Küçük Olsun Ama Benim Olsun Partisi!

Bu arkadaşlar bir kırmızı plakalı makam aracı kullanabilecek bir idare amiri için bile ortak bir noktada buluşamıyorlar

Küçük Olsun Ama Benim Olsun Partisi!
19 Ocak 2024 - 11:18

Bu müjdeyi aslında ben vermek isterdim ama ben yazıma başlayana kadar T24 bu haberi çoktan vermişti. Çoktan dediysem, 2 saat kadar önce.

Eminim ki bu haber yurtta, yavru vatan Kıbrıs’ta ve dış temsilciliklerimizde de yeterince yankılanmıştır: CHP’nin, TBMM İdare Amiri belli oldu!

 

Parti grubunda yapılan seçimde Kemal Kılıçdaroğlucuların adayı Uğur Bayraktutan Bey, Genel Başkan Özgün Özel’in “Bu arkadaşı seçelim” diye işaret ettiği Yaşar Tüzün Bey’i, 67 oya karşı 55 oy ile geçti ve TBMM İdare Amiri sıfatını kazandı.

Böylece kırmızı plakalı bir makam otomobili olacak ki Allah kazadan, beladan saklasın!

Bunun memlekete, üç kuruş zamma mahkûm edilen emeklilere, milli gelirden aldıkları pay her üç ayda bir daha da azalan ücretlilere, tarlalarını ekmek yerine boş bırakmanın daha karlı olacağını düşünen köylülere ne faydası olacak derseniz, bilemiyorum.

Biliyorum aslında ama cümleyi öyle bitirmek daha hoş olur diye düşündüm: Bir faydası olmayacak.

Ancak bu CHP için çok önemli bir seçimdi, bunu da atlamayalım lütfen.

Kemal Kılıçdaroğlu - Özgür Özel

Ben bu partinin üyesi olsaydım, gelecek Kurultay’da oylanabilmesi için şöyle bir önerge verirdim: Partinin adı Küçük Olsun Ama Benim Olsun Partisi olarak değiştirilsin! Kısaltması da şöyle oluyor: KOABOP.

Ana muhalefet partisinin son kurultayını “yenilikçi değişiklikçiler” kazandı. “Değişimciler” değil, “değişiklikçiler!”

 

Değişiklik oldu, parti meclisinde bazı üyeler değişti, genel başkan değişti, haliyle yardımcıları filan da buna dahil ama değişim olmadı.

Kendilerine niye “sosyal demokrat” diyorlar bunu gerçekten bilemiyorum.

Dünya çapında, Parti Meclisi’nde sendikacı işçi sayısının, en az olduğu sosyal demokrat parti KOABOP!

Hatta bir adım daha atıyorum, belediye meclislerinde sendikalı işçi, köylü, memur sayısı, mesela serbest çalışan avukatlardan daha az olan tek sosyal demokrat parti de bu parti.

Ve bu arkadaşlar bir kırmızı plakalı makam aracı kullanabilecek bir idare amiri için bile ortak bir noktada buluşamıyorlar.

Kılıçdaroğlucular, Özelcileri yeniyor ve mutlu oluyorlar.

Aralarında ideolojik olarak ya da sınıfsal köken bakımından ne fark derseniz kendileri de bunu biliyorlarsa 50 yıllık bu mesleğimi bırakmaya hazırım.

Cemaat, imama uymuş

Belli ki bir ateş var, duman da oradan çıkıyor!
Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan

Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın babası Erol Erkan ile ilgili olarak CİMER’e yapılan bir başvuru tartışılırken ortaya yeni bilgiler de saçıldı.

İddialar doğruysa Erkan, Merkez Bankası personeli için kurulan sosyal tesisi tadilat gerekçesiyle kapatmış ve burada görevli garson ve aşçılar Erkan ailesine özel hizmet vermeye başlamış.

İddialar CİMER’e kadar ulaştı.

İddia sahiplerinden biri de “başı örtülü bir kardeşimiz” olduğu için Fahrettin Bey şimdi ne yapacağını kara kara düşünüyor olmalı.

Çünkü insan hayal gücü ne kadar geniş olursa olsun böyle bir şikâyeti uyduramaz. Belli ki bir ateş var, duman da oradan çıkıyor!

Doğrusunu isterseniz bu nedenle Hafize Gaye Hanım'ı eleştiremeyiz.

Çünkü Hafize Hanım ABD’den yeni geldi. Buralarda işlerin nasıl yürüdüğünü ilk elde bilebilmesi mümkün değil.

Onun için “görmesen bile denizi yukarıya çevir gözü” dizesindeki gibi gözünü yukarıya çevirmiş.

En doğru hareket biçiminin Cumhurbaşkanı’nın hareket tarzı olduğunu düşünmesi çok normal.

Eh, Saray’a bakınca da gördüğü bu olmalı.

Yani sorun Hafize Hanım’da değil, tüm kamu bürokrasisine örnek olması lazım gelen Cumhurbaşkanı’nın Saray’ını ve makamını kullanış tarzında.

Cemaat, imama uyuyor, olan biten bundan ibaret!

ABD’nin tuhaf hesapları

Bu plan gerçekleşse bile Türkiye, Ege’deki hava üstünlüğünü kaybedecek
John Kirby

ABD yönetimi, göreve geldiğinden beri aynı çizgiyi izliyormuş!

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, “İlave F-16’ların satışını ve Türkiye’nin F – 16 filosunun modernizasyonunu desteklemeyi sürdürüyoruz” dedi.

Türkiye’nin ulusal savunma planları arasında öncelik yeni nesil savaş uçakları olan F 35’lerdi.

Erdoğan, Putin’in gönlünü almak için emeklilerden esirgediği 2 milyar 500 bin doları götürüp S 400’lere yatırdığı için F 35 programından çıkarıldı, yatırdığı paraları da geri alamadı.

İş dönüp dolaşıp F 16 uçaklarının modernizasyonuna geldi ama buna da Kongre engel.

Bu plan gerçekleşse bile Türkiye, Ege’deki hava üstünlüğünü kaybedecek.

ABD yönetimi de F 16’ları, İsveç’in NATO üyeliğine olan itirazlarımızı etkisiz kılmak için bir şantaj silahı olarak kullanıyor, aslında olan biten bu.

Yani ABD, NATO’nın kuzey kanadının güçlenmesine engel olunmasın diye NATO’nun güney kanadının askeri ambargo altına alınması gibi bir politika izliyor.

Bir tek bana mı tuhaf geliyor bilemedim.
 

Mehmet Y. Yılmaz

@MHMTYKPYLMZ[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum