'un kapısına 'zincir' vuran zihniyet!..

kısacası hedef/makam gözetmeksizin işinden aşından olan çalışanın ‘işine neden son verildiği’ merak konusu olsa da, İBB’nin diğer birimlerinde de yaşanan benzer mağduriyetin bir tek izahı, yeni isimlere kadro açmaktan (%35 CHP, %15 HDP, %15 İP) başka mana gelmiyor. ‘Yeni bir tesis yapalım, yeni bir organizasyon yapalım da, yine yandaş alacaksak alalım…’ anlayışından uzak, işçi çıkarmakla meşgul bir anlayış. Spor İstanbul’dan makul bir gerekçe gösterilmeden atılanların sayısı 300’ü bulduğunu, açıklamalardan öğreniyoruz. Bir spor adamı olarak, bir kez daha soruyorum; ‘Hani, sporun olduğu yerde dil, dini, ırk ayrımı olmazdı’. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu belediye seçimleri öncesi, kimseyi işten çıkarmayacağı konusunda seçmene verdiği ‘Namus sözü’, İBB’nin mevcut başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ‘İBB çalışanı mağdur edilmeyecek’ sözlerinin hepsi yalan oldu, yalan…

BAŞKAN VOLKAN YILMAZ DA 

HAKSIZLIĞA DAHA FAZLA DAYANAMADI       

Silivri Belediye Başkanı, İBB MHP Grup Başkan Vekili Volkan Yılmaz, İBB Spor İstanbul’daki (eski adıyla Spor A.Ş.) çalışan kıyımına duyarsız kalmadı, haksız ve hukuksuz uygulamayı İBB Meclisine taşıdı. Başkan Yılmaz, Spor İstanbul’un çalışanı Özgür Kurt’un işten çıkarılma mağduriyetini dile getirdi; “Özgür Kurt aynı zamanda benim profesyonel futbol hayatımdan arkadaşım. Antrenörlük diploması olan kardeşimize ‘Ya temizlik işlerinde çalışırsınız, ya da istifa edersiniz’ diyerek onur kırıcı bir şekilde mobbing yapılarak işten ayrılmasına sebep olundu. Onun için spora destek veriyoruz, sporcuya destek veriyoruz. Yok olimpiyat şampiyonu çıkarıyoruz. Bu hikâyeleri, başka yerde başkalarına atlatırsın…” Başkan Volkan Yılmaz’ın haksız uygulaya başkaldırısı olarak yorumladığımız İBB Meclisindeki sözlerini, Üstad Abdürrahim Karakoç’un şu mısralarıyla tamamlaması oldukça anlamlıydı; “Beden ölür, çürür, cana bakın siz. Kim kiminle yürür, ona bakın siz. Bırakın dönsün dönme dolaplar. Haktan hakikatten yana bakın siz.”

SPOR İSTANBUL’UN ÖNÜNDE TOPLANDILAR... 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştirak şirketi olan Spor İstanbul’dan atılan 300’e yakın çalışan ve yakınları, ‘hak’ ve ‘hukuk’ tanımayan siyasi anlayışa karşı seslerini duyurabilmek için, eski çalıştıkları işyerinde basın açıklaması yaptılar. Seçim öncesi çalışanın mağdur edilmemesi için verilen ‘namus sözünü’ vehak arayışını kamuoyuna duyurmak isteyen eski çalışanlarının Spor İstanbul Genel Müdürlüğü önünde basın bildirisi okurken, en dikkat çekilen fotoğraflardan birisi de, Genel Müdürlük yetkililerin ana giriş kapısına zincirle kilitleyerek, sözde korumaya almaları. Otuz yılı aşkın sporun içinden gelen bir duyarlı vatandaş olarak o zincirin, bir dönem ismi Türkiye’nin en büyük Spor Şirketi olan bir işletmesinin nasıl bir anlayış tarafından yönetildiği, bu anlayışın ‘Spor dostluk, barış ve kardeşlik’ tanımından bir haber, o zincirin her bir halkası, ayrıştırıcılığında bir yansımasıdır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun daha önce sarf ettiği ‘O zincirler sizi koruyamayacaktır’ sözüyle aslında, adres olarak İBB ve Spor İstanbul olacağını sonucunu çıkarıyoruz. İstanbul’da sporun kimler tarafından yönetildiği, kapısına kilit vurulan Spor İstanbul’a baktığımızda daha iyi anlamış olduk. Dilek ve temennimiz Avrupa’ya Spor Başkentliği yapmış, kültür ve medeniyet şehri İstanbul’a daha fazla haksızlık yapılmaması… 

Ahmet Gülümseyen