39 günlük bebeğin demokrasi nöbeti
Günlerdir sokaklar gençlerle doluydu... Son derece barışçıl bir eylem yaptılar. Zülfü Livaneli şarkılarıyla seslendiler dünyaya. Tüm itirazlara rağmen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve birçok kurmayı tutuklandı.

Dün CHP Genel Merkezi’ndeki temayül yoklamasını takip eden muhabir arkadaşım Bâlâ Ateş’ten rica ettim. Bana orada çocukların çizdiği resimlerden yollar mısın dedim.
Gelen fotoğraflara baktım.
Biz büyükler bu kadar umutsuzken, adaleti, hakkı, hukuku yargılıyorken, çocuklar; Nisan, Aynur, Güneş, Doğa, Deniz ve diğerleri el izlerini panoya bırakıp, “Her şey çok güzel olacak” yazıyordu.
Belki umutlar kırıldı ama böyle günlerde dayanışmayı bilen bir halktır Türk halkı.
Bakınız örneğin İzmir’de yine muhabir arkadaşım Gamze Elçi, katılım nedeniyle oy verme işleminin yapıldığı yerin dolup taştığını, dayanışma sandıklarının tükendiğini, yenilerinin geldiğini söylüyordu.
Dayanışma salona sığmamış, bahçeye taşmış.
Tekerlekli sandalyeyle gelen 86 yaşındaki Onur Altınışık, 80 yaşındaki eşi Nurcan Altınışık ile birlikte gelmişti oy vermeye.
Güneş Eliz Özcan 39 günlük henüz. Anne-babası Onur Özcan ve Beliz Özcan, büyüyünce ona bu günleri nasıl anlatacaklar acaba?
Ya ilkokul öğrencisi 8 yaşındaki iki kardeş Deniz ve Mercan onlar bugünleri nasıl hatırlayacak?
Daha küçücükken ‘demokrasi’ demeyi öğrenen çocuklar, büyüyünce bizim umudumuz olacaklar değil mi?
Üzerine Atatürk fotoğraflı Türk bayrağını adeta giymiş gelen genç, bu dünyayı değiştirmek için Pazar günü ‘Ben de buradayım’ diyor.
“Ben de itiraz ediyorum” diyor.
Dünya bugünde durmuyor, tüm bu fotoğraflar yarın için o kadar kıymetli ki...
Yeniden dünyaya gelsem Yıldız Kenter ya da Suna Kan gibi sanatçı olmak isterdim
Bugün ‘Apolitik’ soruları Eski Devlet Bakanı, Avukat Önay Alpago yanıtladı.
- Güne başlarken bir ritüeliniz var mı?
Önce ilaçlarımı alırım. Sonra yarım saat pilates yaparım ve güne hazırlanırım.
- En son hangi kitabı okudunuz?
Acar Baltaş’ın “Hayat En Çok İyileri Kırar” kitabını okudum.
- En son hangi filmi izlediniz?
‘Çocukların Treni’ filmini izledim.
- En sevdiğiniz ses ne sesi?
En sevdiğim ses, torunlarımın sesidir.
- En çok dinlediğiniz üç şarkı?
Frank Sinatra’dan My Way, Neşet Ertaş’tan “Neredesin Sen”, Atatürk’e sesleniş gibidir ve Sezen Aksu’dan “Ünzile”. Küçücük yaşta evlendirilen kız çocuklarına bir ağıttır.
- Türkiye bir şarkı olsa hangisi olurdu?
Tarkan’ın ‘Asla Vazgeçemem’ şarkısı.
- Aşka inanır mısınız?
Aşka inanırım.
- Kırmızı çizginiz nedir?
Adalet. Adaleti bir kez kaybedersek, adaletsizliklerin ne sınırı kalır ne sayısı.
- En sevdiğiniz yemek?
Etli yaprak sarması.
- Asla yemem dediğiniz bir şey var mı?
Kokoreç.
- Sizi ne heyecanlandırır?
Uluslararası spor müsabakalarında heyecanlanırım. Özellikle son zamanlarda kadın voleybol takımımızın maçlarında çok heyecanlandım.
- Yağmur mu, güneş mi?
Güneş.
- Güz mü, ilkbahar mı?
İlkbahar.
- İnsanlarda en sevmediğiniz üç hareket?
Kibir, riyakârlık ve siyaseti zenginleşme aracı yapmak.
- Geçmişe dönerek birine bir şey söyleme şansınız olsa kime, ne söylersiniz?
Yaşasaydı Helen Keller’e kör, sağır ve dilsiz bir kadın olarak nasıl pedagog, yazar, aktivist olup beş dil öğrendiğini, nasıl bisiklet, yelkenli ve kano kullandığını, bu engelleri nasıl aştığını sormak ve öğrenmek isterdim.
- Size şu anda telefonsuz üç gün verseler ne yaparsınız?
Film seyrederdim. Kitap okurdum. Bir türlü bitiremediğim kitabımı yazardım.
- Yeniden dünyaya geldiniz ve seçme şansınız var, kim olmak istersiniz?
Bir sanatçı olmak isterdim. Yıldız Kenter ya da Suna Kan gibi.
- Herhangi bir enstrüman çalar mısınız?
Piyano çalıyorum.
- Kaç yaşına kadar yaşamayı dilersiniz?
Yaştan ziyade, yıllarımı kimseye muhtaç olmadan sağlık ve huzur içinde yaşamayı dilerim.
YORUMLAR