Karaköy Genelevi nasıl inşa edildi Hikayesi bu...

Bugün Matild Manukyan hanımefendinin mirası hakkındaki haberi okuyunca, eski bir Yahudi fıkrası aklıma geldi ve sizlerle paylaşmadan edemedim.

 Karaköy Genelevi nasıl inşa edildi Hikayesi bu...
11 Ağustos 2020 - 11:05 - Güncelleme: 12 Ağustos 2020 - 10:00
Vakti zamanında bir kasabanın en büyük genelevinin patroniçesi vefat etmiş. Genelev Yahudi dini adetleri gereğince 7 gün yas sürecine girmiş ve müşteri kabul etmemiş.

Olay, siz deyin Rusya'da ben diyeyim Ukrayna’da geçiyor.

Tabii ki cenazenin kasabanın sinagogundan kaldırılması ve kasaba Yahudi mezarlığına gömülmesi konusunda herhangi bir dini usulsüzlük olmadığından herhangi bir cemaat mensubu gibi cenaze kaldırılmış ve 7 günlük yas süresi başlatılmış. Mevlutlar da usuller gereğince 7 gün yas tutulan genelevin giriş salonunda yapılmış. Bu konuda da ne Tevrat’ta ne de din adamları Halakhasında aksini belirtir bir kural bulunmamış (Halakha - Yahudi şeriatı olarak ta tercüme edilebilir. Veya fetvalar dizisi).

Yas bitmiş bir ay sonra da gelenekler doğrultusunda mezar taşı yerine konulmuş ve hem bütün saygıdeğer meslek erbabı ve cemaat ileri gelenleri mezar başında bulunup gerekli duaları esirgemediler.

Aynı günün akşamı söz konusu kasaba Hahambaşılığı Yönetim Kuruluna bir avukat gelmiş ve Yönetim Kurulu Başkanı ile görüşmek istediğini belirtmiş. Yönetim kurulu başkanı nezaket icabı avukat bey ile görüşmeden edememiş tabii ki. Zaten avukat da cemaatin ileri gelen Yahudilerinden biriymiş.

Avukat bey cemaat yönetim kurulu başkanına bir mektup ile genelev sahibi bayanın bütün servetini Yahudi Hahambaşılığına bıraktığını ve saygıdeğer Hahambaşının değerlendirmesi sonucunda paranın ve mülklerin nasıl kullanılacağına karar vermesini vasiyet ettiği büyük bir şok ile anlaşılmış oldu.

Yönetim kurulu başkanı bey bu konuda Hahambaşı ve Hahamlar Kurulunu toplamadan bir karar verilemeyeceğini ifade etmiş ve 24/48 saat süre istemiş.

“Tabii” dedi avukat efendi ve 48 saat süre tanıdı.

Hahambaşı daha pritikce sevimli gün görmüş biriydi.

BU PARA ENİNDE SONUNDA CEMAAT MENSUPLARI TARAFINDAN KAZANDIRILDI

Her ne kadar genelevden kazanılmış bir servetten sözediliyorsa da buna doğru karar vermek zorundaydı.

Akşam eşi ile de danıştıktan sonra eşlerin fikri ve görüşü çok önemlidir. “Kim ki eşine danışmadan karar verirse eksik ve hatalı karar verir” lafı da bu hahambaşına aittir derler. Kim derler bilmiyorum ama rivayet böyle.

Sabah hahambaşılık makamına geldiğinde cübbesini ve 10 emir levhalarını boynuna geçirip Yönetim Kurulu Başkanını makamına çağırtır.

“Bak Kardeşim” der. “Karar kolay değil bu paranın kaynağını biliyoruz utanç dolu bir meslekten kazanılmış ancak bu bir gerçektir ki bu para eninde sonunda bu cemaatin mensupları tarafından bu kadıncağıza kazandırılmıştır. Ve kararım şudur ki cemaatten gelen paranın cemaate dönmesinde dinen bir mahsur yoktur. Kısaca her şey mahrecine döner” dedi ve mirasın alınması din hukuku açısından kabul edilebilir denildi.

Masal veya fıkra derseniz deyin de ama mantık yok diyemeyiz.

SİNANGOG MENSUPLARI TARAFINDAN TESİS EDİLDİ

Bayan Matild Manukyan da mirasını Hahambaşılığa bıraksaydı daha az sorunla karşılaşılırdı. İbranice öğretmenim saygıdeğer hahambaşımız İzak Haleva abim de benzer bir karar çıkartır mıydı bilmiyorum ama rivayet odur ki Yüksek Kaldırım Genelevi hemen yokuşunun ortasındaki Ashkenaz Sinagogu mensupları tarafından tesis edilmiş ve Zürafa sokağı ile bitişiğindeki sokaktaki evler ve mallar Gürcistan ve Ukrayna Yahudileri tarafından Türkiye’ye göç ederlerken yolcu beraberi eşya olarak ithal edilmişlerdi. Mallar olarak da adamlar ellerinde ne varsa onu getirmişler. Yakın olsun diye de sinagogu işyerlerinin hemen yanıbaşına inşa etmişler. Hani rivayet işte ne bileyim ben...

Maksat gülümsetmek olsun...

Rafael Sadi

Odatv.com

YORUMLAR

  • 0 Yorum