Kılıçdaroğlu'na, Akşener'e, Altılı Masa'ya...

Oylar eğer bölünür, HDP dışlanır, ortak aday konusunda doğru yol bulunamaz ve Erdoğan bir kez daha kazanırsa, Türkiye bir cehennem çukuruna düşer...

Kılıçdaroğlu'na, Akşener'e, Altılı Masa'ya...
06 Kasım 2022 - 09:51

Yarım asrı geçti gazeteciyim.
Çok uzun yıllardır bizim siyaseti izliyorum.
Özellikle 1970'lerin başından beri
Türk siyasetini yakın markajda
tutmaya çalışıyorum.
Bu süreçte bütün önde gelen siyasetçiler
ve devlet adamlarıyla yakın ilişkilerim oldu.
İnişli çıkışlıydı, epeyce köşeliydi bu ilişkiler.
Ama yıllar geçtikçe köşeler törpülenmeye başladı.
Bir zamanlar neredeyse "düşmanca" baktığım
siyasetçilerle ilişkilerim "normalleşme"
yoluna girdi.
Ben normalleşmeye başladım
ama bizim siyaset sahnesi
ne yazık ki hiç "normalleşmedi."
"Uzlaşma"ydı, "diyalog"tu, "hoşgörü"ydü,
bizim siyasetçilerin genellikle
uzak durdukları kavramlardı.
Bu yüzden bir türlü demokrasi çatısı
altında toplanamadılar, demokrasi konusunda
ortak tavır alamadılar.
Demokrasiyi sadece
kendileri için istediler.
Birbirleriyle itişip kakışmayı,
birbirlerine ateş etmeyi demokrasi sandılar.
Demokrasinin kolunu kanadını kıran,
demokrasiyi ikinci, üçüncü sınıflığa
mahkum eden "askeri darbeler"e karşı,
aralarındaki farklılıkları bir yana bırakıp
aynı safta buluşamadılar.
"Eyy asker sen siyasete karışma!"
diyemediler.


Ama bugün geldiğimiz noktada
durum daha farklı.
Askeri darbeleraskeri otoriter rejimler
ya da askeri vesayet yok artık.
Bunların yerini özellikle son on yıldır
"sivil darbe""sivil otoriter rejim",
"tek adam rejimi" ya da "sivil vesayet" aldı.
Demokrasi, hukuk ve özgürlüklerin
kolunu kanadını bugün artık
askerler değil, seçim sandığından çıkmış
siviller kırmış durumda.
Ama aynı zamanda bugün
önemli bir değişim var.
Geçmişte askeri darbeler karşısında
birleşemeyen partiler bugün "Saray"a,
"tek adam rejimi"ne karşı birleştiler.
Farklı siyasal çizgideki partiler
bir araya geldiler, bir demokrasi ittifakı
kurdular.
Altılı Masa budur.
Altılı Masa'nın tarihsel önemi,
farklı partilerden oluşan bir ittifakın
demokrasi isteyen özünden kaynaklanıyor.
Türk siyasal tarihinde bu bir ilktir.
"Askeri darbeler" gibi "sivil darbeleri" de
tarihin çöp tenekesine atabilecek
bir siyasal oluşumdur bu. 
Ama bugün demokrasiyi savunanların arasında
Altılı Masa'ya dudak bükenler,
Altılı Masa'yı küçümseyen
ve onu eleştirmeyi iş edinenler de var sahnede.
Hatta biraz daha ileri gidenlere rastlanıyor,
o kadar ki,
Altılı Masa, Erdoğan karşısında yenilgiye uğrasa
zil takıp oynayacaklar.
Eleştiri olmasın mı?
Elbette olacak eleştiri.
Altılı Masa'nın, Altılı Masa liderlerinin
eleştirilecek çok yanı var.
Ama eleştiri derken,
Altılı Masa'yı tökezletmek için,
yıkmak için
binbir türlü tezgahkumpas kurmakla
meşgul sinsi güçlerin
değirmenine su taşımaktan kaçınmak lazım.
Cumhuriyet'in 100. yılında,
Cumhuriyet'i kurtarmak ve onu demokrasiyle
taçlandırmak için yapılacak ilk iş,
Türkiye'nin önündeki en büyük sorun olan
"Erdoğan'ı seçim sandığında yenmek"tir.



Ads by Kiosked

Oylar eğer bölünür,
HDP dışlanır,
ortak aday konusunda
doğru yol bulunamazsa,
(benim tercihim Kemal Kılıçdaroğlu)
ve Erdoğan bir kez daha kazanırsa,
şunu iyi bilin, Türkiye tam bir
bir cehennem çukuruna yuvarlanır.

Tekrarlamakta yarar var:
Erdoğan'ı seçimlerde yenmek
bir ilk adımdır. Sonrası da
hiç kuşkusuz engellerle dolu
son derece güç bir süreçtir.
Ancak tünelin ucundaki ışığın
yanıp sönmesi için
seçim sandığında Erdoğan'a önce
"Yirmi yıl yetti, hadi sana güle güle"
demek gerekiyor.
Başka yolu yok.
İyi pazarlar!
 

Hasan Cemal

[email protected]


YORUMLAR

  • 0 Yorum