Şeytan'ın İK'sı!

Yok İsrail’miş, yok ABD imiş, Kraliçe’nin adamları imiş. Bunları gözünüze çok yaklaştırırsanız arkasında Şeytanı kaybedersiniz.

Şeytan'ın İK'sı!
06 Ağustos 2022 - 09:55

İns’in de Cin’in de şeytanları vardır ve onlar “tek bir aile”dir. 

Derin aile” böyle bir ailedir. 

Şeytan’ın çocukları arasında da “kibir”, “haset”, “kıskançlık” her şey vardır. Şeytan’ın İK’sı içinde “Şeyh” de vardır “Fahişe” de! “Papaz” da var “Haham” da, “sarıklı”sı da var “Laik”i de. Sağcısı da, solcusu da, liberali de.. Yani olmayan cins yok! 

Şeytan bizi Allah’la da aldatmasın, Atatürk’le de, Siyaset’le de aldatmasın, Tarikat’le de. Sakın ola aklınızı kiraya vermeyin, din ve devlet büyüklerinizİlah ve Rab edinmeyin. Şeytanmüşrik dostları eli ile Allah’a isnad edilen putlar diktirmedi mi ve Resul’e uluhuyed isnat ettirmedi mi!.

Biz ne Kalkancı tarikatından ders aldık, ne Adnan Oktar’dan. En siyasi ve anti Siyonist çevrelere Anti Mason propagandalarla geldiler, Darwin’e karşıydılar, Mehdi’yi müjdeliyorlardı ne olduklarını gördünüz. Meğer onlar da masonlarla çalışıyorlarmış. 

FETÖ oltasını da ne kolay yuttuk. Hâlâ her hafta bir FETÖ operasyonu haberi var, ama biz bu zokayı nasıl yuttuk, bunun hesabını yapan var mı? Oradan kopanların kimi agnostik oldu, kimi Deist, kimi Tengri’ci olacak bu gidişle. Kimi kendine yeni bir “zamane şeyhi” bulacak. Kimi Mehdi arayışında.

Şeytan bugünlerde fazla mesai yapıyor. Sünni-Sufi, Selefi-Vehhabi, Şii-Alevi, Arap, Türk ve Farisiler arasında bir çatışma çıkartmak için gece gündüz çalışıyor sanki.

Sahi bizim istihbarat örgütleri bu olaylardan habersiz mi? Ya da Bu mafya babalarından habersizler mi? Bu kadar darbe oldu, hiçbiri önlemedi. 

Terörün arkasında kimler var, bunu da tam olarak anlayamadık. Hani anlasak ne olacak, 15 Temmuz’da F16’lara havadan yakıt ikmali sağlayan uçağa uçuş emrini kim verdi. O uçağın pilotu kimdi? 

ABD, İsrail, NATO, AB ülkeleri terörün ve darbecilerin arkasında, bunu bilmeyen var mı? Peki, bunları bu bataklığı sulamaya devam ederken, biz sivrisineklerle uğraşıp duruyoruz. 

Neden gerçeği görmüyoruz.

TSK ayrı bir âlem, MİT de öyle. Jandarma ve İçişleri ayrı bir alem.. Dışarıda bir takım oluşumlar devlet içinde devlet havasında. Bir takım baronları cirit atıyor.

Kimse kendi özeleştirisini yapmıyor. Hep olayların üzeri örtülüyor.

Biz bir takım şeyleri değiştirelim derken, aynı şeyleri biz yapmaya başlıyoruz bir süre sonra. O lanet bizi vuruyor içimizden. FETÖ’yü tasfiye edelim derken FETÖ’nün zihniyet ikizleri sürüyor içimizden.

Aşura öncesi cemevlerine saldırı tesadüf olmasa gerek. İran Afgan sınırında da Pastaran’la Taliban savaşıyor. Körfez’de Huzistan bölgesinde Arap Şiası ile Fars Şia’sı arasında sorun.. Şia Lübnan’da HizbullahYemen’de Husi’ler üzerinden, Suriye’de Nuseyri’ler üzerinden adeta bir savaş veriyor. Bahreyn’de de farklı bir durum söz konusu. Şii’ler artık Pakistan’da da Malezya’da da varlar ve tabi Türkiye’de de. Irak’ta Arap, Kürt, Şii, Sünni ve Türkmen’ler arasında uzun süredir sorun yaşanıyor. Irak’ta Meclis Sadr Hareketi’nin hükümetten çekilmesi ile bölgede gerilim had safhada.

Bunlar yetmiyormuş gibi bir de Mehdi - Mesih tartışması var bu coğrafyada.

Suudi Arabistan ise NEOM’dan sonra LİNE diye bir proje başlattı, Mısır, İsrail, Ürdün sınır bölgesinde.

Araplar bir defa ittifak etmişler, o da bir daha ittifak etmemek üzere! 

