Köşe yazarlarının bugünkü gündemi

Köşe yazarlarının bugünkü gündeminde Hatay'a düşen mermiler, terör sorunu, iptal edilen 23 Nisan resepsiyonu ve Erdoğan'ın Alman mizahçıya açığı dava konusu vardı. Ayrıca MHP'deki kurultay süreci de yazarların dikkat çektiği konuların başında geliyor.

17 Nisan 2016 - 10:22
İslam kardeşliği ama KKTC’yi tanıyan yok!.. / Mehmet Türker / Sözcü

Maşallah!..

AKP’liler ve yandaşları tam bir Bahçeli amigosu haline geldi…

Bahçeli’yi başlarına taç yaptılar, muhaliflerini de paralelci ilan ettiler…

AKP’nin Adalet Bakanı’na göre, yargının siyasi partilerin içişlerine karışmaması gerekirmiş…

MHP’nin olağanüstü genel kurulu için mahkeme karar verdi ya, şimdi onu çürütmeye çalışıyorlar…

Bahçeli de AKP’den gelen bu yandaşlığa “Yahu ne oluyor” diyeceğine aksine çok mutlu…

Allah birbirlerine bağışlasın, Allah ayırmasın, amin!..



***

Paşalar Rasim Ozan Bey’e “Rus uçağını düşüren F-16 pilotunu” anlatmadı mı? / Can Ataklı / Sözcü



İktidar MHP’de “Bahçeli’yi desteklemekle” doğrusunu yapıyor

Gazeteci olarak bakınca iktidar partisinin ve yandaşlarının MHP’deki kriz konusunda Bahçeli’nin yanında yer alması tuhaf geliyor.

Ancak siyasi olarak bakarsanız bu strateji doğrudur.

Hatta öyle ki yakında CHP de Bahçeli’nin yanında yer alırsa hiç şaşırmayın.

Çünkü MHP’nin yerinde sayması hatta gerilemesi ancak Bahçeli’nin kazanması ile mümkün olacaktır.

Bahçeli’nin başta kalması halinde MHP’nin baraj sorunu bile yaşayabileceği söylenebilir.

Muhalefetin kazanması, ortada olan 4 adaydan herhangi birinin seçilmesi halinde MHP’nin oylarında artış olacağı adeta kesindir.

AKP’liler şunu biliyor; kendi tabanlarında “mutsuz” bir kesim var. Ancak günün koşulları gereği bu kesim seçimlerde oy verecek bir parti bulamıyor. MHP’deki yeniliğin bir cazibe alanı olması ve “mutsuz” AKP’lilerin buraya kayması büyük olasılıktır.

Aynı şekilde CHP seçmeninin bir bölümü de “çaresizlik” nedeniyle her koşulda partisine destek veriyor.

MHP’deki bir değişim, zaten artık pek konuşulmayan ideolojik ayrılıkların etkisini ortadan kaldıracak ve CHP’li bir kesim de MHP’ye kayacaktır. Bunun yüzde 5’e kadar çıkması da zor değildir.

Bu durumda AKP’nin de CHP’nin de, MHP krizinde Bahçeli’nin yanında yer alması bugünkü siyasi konjonktür açısından yanlış olmayacaktır.

***

BİR ADIM ÖTESİNİ GÖREMİYORUM!. / Mehmet Tezkan / Milliyet

 

MHP’de hesaplaşma dönemine girildi.. MHP’nin buradan nasıl çıkacağı da memleketin hal ve gidişini etkileyecek..

- Olağanüstü kongre yapılacak mı?

- Yargıtay ani bir kararla kongre yolunu kapatır mı?

- Olağanüstü kongre olursa Bahçeli aday olur mu?

- Aday olursa koltuğunu korur mu?

- Bahçeli yeniden genel başkan seçilirse MHP hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam eder mi?

- Bahçeli yenilirse yerine kim gelir?

- Akşener mi, Aydın mı, Oğan mı, Özdağ mı?  

- Bahçeli yarışı kaybederse bir grup milletvekiliyle MHP’den kopar mı?

- Bahçeli MHP’den kopanlarla yeni parti kurar mı? Mesela MÇP’yi canlandırır mı?

- MHP’de yönetim kadrosu değişirse yeni başkan ve yönetim nasıl bir politika izler?

***

Bu soruların da yanıtı önemli..

Siyaset önemli bir virajda.. HDP ile MHP’nin yarınki pozisyonu belli değil..

Bu sebeple bir adım ötesi flu..

Bir adım ötesini yorumlamak imkânsız..

İyi pazarlar!.

 

***

Mermiler neden Kilis’e düşüyor! / Güngör Mengi / Vatan

 

Işid ve pyd planı!

 

ABD, kendisi mülteci almazken, zor durumda olan müttefiki Türkiye’nin ısrarlı “güvenli bölge” taleplerine karşı çıkması konusunda kabul edilir bir açıklama yapamadı.

