Kayahan Uygur PKK ve eroin jeopolitiği

Rusya’nın her iki coğrafyada da müdahil olduğu Ukrayna ve Suriye konuları birbirlerinin içine geçmiş durumdadır.

Kayahan Uygur PKK ve eroin jeopolitiği
17 Mart 2016 - 09:32
Ama iki ülkeyi birbirine bağlayan asıl faktör Rusya değil, uyuşturucu trafiğidir. Ukrayna’da 2014 Şubat ayında başlayan iç savaşla Donbass bölgesi ayrılıkçı Rusların eline geçmiş, birkaç ay sonra da Kuzey Suriye’de sözde Rojava devrimi başlatılıp PKK-PYD ayrılıkçıları sahneye çıkmıştır.  Afganistan-Avrupa eroin yollarını incelediğimizde bu iki olay arasındaki ilişkiyi hemen anlarız. Çünkü bu yollardan biri Kuzey’den Rusya-Ukrayna sınırından, diğeri Güney’den İran-Türkiye sınırından Avrupa’ya ulaşır. Her ikisinde de baş aktörlerden biri PKK’dır. 

Narkotik gerillalar 

Kimileri tarafından özgürlük palavralarıyla ya da mağduriyet edebiyatıyla siyasal bir hareket olarak gösterilmek istenen PKK, gerçekte savaş ve uyuşturucu baronlarının yönetiminde bir taşeron örgüttür. Bazı dünyadan bihaber entellerin PKK ile ilgili söylemlerini duyuyorum da, işin aslını bilenler ya da baronlar nasıl kahkahalarla gülüyorlardır diye düşünüyorum. Çünkü iddiaların aksine Türkiye’de Kürt sorunu yoktur, terör uyuşturucu trafiğinin ve dış güçlerin hizmetindedir ve bundan nemalananlar o entelleri parmaklarında oynatan, kendileri okuma-yazma bile bilmeyen bir takım korkunç canilerdir. Her biri milyarlarca dolar servete sahip olan bu babalar izin vermese PKK, PYD, HDP ağzını açıp tek kelime bile söyleyemez. Önderlik dedikleri şahıs bir balondur ve güvenlik güçlerini oyalamak için kullanılmıştır. 

Yüksekova gerçeği 

Kolombiya’da Medellin, Meksika’da Chihuahua nasıl uyuşturucu kartellerinin başkentiyse PKK narkotik gerillalarının başkenti de Yüksekova’dır. Bu ilçemiz 50 yıldan beri Afganistan ve İran üzerinden Avrupa’ya gönderilen eroinin geçiş noktası ve lojistik merkezidir. Bölgedeki aşiretler PKK’nın kontrolünde mal dağıtımı yapar, malın ulaşımıyla ilgili sorunları çözerler. 

Öcalan, 1999 yılında CİA tarafından paketlenip Türkiye’ye yollanmadan önce İnterpol bilgilerine göre Afganistan’dan Avrupa’ya gönderilen eroinin yüzde 80’i Yüksekova’dan geçiyordu. Bunun para olarak karşılığını hesaplamak için şu rakamları verelim. Afganistan alış fiyatlarıyla bunun toplamı yılda 3 milyar dolardır, uluslararası aracıların tümünün bunun 7 misli fazla bir miktarı kazandığı, bölgemizde de bunun üçte ikisine el konulduğu bilindiğinden en az 15 milyar civarında bir rakama ulaşırız. 

Öcalan’ın yakalanmasıyla birlikte Afganistan eroininin geçiş yolu değişti. Artık uyuşturucunun yüzde 80’lik bir miktarı Özbekistan, Rusya ve Ukrayna üzerinden yollanırken sadece yüzde 10’u İran ve Türkiye üzerinden geçmeye başladı. Aynı 1999-2000 döneminde Rusya’nın bir ekonomik krizle boğuşması, küresel istihbarat örgütlerinin trafiği Rusya’ya yönlendirmesi ve bu tarihten itibaren PKK’nın eylemlerini aynı orana, yani yüzde 10 düzeyine indirmesi anlamlıdır. 

Yezidi bağlantısı 

Bu noktada okuyucularımı aydınlatmak isterim. Türkiye’deki beyaz işi Yüksekova ve Van kökenli Kürt mafyasının elindeyse, Rusya’da da aynı işi Yezidi Kürtleri yapmaktadır. Birkaç yıl önce öldürülen Dede Hasan’ın yönetiminde Rusya Yezidileri uyuşturucudan büyük bir servet oluşturmuşlar ve PKK ile sürekli birlikte çalışmışlardır. Kafatasçı PKK aydınları, Yezidilerin dışarıdan evlenmemeleri nedeniyle has ve öz Kürt kaldıklarını iddia ediyorlar. Bu yaklaşımın amacı Yezidi mafyasıyla işbirliğinin yolunu yapmaktır. Zaten uyuşturucu ha Türkiye üzerinden, ha Rusya üzerinden Batı Avrupa’ya vardığında oradaki yerel dağıtımı yine PKK şebekesi örgütlüyor. Bu arada okurlarıma Kolombiya’da Medellin, Cali ve Bogota da yüzlerce Türkiyeli Kürt ailenin yerleşik durumda olduğunu hatırlatırım, orada ne işle meşgullerdir dersiniz?  

2014 Yılında başlayan Ukrayna iç savaşı 1999’dan beri yüzde 80’i o bölgeden geçerek Batı’ya yollanan eroin sevkiyatını kesintiye uğratmıştır.  Aynı dönemde PKK’nın yeniden teröre hız vermesinin nedeni eski İran-Yüksekova-Türkiye koridorunu yeniden canlandırmak içindir. Ancak bu kez Türkiye’de satın alabilecek asker ve sivil bürokrat bulamadıkları için bu kez malı Van üzerinden İstanbul’a oradan Avrupa’ya yollayamadıklarından koridoru Suriye’ye uzatmayı ve Lazkiye limanından deniz yolunu kullanmayı tercih etmişlerdir. Nitekim 2 ay önce Libya açıklarında Türk Deniz Kuvvetleri tarafından yakalanarak Türkiye’ye getirilen bir Suriye gemisi Yüksekova baronlarının malıyla tıka basa doluydu. 

Eroin yolu 

Kandil’in yeniden savaşa ikna edilmesinde ve PYD’nin örgütlenmesinde Rus Yezidi Mafyası’nın, Dede Hasan’ın (Aslan Usoyan) yeğenlerinin büyük rolü olduğu söyleniyor. “The Economist” , “İndependent” gibi yayınlara göre ülkenin en önemli “ailesi” olan Usoyan’lar PKK’nın başlıca ortağı olarak görülüyor. 2014’de DAEŞ’in ortada hiçbir neden yokken ve bölge askeri hedef olmaktan çok uzakken birden bire Irak’taki yoksul Yezidilere saldırtılması da küresel istihbarat örgütlerinin bir manevrası olarak değerlendiriliyor. Amaç Yezidi mafyasını PKK’ya yardıma zorlamak, adına Kürt koridoru denilen yeni eroin yolunun inşasında mali kaynak edinmektir. Silah ve mühimmat hariç her bir teröristin günde 50 dolara mal olduğu düşünüldüğünde 10 bin civarında elemanı bulunan PYD’nin masrafının bu şekilde mafyaya yüklendiği anlaşılmaktadır. Rus-Yezidi mafyası açısından bu bir yatırımdır. PYD devleti kurulursa harcadıkları parayı misliyle geri alacaklardır. Ancak Türkiye’nin, bir PYD terör-uyuşturucu devletine asla izin vermeyeceği bellidir. 

İnsanlık düşmanları 

Kimi zaman ulvi amaçlarla verildiği iddia edilen savaşların perde arkasında işte bu korkunç gerçekler var. Batı Avrupa’daki uyuşturucu kurbanı gençlerin durumunu bizzat görmüş bir hukukçu olarak, bu insanlık düşmanı zehir tacirlerinin PKK-PYD-HDP-Aşiretler arasındaki bütün unsurlarının en ağır cezalara çarptırılmalarından, bu şebekelerin de yok edilmesinden yanayım. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum