Selim Kotil YAZDI Cübbeli'nin bu sefer işi zor!

Çünkü iktidar F tipine sempatizan olanları dahi haklı olarak hesaba çekiyor.

Hatırlarsanız Cübbeli içeri düşünce hemen bombayı patlattı. Arka arkaya iki defa Fetullah Gülen’i rüyasında çok ama çok iyi görmüştü ve Samanyolu’ndan başka TV de içeride izlemiyordu.

Bu nasıl bir aşk, böyle gözünü açınca sadece Samanyolu TV’ye bakıyor, kapatınca Fetullah Gülen’i görüyor.

Radikal gazetesinden Ömer Şahin’e cezaevi günlerini anlatan Cübbeli Ahmet, Fetullah Gülen ile ilgili çarpıcı ifadeler kullandı. 

Bakın yaptığı açıklamalar:

“Haberleri Samanyolu’ndan  izliyorum. Mahkemeleri, ÖYM’leri en fazla onlar veriyor.”

“Fethullah Hoca grubu nezih bir cemaat. Hocaefendi’ye saygı duyarım. Mahmut Efendi de kendisini sever, sayar, laf söyletmez. Bunun şahidiyim. Hocaefendi’nin kanunsuz işlere razı olacağını düşünemem. Bu işi onlara konduramam.”

“Rüyada bana bildirilir, benim rüyam çıkar” diyen Cübbeli, “Kendisini çok iyi gördüm. Bana dua ediyordu. Üzüldüğünü söylüyordu” dedi.

İşin ilginç yanı bizim bildiğimiz Mahmut Efendi evlerde TV’ye sıcak bakmaz, ama demekki Samanyolu olunca icazeti bizim Cübbeli almış.

Bu açıklamalar üzerine Fetullah Gülen bir adamı ile Cübbeli’ye hediyeler gönderir. İşte bununla ilgili Cübbeli’nin hapisten yaptığı yazılı açıklamalardan bazı bölümler:

“Rüyamda muhterem Hocaefendi Hazretleri’nin bana dua ettiğini görmüştüm. Ben size içeri girdiğim günden beri muhterem Fetullah Hocaefendi’nin nezih cemaatinin bana atılan iftiralardan beri olduğunu bildirmiştim. İşte 5 Eylül Çarşamba günü Muhterem Hoca’mızın hediye gönderdiği iki eserinin üzerine hatt-ı destiyle kaydetmiş bulunduğu şu iki ithaf yazısı bunun en bariz şahidi olmuştur.”

“Talebesi, sohbet sırasında Hocaefendi’nin benimle ilgili haberleri izlerken gözyaşlarını tutamadığını söyledi.”

Bu fakir kardeşiniz muhterem Hocamızın tazim ifade eden medhiyelerine asla layık biri değilim. Okuyunca çok mahcup oldum, ama “Fazilet ehlini ancak fazilet ehli tanır” kaidesince değerli Hocamız kendisine münasip bir üslup kullanmıştır. Hizmet ettiğim camianın bazı hocaları kıskançlık yüzünden bana bu zulmü reva görürken muhterem Hocaefendi’nin bana şefkatle yaklaşması beni çok duygulandırmış ve şu yazıyı yazarken hıçkırıklara boğmuştur.”

Evet kendisini ehli sünnet alimi diye tanıtan bu beyefendi hapse düşünce başı sıkışınca, rüyasında Hz. Ebubekir’i değil, Hz. Ömer’i değil, Hz. Osman’ı hiç değil Fetullah Gülen’i arka arkaya görmeye başlıyor.

Hz. Peygamber Efendimizin ifade buyurdukları noktayı hatırlatalım; ‘Kişi sevdiği ile beraberdir.’

Rüyada da hapiste de yolda da öbür taraftada…

Şimdi bizim Cübbeli’nin işi zor, acilen bir hafta içinde bir kere Egemen Bağış’ı, bir kere de Diyanet İşleri Başkanı’nı acilen rüyasında görmesi ve TRT’den başka kanal izlemediğini açıklaması gerekiyor.

Diyeceksiniz ki insan ısmarlama rüya görür mü?

17 Aralık’tan önce Fetullah’ı gören hiç üzülme 15 Temmuz’dan sonra da Egemen Bağış’ı görür. Bu bir nasip işi, herkese nasip olmaz böyle zamana, mekana, koşula uygun rüya görüvermek. Bunu sen, ben yapamayız.

Bunu görebilmesi için bir adamın terkos suyunu 50 katına, Amerikan bezini de yanmaz diye 100 katına satabilmesi lazım…

Zaten bu ekol asırlardır Hz. Peygamberin sözlerinin karşısına ayetlerin karşısına bu rüyaları koymadı mı?

Hz. Ali’nin hilafeti ile ilgili ayet ve hadislere, Ehli Beyt’i anlatan ayet ve hadislere, sesli zikri emreden ayet ve hadislere, Müslüman’ın canının, malının haram olduğunu anlatan hükümlere, hep ama hep şartlara uydurulmuş rüyalar ile cevap vermediler mi?

Ama bu sefer iş ciddi!

Çünkü yaptığı açıklamalar, gördüğü rüyalar ve Fetullah Gülen’e karşı ifade ettiği bağlılık ve hayranlık sözleri onu deşifre ediyor.

Bu sefer iktidarın hışmından onu yanmaz kefen ve yanmaz terlik koruyacak mı göreceğiz.

Bakalım iktidar bu sefer kandırılacak mı?