Milât olarak kabul edin

Cenap Şahabettin demişti ki: “Düşmanlarını aldatmayanlar, dostlarını aldatmayanlardan daha çoktur...”.

Milât olarak kabul edin
23 Ekim 2023 - 09:20

Lütfen:

İlle de eğlence dünyası ünlüleriyle...

Siyaset ve ilahiyat dünyasının tanınmış isimlerine bakar mısınız?..

Bunlar:

Düşmanlarını değil dostlarını kandırıyorlar...

Çünkü...

Düşmanlarından bir çıkarları yok...

Ve biliyorlar ki:

Düşmanlarını kandıramazlar...

Dostlarını kandırdıklarında ise pek çok:

Dünya nimeti kazanırlar...

Düşmanları değil de dostları tarafından kandırılan...

Ve hatta:

Cezalandırılan KHK’lılara neden acıdığımı anlatacağım için:

Bu girişi yaptım...

Gerek AİHM ve gerekse de AYM, KHK ile görevlerine son verilen...

Hatta...

Bazıları cezaevine konulan...

Ve kimileri hala yatan yurttaşlara:

Hak ihlali yapıldığı hükmüne vardı...

Yerel mahkemelerin bu hükümlere uymaması...

Hukukî ve vicdanî olarak haklı olduklarını göstermez...

Oysa bizim ceza hukukumuzda da:

“Kanunsuz suç olmaz...”.

Peki bu insanlar neden hapiste...

Ve ben, iktidarın “FETÖ” adını verdiği örgütle mücadele ederken...

Diğer tarafta:

“FETÖ’cü” olarak suçlanan bu insanlara neden destek veriyorum?..

Kısaca anlatayım...

İktidar partileri ve destekçisi medya...

Hatta:

Muhalefet partileri bile (İlle de CHP ve İYİ Parti):

Bu konuda korkak davrandılar...

Silahlı darbe girişiminde bulunanlarla...

Kamudaki görevlerinden alınan o insanları:

Aynı kefeye koydular...

Oysa...

Darbe girişiminden önce kamuda:

Klavye veya kalemle çalışan...

Ellerine bir gün bile silah almamış olan bu insanlara atılan suç:

Bir imama kanmak...

Aynı imam tarafından aldatılmaktı...

Halbuki:

Gerek yasalarımız gerekse de İslâm Hukuku:

“Aldatılanları” değil:

Aldatanları yargılar...

İşin ilginç yanı...

O yüzbinleri görevden alan kişinin...

Yani...

Yargılamadan...

Bir tek “Kanun Hükmünde Kararname” çıkararak atan kişinin kendisinin de:

Aynı imam tarafından aldatıldığını itiraf eden kişi olması...

O imama:

“Dön artık gel de bu hasret bitsin” ricasında bulunan kişi olması...

Endişe etmeyin...

Yeşilçam filmlerinde olduğu gibi...

Gün gelecek:

Güçlü olmayan vicdan sahipleri kazanacak...

Güçlü ama vicdansız olanlar kaybedecek...

Hatta:

Şu İsrail – Filistin çatışmasının başlamasını...

O güzel günlerin geleceğinin milâdı olarak kabul edin...

Günün sözü

“Az gelişmiş ülkeler kendi yöneticileri tarafından sömürülüyorlar, başka ülkeler tarafından sömürülmelerine gerek yok...”.

Nesrin Nas

ENSEYİ KARARTMAYIN

Bilinir ki:

Az gelişmiş ülkelerde, gelişmiş bir hukuk devleti olmadığı için:

Bencil hesaplarının peşinde koşan güçlülerin vicdanı yoktur...

Vicdanı olanlar ise güçsüzdür...

Vicdan sahibi güçsüzler:

Adalet için:

Bencil hesaplarının peşinde koşan güçlülerle mücadele ederken...

Tabii ki kişiyi ya da kurumu değil...

Hak, hukuk ve adaleti savunur...

Bencil hesaplarının peşinde koşan güçlüler ise:

Adalet ararken muktedirin ayaklarına basan güçsüzleri:

“Köpekleri” olarak gördükleri sözde hukuka/sözde hukukçulara ısırtırlar...

Gelecek için beni umutlandıran ise...

İşte bu:

Siyasi, sosyal, iktisadî ve hukukî vahşetin çıktığı nokta...

Çünkü bu kötülüklerin de...

İktisatta olduğu gibi bir:

İşba (Doyum) noktası olduğuna olan inancım...

Çetin Altan ustayı bir kez daha anayım:

“Enseyi karartmayın, güzel günler göreceğiz...”

BURADAN BÖYLE GÖRÜNÜYOR

Biden, Gazze’deki hastane saldırısından önce...

“Kara harekâtı başlatacağız” diyen Netanyahu’yu çok sert uyarmış:

“Aklından bile geçirme” demişti...

Biden’ın bu açıklamasını hem videolarımdan birinde takipçilerimle paylaştım...

Ve hem de:

SZC TV’de:

İsrail’in kara harekâtını erteleyebileceğini söyledim...

