Maçtan önce "acaba!" kaygısını yaşamayan tek Beşiktaşlı olduğu inancında değilim. Birisi aradan çıkıp "Ben vardım" derse, kendisine "Hadi oradan, yalancı! ’ yanıtını vermekten geri durmam. Ayrıca sözünü ettiğim tedirginliği karşılaşma öncesi en fazla duyumsayanların başında teknik direktör Şenol Güneş ile başkan Ahmet Nur Çebi geliyordu; kimsenin kuşkusu olmasın…

 İlk maçı Romanya’da tek farkla kazanmışsın ama rahat değilsin… Karşında futbolu, Türkiye’yi, İnönü Stadı’nın atmosferini çok çok iyi bilen Mircea Lucescu ile takımı var. Elbette Lucescu sahaya çıkıp oynayanların arasında olmadı, belki oynayaydı sahadakilerden başarılı olurdun o da ayrı… Ne yalan söyleyeyim Dinamo Kiev’in bu kadar kötü oynayacağını ve Ukrayna ekibinin oyun kuramının "kısa alanda paslaşmalardan" oluştuğunu daha önce anlayamamışım. Hani derler ya, sabah kadar oynasalar hatta ve hatta art arda üç kez oynasalar bu Dinamo Kiev, Beşiktaş’a gol atamazdı hiç abartısız birebir öyle. Ezcümle, kaygılar, korkular boşunaymış… Dinamo Kiev çok kötüydü de Beşiktaş çok mu iyiydi?     Uçağın kokpitinde namaz kılmanın riskli olduğunu dile getiren personeli işten atanlar, neyse ki T24 yazı işleri kadrosunda değiller! Zira yazacaklarımdan sonra kesin işime son verirlerdi! Öncelikle hiç kimseyle husumetim söz konusu değil. Ancak aynı hatalar yinelenince eleştirmeden ve tabii bir adım daha ileri giderek yerden yere vurmadan duramıyorum, ne yaparsın yaradılış! Karşılaşma sonrası tribünlerin alkışladığı değerli teknik direktör Şenol Güneş, yabancı oyuncu kısıtlamasının söz konusu olmadığı maçta da Salih Uçan ısrarınızı neden sürdürdünüz? Lütfen bunu benim gibi anlamayan "Kaz kafalılar" anlatın ki anlayabileyim!  Bir ilk yarı Beşiktaş adına evlere şenlik, konum Dinamo Kiev adına da düşman başına…
Biri kötü, diğeri ondan kötü. Beşiktaş’ın Kongolu futbolcusu Jackson Muleka, ilk yarıdaki üç pozisyonun son vurucusu ama aynı zamanda da başarıya ulaşamayanı. Olur, doğaldır futbolcunun her vurduğu gol olmaz tabii ki…
Devre arasında bir telefon… Geçmişte Ankara’da müdürlüğümüzü yapan ve korkusundan Ankara il sınırını geçemediğim sevgili büyüğüm Yalçın Doğan, “Asena bu Muleka niye hala sahada?” dedi. Diyemedim ki, “Yalçın abi, bunu bana değil, Şenol Güneş’e sor lütfen.”
Doğrusu vereceği yanıtı ben de merak ediyorum. Karşılaşmanın ikinci yarısında da konuk ekibin pas hataları, organize olmayan sınırlı atakları vardı ve tabii bir de Vincent Aboubakar faktörü. Kamerunlu futbolcu öylesine beceri dolu gol attı ki hem kendisi rahatladı hem de Şenol Güneş ile Ahmet Nur Çebi’ye nefes aldırdı  Tribündeki, ekran başındaki Beşiktaşlıları saymıyorum bile, Yalçın abi seni de!

 Beşiktaş, Romanya’da 3-2 yendiği Dinamo Kiev’i İstanbul’da da 1-0 yenerek tur atladı ve konferans liginde gruplara kaldı. Bu başarı mıdır? Baktığınız pencereye bağlı! Kuzeyden sert ve soğuk keserken, güneyde güneş parıldar kimi zaman... "Kartal yükselten uçtu", "Beşiktaş Aboubakar ile coştu" başlıklarına kanarsanız yandaş medyanın ağına düşmüş olursunuz! Beşiktaş bir halt oynamadı ve Aboubakar’ın golüyle tur atladı. Hoş karşılaşma golsüz eşitlikle sona erseydi de tur atlayan taraf olacaktı…

 Sırası mı şimdi? Başka zamanım olmuyor ki! Sevgili Şenol Güneş, yeni transferleri ikinci yarıdaki Ümraniye ile Pendikspor maçlarını mı saklıyorsunuz? Siz de haklısınız, onlar daha önemli maçlar elbette, hele ki Ümraniyespor’u 10-0 yenerseniz… Federasyon 1 milyon Euro ekstra prim verir!.. Şanslı Şenol Güneş.
 

Asena Özkan

[email protected]