 

Rusya ve Esad güçleri ile birlikte “sınır ötemizde PYD’nin ilerlemesine ve kantonlar ilan etmesine” yardımcı oldu. PYD’ye her tür desteği verenler arasında AB ülkeleri de var.

 

Kilis’ten Türkiye’ye atılan mermilerin Türkiye’yi IŞİD veya PYD ile çatışmaya sokması Güneydoğu bölgesinden sınır ötesi savaşa dahil olmamız için yeni bir plan olabilir.

 

IŞİD’in Tel Abyad’ı çatışma yaşanmadan PYD’ye bırakmasıyla Cezire ve Afrin kantonları birleşti. Kilis’in karşısında bulunan Azez’i de IŞİD alıp PYD’ye bırakırsa diğer kantonların Kobani ile birleşmesini sağlayacak.

 

***



Aşağılık Alman'ın okuduğu şiir falan değil, resmen küfür / Ahmet Hakan / Hürriyet

 

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ASIL BU YAPILANLARLA YARA ALIR

 

ORTADA “mülteci krizi” falan olmasa...

 

Merkel, imkânı yok geçit vermezdi o aşağılık Alman’ın yargılanmasına...

 

 

Üstelik Alman yasalarında...

 

“Yabancı devlet adamlarına hakaret” suçunu düzenleyen kapı gibi maddeler bulunmasına rağmen...

 

 

Merkel’in yaptığı nedir?

 

Şudur:

 

Topu Alman yargısına atarak durumdan sıyırmak...

 

 

Almanya’da Merkel’in bu yaptığına bile ciddi itirazlar var.

 

Neymiş efendim, bu aşağılık Alman yargılanırsa...

 

- İfade, basın ve sanat özgürlüğü yara alırmış.

 

- Mizahın hakaret suçlamasıyla cezai takibe uğraması çağdaş demokrasiye uymazmış.

 

 

Size bir şey söyleyeyim mi?

 

- Mide bulandırıcı küfürlere...

 

- Nefret suçuna varmış hakaretlere...

 

- En aşağılık ırkçılığa...

 

Mizah diyerek, sanat diyerek, ifade özgürlüğü diyerek sahip çıkmak...

 

Basın özgürlüğüne en büyük darbeyi vuracaktır.

 

 

Bu yaklaşım...

 

“Tükürürüm böyle basın özgürlüğünün içine” demek için sırada bekleyen basın özgürlüğüne saygısız tiplerin iştahını kabartacaktır.

 

 

Bu yaklaşım...

 

Basın özgürlüğünden ödü patlayanlara, “İşte bunların basın özgürlüğü falan dedikleri bu” deme hakkı verecektir.

 

Bu yaklaşım...

 

***

İşte operasyon kararını PKK’ya sızdıranlar / Saygı Öztürk / Sözcü

Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde operasyon yapılacağını herhalde Mısır’daki “sağır sultan” bile duymuştur. Cadde ortasında askerlerimizin şehit edildiği, hendeklerin kazıldığı, barikatların yapıldığı, patlayıcıların yerleştirildiği, bölücü örgüte yakın olanların silahlandırıldığı, teröristlerin gündüzleri bile roketatarlı olarak dolaştığı ilçede tabii ki operasyon yapılacaktır. Valilik tarafından ilgili birimlere gönderilen operasyon yapılacağına ilişkin yazının PKK’ya yakın bir sitede yayınlanmasını bazı yazarlar asker içindeki “paralel yapının işi” olarak değerlendirdi. Son dönemlerde her olumsuzluğu, beceriksizliği “paralel yapı”ya atma modası var. Bir zamanlar aynı kişiler benzer durumlarda hedef aldıklarını “Ergenekoncu”, “Darbeci” diye yaftalıyordu.  İLK AÇIKLAMA BAKANDAN  Yüksekova’da operasyon yapılacağını kimin sızdırdığını merak etmeye de gerek yok. Çünkü İçişleri Bakanı Efkan Ala, Yüksekova’da operasyon başlamadan günler önce, “Yüksekova, Şırnak merkez ve Nusaybin’de barikatların kaldırılması ve hendeklerin kapatılması için operasyonlar başlatılacağını” söylüyordu.



***



Mizah fişeği... / Melih Aşık / Milliyet

Fakir

- Fakir oynar, zengin dans eder.

- Fakir işe gider, zengin ofise geçer.

- Fakir ağlar, zengin gözyaşlarını tutamaz.

- Fakir kuma getirir, zengin ortanca hanım.

- Fakir işsizdir, zenginin bir projesi vardır.

- Fakir arkadaşlarıyla buluşur, zengin dostlarıyla bir araya gelir.

- Fakir kursa yazılır, zengin workshop’a gider.

- Fakir mangal yapar, zengin barbekü.

- Fakir hırsız, zengin kleptomandır.

- Fakir kavga eder, zengin mahkemeye verir.

- Fakir âlemin bir parçasıdır, zengin cemiyetin.

