Putin, Erdoğan'ın davetini neden kabul etmedi?

Türkiye’de istikrarlı ve öngörülebilir bir iktidar olursa, Rusya ile en önemli mesele olan güven sorununda ileri adımlar atılabilir

Putin, Erdoğan'ın davetini neden kabul etmedi?
20 Nisan 2023 - 11:37

Ve sonunda karar çıktı.

Çıkan karar Erdoğan’ı pek sevindirmedi.

Putin Türkiye’ye gelmiyor.

Akkuyu Nükleer Santrali’nde bir kez daha (bu sefer nükleer yakıt yüklenmesi, dolayısıyla “nükleer tesis” statüsü alması gerekçesiyle veya bahanesiyle) düzenlenecek “açılış töreni” için Ankara’nın ısrarlı davetleri Rusya liderini ikna edemedi.

Ve 27 Nisan’da gelmeyeceği kesinleşti.

“Teselli ödülü” bizim iktidar sahiplerini ne kadar tatmin edebilir bilmiyoruz ama Putin o günkü törene “video konferansla katılacak”.

Acaba bu şartlarda Erdoğan Mersin’e gider mi? Yoksa o da bulunduğu yerden “video konferans” yapmayı mı tercih eder “büyük açılış”ta?

Aslında bu konuda ellerinde bir “unutulmaz bir tecrübe” var; Akkuyu’nun 3 Nisan 2018 yılındaki açılışına her iki lider de, sakın şaşırmayın, Mersin’den değil Ankara’dan, direkt katılımla değil “video konferans” ile izlemesi pek keyifli olan “temsili düğmelere” basarak katılmışlardı.

Ve yine şaşırmayın, o açılış da bir seçim öncesindeydi; 24 Haziran 2018’da Türkiye’de cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri vardı.

E, beş yıl önce Mersin’e olmasa da Ankara’ya kadar gelmiş olan Putin, şimdi niye daveti reddediyor ve “video konferans” ile idare ediyor?

“Sevgili dostu Erdoğan” ile arası bozuldu mu? Ya da en azından çözemedikleri bazı ciddi sorunlar mı var? Yoksa kendi başı Ukrayna ile belada olduğu için böyle bir zamanı yok mu?

“Kolektif Batı” ile savaşırken “ne olur ne olmaz, kör bir füzeye kurban gitmeyelim” diye mümkün olduğunca uçağa binmekten kaçınıyor mu? (Rus liderin ülke içindeki gezilerini olabildiğince “zırhlı tren” ile gerçekleştirdiği söyleniyor.)

 Erdoğan kaybederse Rusya kaybetmiş olmaz

 Seçimlere sadece 3.5 hafta kaldı. Neredeyse son 100 metre koşulmaya başlanıyor.

14 Mayıs’ı merakla bekleyen sadece biz değiliz, birçok dünya ülkesinde de seçimlerin Türkiye’yi nasıl değiştireceği üzerine büyük bir merak var.

Bence en çok da Rusya’da.

Sadece Türkiye ve Rusya yönetimlerinin son yıllarda birçok konuda yakın iş birliğine gitmiş, hatta kader birliği etmiş olmasından dolayı değil.

Yalnızca Moskova’nın pek tanımadığı muhalefetin iktidara gelmesinin nelere yol açabileceğini bilmemesi ve bilmediğinden dolayı tedirginlik hissetmesinden değil.

Putin haddinden fazla angaje bir tavır benimseyerek Erdoğan’ın kazanmasını istediğini, hatta bunu belki de dünyada en çok isteyen yabancı lider olduğunu ortaya koydu.

Bunu yapması şart mıydı? Bence hayır.

Muhalif güçlerin iktidarı alması, Kremlin’in korktuğu kadar zor bir durum mu yaratacak Rusya açısından? Ankara bir anda yönünü Batı’ya çevirecek ve Moskova’ya sırtını mı dönecek? Rusların önem verdiği projelere son mu verecek? Örneğin, Akkuyu Santrali’ni kapatacak ve Astana Süreci’nden ayrılacak mı?

Bunları bilmiyoruz, bu konuda Millet İttifakı’ndan çok net açıklamalar duymadık. Ama doğrusu ben iktidarın değişmesi halinde Türkiye-Rusya ilişkilerinde hızlı ve radikal bir değişiklik beklemiyorum.

Elbette zaman içinde farklılıklar gündeme gelebilir, iki devlet yönetimi arasındaki diyalog eskisi gibi olmayabilir. Ancak yeni karşılaşacağımız şartların bir kısmı eskiye göre daha olumlu da olabilir.

Örneğin, Suriye’de yeni Türkiye yönetiminin izleyeceği çizgi Rusya’nın daha çok işine gelebilir. Ya da söz gelimi Libya’da Ankara eski yönetim kadar agresif bir politika izlemeyebilir.

En önemlisi, Türkiye’de istikrarlı ve öngörülebilir bir iktidar olursa, Rusya ile en önemli mesele olan güven sorununda ileri adımlar atılabilir. Türkiye’nin bir Rus uçağını vurma gibi bir hataya düşmeyeceğinden herkesin emin olacağı şartlar gündeme gelebilir.

Sonuç olarak Rusya medyasında sık sık dile getirilen “Erdoğan kaybederse Rusya da kaybeder” tezinin kesinlikle doğru olmadığını düşündüğümü net olarak vurgulayayım.

 Belki Erdoğan-Putin ikilisi o kadar uyumlu değildir

Rusya’nın yukarıda dediğim gibi Erdoğan lehine aşırı derecede angaje bir tutum izlemesi, birçok yorum ve tahmini beraberinde getiriyor.

Acaba Ruslar Türkiye’deki seçim sürecine müdahale edebilir mi?

Bizdeki seçim sistemi “Rus hacker marifeti” ile değiştirilebilecek bir yapıda değil. Üstelik Millet İttifakı’nın seçim güvenliğiyle ilgili yetkililerine bakarsak bu açılardan ciddi bir tehdit yok. 

Ama elbette troller aracılığıyla ve sosyal medyada bir şeyler yapılabilir, hatta kimilerine göre yapılıyor bile. Peki bu, seçim sonuçlarını büyük ölçüde etkileyecek bir faktör mü? Sanmıyorum.

Kısa bir süre önce İbrahim Kalın’ın Rusya’da Putin ile, ardından da Sergey Lavrov’un Türkiye’de Erdoğan ile görüşmüş olması sıradan bir gelişme değildi. Görüşmelerin içeriğini, varsa yapılan pazarlıkları bilmiyoruz.

Mesela, seçim gecesi bir karışıklık çıkarsa Moskova’nın Erdoğan’ın zaferini erkenden kutlaması gibi bir senaryo mu geliştiriliyor? Bilemeyiz. Ancak muhalefetin net bir başarı kazanması halinde hiçbir şeyin bunun karşısında duramayacağı kesin. Türkiye ile 5 yüzyıldan fazla diplomatik ilişkileri olan bir komşu devlet de buna dahil.

Bir başka konu da, Mart ortalarında Moskova’da Putin’le görüşen Suriye lideri Esad’ın Erdoğan’la bir araya gelmeyeceğini açıkça ilan etmesiydi. Varlığını büyük ölçüde borçlu olduğu Putin, tersini çok istese ve ısrar etse Esad buna karşı koyabilir miydi?

Acaba Rus liderin Erdoğan’la anlaşamadığı ciddi konular ve sonuçlandıramadığı pazarlıklar mı var?

Veya NATO’ya Finlandiya’nın üyeliği, Ukrayna’ya SİHA satılması ya da Karadeniz’deki bazı uygulamalar Putin’in canını mı sıkıyor? Bu sorular arttırılabilir.

Burada şunu da ekleyelim: Rusya basınındaki son dönemde bazı yorumların da gösterdiği gibi Ruslar artık Erdoğan’ın yenilme ihtimalini görüyor.

Belki Putin’in seçimlere çok kısa bir süre kala Türkiye’de Erdoğan’la fotoğraf çektirmek istememesi bununla ilgilidir.

Belki de Erdoğan ile Putin arasındaki diyalog birçoklarının sandığı kadar pürüzsüz değildir.
 

Hakan Aksay

@AksayHakan[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum