Rıza diye biri ve New York'a kilitlenen dikkatler…

Duyacağını bilsem avazım çıktığı kadar “Ey Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını sonradan kazanmış Rıza Sarraf.. neredeysen ses ver.. senin gaybubetin Türkiye’de heyecan yaratıyor” diye bağıracağım.

Rıza diye biri ve New York'a kilitlenen dikkatler…
17 Kasım 2017 - 11:14 - Güncelleme: 17 Kasım 2017 - 23:26
Bağıracağım, ama ABD’ye kadar sesimin ulaşmayacağını da biliyorum.

Evet, Rıza Sarraf Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını sonradan kazanmış olabilir; ama onun ortalıkta görünmediği haberi Türkiye Cumhuriyeti’nin ABD’ye bir değil tam iki kez ‘nota’ vermesine yol açabildi.

“Heyecan” dememin sebebi bu.

Rıza Sarraf (ABD’de İran’da kullandığı adıyla Reza Zarrap olarak yargılanıyor) artık hepimizin ismini ezbere bildiğimiz bir kişi. Doğup büyüdüğü İran’ın ambargolara muhatap olduğu zor günlerinde, yeni vatandaşı olduğu Türkiye’nin desteğini devşirdiği iddiasına muhatap.

Amerikalılar kendisini ambargoyu delmede kilit isim olarak yargılamaya kalktılar.

Kendi ayağıyla ABD’ye gidince derdest edilip Manhattan’daki bir cezaevine konuldu.

On gün sonra başlaması beklenen jürili duruşmalar öncesi avukatlarının itirazlarının değerlendirildiği ön-duruşmalara katılıyordu Rıza Sarraf.

Dünkü dahil son iki ön-duruşmadan uzak durması dikkat çekti, heyecana sebep oldu.

Kendisiyle birlikte yargılanan biri daha var: İran’ın ambargoyu delmesinde aracılık yaptığı düşünülen bankalardan birinin genel müdür yardımcısı Mehmet Hakan Atilla…

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “Altı kez ABD’ye gitmiş bir şey olmamış, yedincisinde tutukladılar” sözüyle durumunun garipliğine dikkat çektiği kamu bankası yöneticisi…

Sarraf ve Atilla aynı davada yargılanacaklar; Atilla buna bütün gücüyle itiraz ediyor.

Heyecanın sebebi

Türkiye bu davanın başlamasına günler kala neden bu denli heyecanlı?

Duruşmalar sırasında ortaya dökülecek bazı mahrem bilgilerin ülkemizin siyasi havasını bozacağı endişesi duyanlar da, bu bozulmanın ülkeyi ve dolayısıyla iktidarı sarsacağı beklentisiyle sevinenler de, iki karşıt uçta heyecan duyuyorlar…

Başbakan Binali Yıldırım’ın geçen hafta ABD’ye kadar giderek Mike Pence (ABD başkan yardımcısıdır kendisi) ile görüşmesini bu davayla ilgili ‘Türkiye’nin son uyarısı’ olarak değerlendirenler bile çıktı.

Davanın daha başlamadan uyandırdığı ilginin bizden çok ABD’yi rahatsız etmesini beklerdim.

Türkiye gibi ABD’nin ittifak halkası içerisinde yer alan bir ülkenin siyasi hayatını yargı eliyle etkileme görüntüsü hiç hoş değil çünkü. İki ülke ihtilâflarını savcı ve yargıç aracılığıyla değil, diplomatları aracılığıyla çözebilmeliydi.

Devamını Oku

YORUMLAR

  • 0 Yorum