- Silivri günleriniz nasıl geçiyor?

Hapishaneler bir hukuki, siyasi ve sosyal gereklilik. Tarih içinde Bastille gibi rejim sembolü olmuş ve rejimin yıkılışının başladığı hapishaneler de var. Fransız devrimi, Bastille baskını ile başlar. Türk tarihinde İstanbul’un da meşhur hapishaneleri vardır. Yedikule zindanları Osmanlı tarihinde önemli bir yere sahiptir. Sonra Sağmalcılar akla gelir. Ankara’da ise Ulucanlar ve Mamak. Ak Parti iktidarının sembolü ise Silivri Cezaevi olmuştur.

Aslında diğerlerine göre daha modern bir cezaevi olarak inşa edilmiş olsa da ilk olarak Ergenekon gibi Türk devletine ve ordusuna kurulan büyük bir tuzağın ve kurulduğu günden itibaren bugüne kadar da adaletin değil adaletsizliğin sembolü oldu.

ÇATIŞMAYA NEDEN OLUR

İdari yönden değerlendirildiğinde profesyonel ve eğitimli kadro tarafından yönetilen bir cezaevi olmakla birlikte bugün Silivri toplama merkezi olarak olması gereken değil, olmaması gereken isimlerle dolu olduğu için, benim gibi, Ekrem İmamoğlu gibi, Can Atalay gibi, Osman Kavala gibi aynı olumsuz imajını sürdürmektedir.

- “Toplumsal yüksek tansiyon bütün vücudu tahrip eder” diyorsunuz. Açar mısınız?

Yüksek tansiyon bütün vücuda, bütün organlara zarar verir. Düşürmezseniz çok yükselir ve öldürür. Toplumsal yüksek tansiyon ise hem muhalefeti hem iktidarı olumsuz etkiler. İktidar devlet güçleri ile baskıyı arttırdıkça muhalefetin de direnci artar. Çatışma dinamikleri güçlenir. Bunun tedavisi, anayasa ve yasaların yurttaşlara eşit şekilde uygulanmasıdır. Düşman ceza hukuku uygulamasından vazgeçilmesidir.

- Sizi ne endişelendiriyor?

Toplumsal kutuplaşmanın artması ve Ortadoğu’da çıkacak yeni bir savaşın ülkemize sıçrama ihtimali. Bu kadar ayrışmış, düşmanlaşmış şekilde devam edemeyiz, etmemeliyiz. Neticede bu ülkede iktidar milleti ve muhalefet milleti diye iki ayrı millet yok tek bir Türk Milleti var.

79 gündür tutuklu
Zafer Partisi lideri Prof. Özdağ, Silivri’den çıkınca önce annesinin elini öpmeye gideceğini söyledi.

İnsan haklarını aktarmak istiyorum

- Cezaevi yemeklerini neden yemiyorsunuz?

Silivri Cezaevi’nde yemekler ve malzemelerin kalitesi aslında iyi. Anayasal haklarını kullandıkları için tutuklanan gençlerimizin farklı cezaevlerinde neredeyse aç bırakıldıkları şartlarda 9 numaradaki “siyasi” tutukluların konfor sorununu aktarmak değil ülkemiz cezaevlerindeki insan hakları sorunlarını aktarma derdini taşıyorum. 

- Çok okuduğunuzu duyuyoruz…

Birkaç kitabı eş zamanlı olarak okurdum, hala da öyle okuyorum. Burada uzun yıllardır okumadığım kadar roman okuyorum. Ahmet Ümit, Hemingway, Nazan Bekiroğlu, Selim Erdoğan, Banu Avar ve John J. Mearsheimer okuyorum. Ayrıca günde 8 gazete...

- Gençlerin gözaltına alınması...

Bu gençler Türkiye için büyük bir şans.Bu gençlik ülkesini, geleceğini, liyakati, adaleti istiyor. Bu gençlerin haftaya vize sınavları başlıyor. Derhal serbest bırakılmalılar, dönem kaybetmemeliler. Tutuklulukları anayasaya aykırıdır.

Silivri artık bir siyasi toplama kampı oldu

Ümit Özdağ, Silivri’deki cezaevinin teröristler ve organize suç örgütleri için inşa edildiğini belirtti ve ekledi: Bize uygulanmakta olan düşman ceza hukukudur

- Sizin söylemek istediğiniz neler var buyurun.

Bu söyleşiyi daha pratik ve sonuç alıcı bir amaç için değerlendirmek istiyor ve SÖZCÜ aracılığı ile Adalet Bakanı ve bürokratlarına önemli hatırlatmalar yapmak istiyorum;

Benim, Ekrem İmamoğlu, Can Atalay, Ayşe Barım, Osman Kavala ve CHP’li belediye başkanlarının, genel müdürlerinin bulunduğu cezaevi; teröristler ve organize suç örgütü mensupları için yapılmış ve cezaevindeki uygulamaların bağlı bulunduğu mevzuat da bu çerçevede oluşturulmuş. Oysa artık bu bina bir ‘siyasal toplama kampı’ oldu. İddia edilen suçlardan ötürü burada hiç bulunmaması gereken insanlara teröristler için tespit edilen kurallar uygulanıyor.

DÜŞMAN CEZA HUKUKU

İktidarımızda, cezaevi kuralları uygulanırken, öncelikle tutukluluğun ceza değil bir tedbir olduğu unutulmayacak. Tutuklu veya hükümlünün (atılı) suçunun kişisel olduğu da unutulmayacak. Tutuklu veya hükümlünün aileleri ile görüşme haklarının süre ve sınırları insan hakları çerçevesinde değerlendirilecek. Söz konusu bir ‘siyasal toplama kampı’na dönüştürülen 9 nolu cezaevine geldiğinde ise durum ve sorun, uygulanmakta olan ‘düşman ceza hukuku’dur.
İPEK ÖZBEY
SÖZCÜ.COM.TR

Milliyetçileri temsilen burada bulunuyorum

Silivri’de olmasının siyasi bir karar olduğunu belirten Özdağ, “Silivri’de Türk milliyetçilerini temsilen bulunuyorum. Benimle birlikte, Ziya Gökalp’in, Yusuf Akçura’nın, Dündar Taşer’in, Muzaffer Özdağ’ın düşünceleri ve ruhları da bu zindanda diyerek, Şüküroğlu’nun karikatürünü işaret ediyor.

78 gün sonra gelen iddianame

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında tutuklanmasının üzerinden 78 gün sonra iddianame hazırlandı. Özdağ hakkında,  “zincirleme şekilde basın yoluyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan 1 yıl 10 ay 15 günden yıldan 7 yıl 10 ay 15 güne kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, 19 Ocak’ta düzenlenen partisinin il başkanları istişare toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında sarf ettiği sözlere ilişkin başlatılan soruşturmada Ankara’da gözaltına alınan Özdağ, getirildiği İstanbul Adliyesi’nde nöbetçi sulh ceza hakimliğince “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” suçundan tutuklanmıştı.

İpek ÖzbeyTüm yazıları için tıklayın