- Fakir bayılır, zengin panik atak geçirir.

- Fakir, “Reisçiyim” der, zengin “Yetmez ama evetçiyim.”

- Fakirin nenesi vardı, zenginin büyükannesi.

- Fakirde hastalık “ırsi”dir, zenginde “genetik.”

- Fakire inme iner, zengin felç olur.

-  Fakirinki zinadır, zengininki yasak aşk.

-  Fakirin kütüğü vardır, zenginin soyağacı.

- Fakirin çocuğu dayaklıktır, zengininki hiperaktif.

(Feys’ten)



***

23 Nisan’ı biz kutlarız… / Bekir Coşkun / Sözcü



Meclis’te “23 Nisan Resepsiyonu” verilirse… Şehit varken, mecburen kalkıp oynuyorsun…  *  Zurnacı “Kara üzüm habbesi”ni çaldığında, ev sahibi olarak Meclis Başkanı mecburi oynamaya kalkar… İki dönüp eski başkan Cemil Çiçek’in önüne geldiğinde kolundan tutup zorla oynamaya çeker… Tuğrul Türkeş, elini beline koymuş fıstık silkeleyerek ortaya ilerlemektedir… Milletvekilleri ikişerli, üçerli piste çıkarlar, herkes oynamaktadır… Hükümet sözcüsü olarak Numan Kurtulmuş’un, davulun “dan” vuruşu ile çömelip havaya fırlaması, iki mendili sıra ile başına götürmesi büyük ilgi görür… Amerika büyükelçisi viski bardağını havaya kaldırarak bunu “Okeeyyy” şeklinde bağırarak kutlar, bir avuç leblebiyi ağzına atar… Milli Savunma Bakanı ile Devlet Bakanı, Genelkurmay Başkanı’nın kollarından piste çekmeye çalışırlar, o ayaklarını “V” biçiminde açmıştır, direnir… Aile Bakanı bacı, elini havada ritmik sallayarak “Bir kere oynamakla bir şey olmaz paşa hazretleri” der…

 

***



G.Saray’ı satan satana / Serhat Ulueren / Vatan



EE düşenin dostu olmaz diye boşuna dememişler. G.Saray’a bir tekme de Antalya vurdu. Sadece Antalya değil G.Saray yönetimi de futbolcularını terkederek, sahipsiz bırakarak müthiş tekme vurdu. Yöneticiler oyuncularını satıp veya zevki sefa uğruna İstanbul’da kalırsa, Selçuk, Sneijder keyfe keder Antalya’ya gitmezse maça da böyle tecrübesiz hakem atarlar. Tecrübeli Çakır, Aydınus, Yıldırım gelse sonuç farklı mı olurdu? Hayır.    PEKİ genç hakem Yaşar Kemal Uğurlu da tekme vurdu mu G.Saray’a? Bence hayır. Tartışmalı pozisyonlardan başlayalım. Eto’o’nun 2. golünde sol kolu da topa uzanıyor ama Kamerunlu futbolcu kafasıyla ağlara gönderiyor. Gol temiz gibi. İlk yarıda Hakan Balta M’billa’ya bir defa değil iki defa penaltı yapıyor ama hakemler basiretsiz olduğu için çalamıyorlar. 50’de Donk’un geri pasında Eto’o ceza sahasında Donk tarafından biçiliyor, %100 penaltı ama karar devam. Bu pozisyonda Eto’o’ya pası veren şayet Makoun ise pozisyon ofsayt. 69’da Donk’a çıkan kırmızı... Hollandalı’nın tek amacı topu kontrol etmek ve kasıt yok. Hadi kontrolsüz hareketten attın Donk’u, o zaman aynı hareketi 77’de Emrah’a yapan Emre Çolak’a neden kart çıkmıyor? Hep çifte standart, hep eyyam. Yeter artık MHK ve futbol bilmeyen hakemler.



***

Sonuna kadar hak ediyorlar / Rıdvan Dilmen / Sabah

 

Beşiktaş kendisi dışında 17 takımın içeride attığı gollerin fazlasını deplasmanda attı. Rakibi Fenerbahçe 21 atmış dışarıda. Beşiktaş 32 atmış. Bu çok önemli... Türkiye rekoru kırmaya namzet bir görüntüsü var. 14 maçta 10. deplasman galibiyetleri oldu. Pozisyon vermedi neredeyse rakibine gol dışında. 4 deplasmanı var. Bir tanesinde puan aslanın ağzındayken kazandı. Bu istatistiklere göre hak ediyor mu? Hak ediyor. Göze hoş geliyor mu? O da tamam. Çok top dolaştırmıyorlar, orta yuvarlakta ya da birinci bölgede eveleyip gevelemiyorlar, apaçi gibi gidiyorlar, dikine oynuyorlar. Bugün Fenerbahçe kazansa dahi son 5 maçta 2 beraberlik kredisi duruyor.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum