İcralar patlayacak!

Gelir yetersizliği sebebiyle, normal yaşamlarını sürdürebilmek için bankalardan bireysel kredi çeken ya da kredi kartlarına yüklenen vatandaşlar, borçların vadesi geldiğinde büyük bir hüsranla karşılaşıyorlar. Vatandaşların batık kredi borçları 20.6 milyar TL’ye ulaştı. İcra dosyaları ise hızla artmaya devam ediyor. Pandemi döneminde ertelenen icralarda önümüzdeki günlerde patlama yaşanabilir

İcralar patlayacak!
29 Eylül 2021 - 23:06
Milyonlarca ailenin açlık sınırının altında konumlanmış olan bir asgari ücrete mahkûm olması, milyonlarca vatandaşın işsiz kaldığı için hiçbir gelirinin olmaması, milyonlarca emeklinin aylıklarının yetersizliği ve yine milyonlarca memur ailesinin yoksulluk sınırının çok altında bir gelire sahip olması ülke nüfusunun çoğunu banka kredilerine yönlendiriyor. Fakat gelirler gerçek enflasyon karşısında sürekli eriyerek satın alma gücünü daha da kaybedince, alınan krediler de geri ödenemiyor. Borcu borçla çevirmeye çalışan vatandaşlar, maruz kaldıkları faiz yükü sebebiyle bir süre sonra kartopu gibi büyüyen bu borçlarını döndüremez noktaya geliyor, durum daha da kangrenleşiyor ve vatandaşlar icra kıskacına düşüyor.

Batık krediler 20.6 milyar TL

Vatandaşların, vadesinde ödenemediği için bankalar tarafından icraya verilen takipteki tüketici kredisi borçları 15.1 milyar TL, kredi kartı borçları ise 5.5 milyar TL olmak üzere toplam 20.6 milyar TL'ye ulaştı. Bankaların bu yılkiler de dahil son 5 yıl içinde borcu nedeniyle icraya verdiği vatandaşlardan borcunu hala ödeyememiş olanların sayısı Ağustos sonu itibarıyla 3 milyon 644 bin 615 kişiye yükseldi. Hükümetin iktidara geldiği 2002 yılında vatandaşın bankalara olan tüketici ve kredi kartı dahil toplam borcu 6.3 milyar TL seviyesindeydi. 2006 yılında 10 kat artarak 68.9 milyar TL'ye yükseldi. 2010'a geldiğinde bu borç 172.7 milyar TL oldu. 2015 yılında 375.2 milyar TL, 2020 yılında ise 820.7 milyar TL düzeyine ulaştı. 2021'in ilk yarısında 53.5 milyar TL'lik artışla 874.2 milyar TL'yi buldu ve 1 trilyon liraya doğru artmaya devam ediyor.

Yasal takibe intikal süresi azalacak

Pandemi sürecindeki zorluklar sebebiyle Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), bankaların geri ödenemeyen alacaklarının yasal takibe intikal süresini 90 günden 180 güne çıkartmıştı. 30 Haziran 2021'de sona ermesi beklenen bu uygulama, yeniden gözden geçirilerek 30 Eylül 2021 tarihine uzatılmıştı. Yeni bir karar alınmazsa, bugün bu düzenleme sona eriyor ve yeniden 90 güne düşürülecek. Özellikle pandemi döneminde kamu bankalarından dağıtılan kredileri, ihtiyaçları için kullanan vatandaşları büyük bir icra korkusu sarmış durumda. Geri ödenemeyen, diğer ifadeyle batık olan kredilerin boyutu Ekim ayıyla birlikte gün yüzüne çıkacak. Hükümet, geliri yok denecek kadar düşük seviyedeki vatandaşların tüketiminin azalmaması için, karşılıksız destekler sunması gerekirken, kamu bankalarından düşük faizli kredi pompalamayı tercih etmişti. Kriz belki bir süreliğine ertelenmiş oldu ama şimdi icraların patlaması olarak karşımıza çıkacak.

Hane halkı kadar icra dosyası var

Resmi verilere göre Türkiye'de 24 milyon hane halkı var. Ulusal Yargı Ağı (UYAP) verilerine göre bu yıl 1 Ocak-25 Eylül tarihleri arasında icra ve iflas dairelerine toplam 5 milyon 321 bin yeni dosya geldi. Yeni gelen dosya sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyondan fazla arttı. Aynı dönemde 4 milyon 561 bin icra dosyası da sonuçlandırıldı. İcra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısı ise bir yıl öncesine göre 10 bin artarak 22 milyon 944 bin oldu. Bu rakamlara göre ülkemizde her haneye bir icra dosyası düşüyor.

Borçların ödenmesi mümkün mü?

Alınan borçların ödenebilmesi, icralık dosyaların çözüme kavuşabilmesi için, vatandaşların, yaptıkları aylık harcamalardan daha fazla bir gelire sahip olması gerekiyor. Türkiye'de ürün ve hizmet fiyatları, açıklanan resmi enflasyon rakamlarından kat kat daha fazla artıyor. Vatandaşların geliri ise en iyi ihtimalle resmi enflasyon oranında artış gösteriyor. Türk-İş'in Eylül ayı açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasına göre, 4 kişilik bir ailenin sadece mutfak masrafını ifade eden açlık sınırı 3 bin 49 TL'ye, barınma, sağlık, eğitim gibi diğer temel masrafların da dahil edildiği yoksulluk sınırı ise 9 bin 931 TL'ye yükseldi. Ülkemizde çoğu ailenin aylık geliri durumunda olan asgari ücret ise net 2 bin 825 TL. Bu maaşla bir ailenin geçinebilmesi mümkün değilken, aldığı banka kredilerine nasıl ödeyebilecek? Bu mümkün gözükmüyor. Uzmanlar, vatandaşları borç batağına sürükleyen mevcut ekonomik sistemimizin acilen değişmesi gerektiğini ve BRICS devletleri tarafından uygulanıp fayda görülen Milli Ekonomi Modeli'nin ülkemizde de acilen uygulanmasını tavsiye ediyor.

YORUMLAR

  • 0 Yorum