Tahmin ettiğim gibi oldu:

İsrail kara harekâtını erteledi...

İlginçtir...

Kara harekâtı ertelenince:

İsrail’e hiçbir şey kazandırmadığı gibi:

Başta tüm Müslüman âlemi olmak üzere:

Bu tür olaylara tamamen vicdan gözüyle bakan dünya insanlarının gözünde:

“Katil İsrail” çığlıkları atılmasına sebep olan kanlı saldırı geldi:

471 sivil öldü...

Ortadoğu medyasıyla birlikte halkının çoğu Müslüman olan tüm ülke medyaları aynı anda:

“İsrail hastane bombaladı 500 sivili öldürdü” diye haberler geçti...

İsrail ordusu:

“Biz vurmadık, İran destekli Filistin İslâmî Cihat Örgütü başarısız bir roket saldırısı yaptı” dedi...

Ben de dünkü yazılarımdan birinde ve aynı gece yayınlanan videomda bu cümleyi hatırlatıp:

“İsrail’i kınamak için henüz erken, teknik sonucu beklemek gerek” dedim...

Tepki çektim ama...

Daha çok da:

“Dede haklı, beklemek lâzım” desteği aldım...

Amman ha!..

Hiç kimse İsrail’i aklamaya çalıştığımı iddia etmesin...

Durum tespiti yapıyor, her haberi sizlerle paylaşıp:

Kendi penceremden nasıl göründüğünü anlatıyorum...

DEDİKODUSU BİTMEMİŞ

Fıkra bu ya:

Baş Melek“tanrım” demiş, “yeryüzüne inip kullarının arasına karışsan iyi olmaz mı?..”.

“Olmaz ya Melek” demiş Tanrı...

“Neden?” diye sormuş Baş Melek:

“2000 yıl önce dünyaya inip Meryem’i ziyaret etim, ona İsa’yı müjdeledim ama 2000 yıldır hala dedikodusu yapılıyor da ondan...”

Yani...

Canlarım Biden ya da başka bir ABD Başkanı ne yaparsa yapsın...

İsrail haklı bile olsa:

Düşmanlaştırılacaktır...

Dedim ya:

ABD, AB ve İsrail düşmanlığı Ortadoğu isimli kan denizinde:

Çok satıyor...

SONUMUZU GETİRECEKLER

Tanrı, Tevrat Levioğulları 24/20’de:

“Kırığa kırık, göze göz, dişe diş; komşusunda hangi sakatlığa yol açmışsa, kendisine de aynısı yapılacak” ayetiyle Musevilere intikam almalarını öğütleyen Allah...

Matta 5, 39; Luka, 6/29’da:

“Sağ yanağına biri tokat atarsa ona karşılık verme, sol yanağını da -vursun diye- ona çevir” buyuruyordu...

İsa, bu kadar nahif olmanın cezasını çarmıha gerilerek ödeyince...

Muhammed’e Muhammed Suresi, 4. Ayeti göndermiş olmalı ki...

Ayet şöyle:

“Öyleyse, inkâr edenlerle (savaş sırasında) karşı karşıya geldiğiniz zaman, hemen boyunlarını vurun; sonunda onları ‘iyice bozguna uğratıp zafer kazanınca da’ artık (esirler için) bağı sımsıkı tutun. Bundan sonra ya bir lütuf olarak (onları bırakın) veya bir fidye (karşılığı salıverin). Öyle ki savaş ağırlıklarını bıraksın (sona ersin). İşte böyle; eğer Allah dilemiş olsaydı, elbette onlardan intikam alırdı. Ancak (savaş,) sizleri birbirinizle denemesi içindir. Allah yolunda öldürülenlerin ise; kesin olarak (Allah,) amellerini giderip-boşa çıkarmaz”.

Ey güzel insanlar!..

Hangi dinden olursanız olun...

Dinlerin hepsinde reformun şart olduğunu lütfen kabul edin...

Irkçılık nasıl ki ağır insanlık suçuysa...

Dincilik de aynen öyle ağır bir suç sayılmalı...

Din devleti kurmak tüm dünyada BM kararıyla yasaklanmalı...

BM güçleri:

Kurulmuş/kurulacak din devleti yöneticilerine müdahale etmeli...

Talep ettiğim bu müdahale olmazsa...

Dinlerırklar; dinciler ve ırkçılar:

İnsanlığın sonunu getirecekler...

Endişelerimde haksız olduğumu söyleyenler ise lütfen:

Ortadoğu’ya baksınlar...

DÜNÜN TWEETİ

Dogu Ergil

@DoguErgildogu

Bazı insanlar ve insan topluluklarında ilke, kural, utanma ve sorumluluk duygusu az gelişmiştir. Davranışlarını çıkarları ve var olma güdüleri belirler. Bu ahlak-dışı bir kültür (değer sistemidir). O yüzden aldatmak, yalan söylemek ve başkasına zarar vermek vicdan azabı doğurmaz.

MEMDUH BAYRAKTAROĞLU
korkusuz.com.tr

YORUMLAR

  • 0 Yorum