Araplar böyle de, bizim Nurcular kaç parça oldu. Yarım düzineden fazladır. Milli Görüşçüler kaç parça. Malay Müslüman toplumu, Hind Müslüman toplumu da aynen. 

Solcularımızın hali de ötekilerden farklı değil. En az bir düzine sol parti var. Sol, Sosyalist, Komünist, Sosyal Demokrat, Demokratik Sol falan. 

Kemalist’imizin her rengi, her çeşidi var, say sayabildiğin kadar. 

Kimse kendi gerçeğini sorgulamak istemiyor. Hem ağlıyor hem gidiyor insanlar. 

Yahudiler, Hristiyanlar da! Din dışı topluluklar da. İnsanlık ciddi bir atomizasyon süreci yaşıyor. Bir yandan bu süreç tamamlanıp, nötralizasyon ve eş zamanlı agnostizm sürecine geçildi.

Dini kaynaklarda haber verilen büyük kıyamet hadisesi öncesi zuhur edeceğine inanılan hadiselerin bölgede ve dünyada insanların şuuraltlarındaki izdüşümlerinin gerçekleşme alanı bizim coğrafyamızdır. Mehdi inancı Şii-Sünni dünyasında büyük bir fitneye sebep olabilir. Hatta hem Şii, hem Sünni dünyanın kendi içinde de ciddi sorunlara yol açabilir. 

Deccal ve antikrist hadisesi de öyle. Mesih, Meşiah, Süleyman Mabedi, Emanet Sandığı meselesi de öyle. Yecüc-Mecüc, Gog Magok, Kafkasya, Hazar bölgesi, Doğu Anadolu’yu ve Mezapotamya’yı yakıp yıkacak bir hadise. Melheme-i Kübra ve Armageddon’un coğrafyası da Anadolu ve Mezopotamya coğrafyası.

Bu süreç çok büyük fitnelere sebep olacak gibi. Beklenen yeni kavimler göçünün merkezinde Anadolu var. Doğudan batıya, batıdan doğuya; kuzeyden güneye, güneyden kuzeye doğru insanların Anadolu’ya göç ettiklerini düşünün.

Bizim oturup ciddi bir özeleştiri yapmamız gerek. Kendi kendimize “Biz nerede yanlış yaptık” diye sormamız gerek. Bizim geleneğimizde bunun adı “Nefs Muhasebesi”dir. 

Cuma, Ramazan, mübarek geceler aslında bu konuda birer vesiledir. İtikaf bunun vesilesidir. Çilehaneler bunun için kurulmuştu, Uzlet bunun için gerekli idi. “Masiva’dan uzaklaşmak” diye bir şey vardı, Allah’tan başka, O’nun rızası dışında bizi dünyaya bağlayan her şeyden uzaklaşmak demekti, Hakk’a yaklaşmak için. 

Hatta o yolda “malınız, canınız ve sevdiğiniz ne varsa” uğrunda fedaya hazır olduğunu biz değerden söz ediyorum, neydi o. İşte biz onu kaybettik, banka cüzdanımızın kredi kartları arasında! Adına “Terki dünya” diyorlardı, Ukba’ya yönelmek için! Mavera’ya yönelecektir. Âlemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmeti olma idrakinden uzaklaşıp dünyanın kıyl-ü kal’i zaman geçiriyoruz.

Şeytan’ın dostları, o güç ve servet ve ilim sahibi olup da bununla övünen, Ebu Cehil, Karun, Haman, Firavun, Şeddat, Calud, Nemrud karakterli, Mustaz’afları ezen Müstekbirler yok mu, vay onlara. Maide 36’ya bakarsanız Allah onlar için ne buyuruyor. 

O ayeti yorumlayan Mahmud Kısa şunları aktarıyor bu konu ile ilgili olarak: Bu dünyanın gelip geçici nîmetlerine tamah ederek bütün insânî ve ahlâkî değerleri reddeden, böylece, bu değerlerin biricik kaynağı ve varlık sebebi olan ilâhî mesajı inkâr eden o zâlimler, Diriliş Günü azaptan kurtulmak için yeryüzündeki bütün nîmetleri ve bir o kadarını fidye olarak verseler bile, bu onlardan asla kabul edilmeyecektir. Onların hakkı, can yakıcı bir azaptır! 

Şeytanın dostlarından uzaklaşalım ve onları yanımızdan uzaklaştıralım. 

Biz cahillerden ve zalimlerden olmayalım. Adil şahitler olalım. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana zalime karşı olalım. 

Ateş yakmaz, biz İbrahim isek,

Su boğmaz, biz Musa isek,

En güçlü orduları yeneriz sapan taşımızla biz Davud isek,

Fil ordularını yener Babil kuşlarımız. 

Selam ve dua ile.

Abdurrahman Dilipak İletişim: [email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum