Kabil ve Canına Kıyılan Öz Kardeş Habil'in Hikâyesi

Kutsal Kitaplarda Tarihin İlk Cinayetini İşleyen Kişi Olarak Anlatılan Kabil ve Canına Kıyılan Öz Kardeş Habil'in Hikâyesi

Kabil ve Canına Kıyılan Öz Kardeş Habil'in Hikâyesi
17 Ocak 2020 - 10:30
Adem ile Havva'nın oğulları, kıskançlık yüzünden ilk günahın tohumlarını ekmişler...

Kardeşler arasındaki kıskançlık ve çekişmeler ilk insanlardan beri var, hatta bu çekişmeler Kutsal Kitaplarda bile kendine yer bulmuş.




Kardeşler arasındaki kıskançlık ve çekişmeler ilk insanlardan beri var, hatta bu çekişmeler Kutsal Kitaplarda bile kendine yer bulmuş.


Adem ve Havva'nın oğulları olarak bilinen Kabil ile Habil isimli bu iki kardeşin biri ilk katil diğeri de ilk maktul olarak anılır. Konu her dinde farklı şekillerde işlense de ana olay hep aynı; ilk günah olan cinayet. İşte biz de sizlere tüm bu hikâyelerin en bilinen versiyonunu temel hatlarıyla anlatacağız.

İlk çocuk olan Kabil tabii ki çok ilgi görür, ta ki küçük kardeşi Habil doğana dek. İki kardeş de Tanrı'ya ibadet ederek, bu konuda büyük bir gayret sarfederler. Lakin bir noktadan sonra işler karışmaya başlar.




 

Tanrı'ya adak sunmaya karar vermeleri ise zaten araları gergin olan bu ikilinin o güne dek tutturduğu dengeyi tepetaklak etmeye yeter de artar bile.




Tanrı'ya adak sunmaya karar vermeleri ise zaten araları gergin olan bu ikilinin o güne dek tutturduğu dengeyi tepetaklak etmeye yeter de artar bile.


Habil uysal ve iyi huylu olan küçük kardeş olarak annesinin ilgisini kendi üstünde toplamayı başarınca Kabil'in içini hırs ve kıskançlık bürür. 

Kabil çiftçilik yaparken Habil de çoban olarak hayvanların bakımını üstelenen kardeş olur. Küçük kardeşini kıskanan Kabil için bardağı taşıran damla Tanrı'dan gelir. 

Tanrı bir sebep olmaksızın Kabil'in sunduğu toprak ürünlerini kabul etmezken Habil'in sunduğu kuzuyu adak olarak kabul edince Kabil öfkeden deliye döner.




 

Kabil için bu ilgi yoksunluğu hissi tabii ki bir imtihandır, günah her zaman kapıda bekler ve Kabil'in öfkesi onu içeri buyur eder.




Kabil için bu ilgi yoksunluğu hissi tabii ki bir imtihandır, günah her zaman kapıda bekler ve Kabil'in öfkesi onu içeri buyur eder.


Annesinin ve Tanrı'nın gözünde ikinci olduğunu ve Habil'in gözde çocuk olmasını kabullenemeyecek kadar gözü dönmüştür. Kabullenmekte güçlük çekerken bir de Tanrı'dan kabul görmemenin utancını üstünden atamaz.

İçindeki nefret ile aldığı ilk kararla kardeşini ekip biçtiği tarlaya götürür ve Habil bir işle uğraşırken eline geçen ilk taşla onun kafasına art arda birçok darbe indirerek oracıkta can vermesini izler.




 

Öylece durup kardeşinin kanla kaplı cansız bedenini izleyen Kabil'in içindeki o inanılmaz öfke, yerini suçluluk hissine bırakmıştır.




Öylece durup kardeşinin kanla kaplı cansız bedenini izleyen Kabil'in içindeki o inanılmaz öfke, yerini suçluluk hissine bırakmıştır.


Kabil sınavdan kalmışlığın hissiyle baş edemeyecek kadar kötü olur. Tanrı tarafından yüz çevrilen ilk günahkar olarak yaşamaya başlar. Ama gün gelir, her şeyi geride bırakabilme umuduyla uzaklara gider.




 

Nod topraklarına yerleşip her şeye sil baştan başlama kararı onu yeni bir yola ve umuda sevk etmiştir. Tanrı'nın onu bağışlaması için çalışmaya başlar.




Nod topraklarına yerleşip her şeye sil baştan başlama kararı onu yeni bir yola ve umuda sevk etmiştir. Tanrı'nın onu bağışlaması için çalışmaya başlar.


Kabil'in utanç ve kayıpla nasıl baş etmesi gerektiğini, işlenen günaha karşı ödenmesi gereken bedeli insanlığa öğretmesi için bu olay vuku bulur. Benzer duygularla kavrulan insanlar, Kabil ile Habil'in hikâyesinden ders çıkararak Kabil'le aynı yola sapmayacaktır.

Evet, işte Kabil ile Habil'in meşhur hikâyesi bu. Kıskançlık denilen duygu, iki kardeşin hayatını mahvetmiş gördüğünüz gibi...



YORUMLAR

  • 0 Yorum