Sırrı bugün bile çözülemedi! Mezarına dokunan herkesi lanetleyen firavun

Altın hazinelerle dolu mezarı ve bu mezara dokunan her bir kişiyi ölümün soğuk yüzüyle tanıştıran firavun Tutankamon dünyanın ilgisini çekmeye devam ediyor.

Sırrı bugün bile çözülemedi! Mezarına dokunan herkesi lanetleyen firavun
12 Şubat 2019 - 10:49
18. hanedanın sonlarına doğru Eski Mısır’ın en ihtişamlı günlerini yaşadığı dönemde hüküm süren Tutankamon, ilk tahta çıktığında büyük bir kaosun içine düşmüştü.



Tutankamon tahtı devraldığında Mısır karışıklık içindeydi. Tutankamon’dan önce tahtın sahibi olan ve Tutankamon’un babası olduğu düşünülen firavun Akhenaten, halkı güneş tanrısı Aten’e tapmaya zorluyordu ve eski gelenekler tamamen hiçe sayılmaktaydı. Kafir firavun adıyla anılan Akhenaten eski tapınakları kapattırmış ve rahiplerin ibadet ettiği bir tanrı olan Amen’in tüm heykellerini yıktırmıştı. O dönemlerde halkın yaşamış olduğu o gerginliği tahmin edebiliyor musunuz? Tam anlamıyla bir kaos ortamı...


Akhenaten yalnızca halkı dini bir karmaşanın içine sürüklemekle kalmamış, Mısır'ın başkentini Nil’in bereketli kıyılarından alarak ülkenin batısındaki Akhetaten adını verdiği çöle taşımıştı.



20 bin işçi buraya sıfırdan bir şehir kurmak zorunda kalmış ve bu verimsiz arazi üzerine alınan tüm kararlardan mutsuz bir halk yerleştirilmişti. Akhenaten’in ölümünden sonra Tutankamon’un tahta çıkması da halkın şüphelerini ortadan kaldırmamıştı, çünkü yeni firavun henüz 8 yaşında küçücük bir çocuktu. Artık Tutankamon'un ya da halkın şansına mı diyelim, küçük firavunun etrafında onun doğru kararlar almasına yardım edecek birbirinden zeki üst düzey kurmaylar vardı neyseki... İlk iş olarak başkent tekrar Nil'in bereketli kıyılarına taşındı ve ardından Mısır bir yenilenme döneminin içine girdi.


On yıl boyunca ülkeyi başarılı bir şekilde yönetmeyi başaran ve artık genç bir delikanlı olan Tutankamon, henüz 9 yaşındayken üvey kardeşi Ankhesenamen ile evlendirilmişti.



Eski Mısır’da akraba evlilikleri çok yaygındı, bu da çocuklarının fiziksel engellerle ve çeşitli hastalıklarla doğmasına neden oluyordu. Tutankamon da benzer bir sorun yaşıyordu, kafatası şekilsel olarak eğriydi ve bir ayağı çarpıktı. Muhtemelen başka sağlık sorunlarıyla da boğuşan genç firavunun ne yazık ki kendisinden sonra tahta geçecek bir varisi de olmamıştı. Bütün bunların ardından, kardeş evliliğinden kaynaklanan genetik bir rahatsızlıktan mı yoksa bacağını kırdığı için yakalandığı ölümcül bir iltihaplanmadan dolayı mı bilinmez, 18 yaşındaki genç firavun beklenmedik bir anda hayatını kaybetti.


Tutankamon iktidarı ele geçirme hırsıyla yanıp tutuşan biri ya da birileri tarafından öldürülmüştü belki de, bilemiyoruz. Bildiğimiz tek şey, bu zamansız ölümün acilen çözülmesi gereken büyük bir soruna yol açmış olduğu...



Çok genç yaşta öldüğü için Tutankamon'un gömüleceği mezar henüz hazır değildi ve işin açıkçası kimse de böyle bir şeyin gerçekleşeceğini tahmin etmemişti. Bu nedenle Tutankamon'un ebedi istirahati için bir başkası adına inşa edilmiş, hazır durumdaki bir mezara gömüldüğü düşünülüyor. Tutankamon'un ardında tahta geçecek bir evlat ya da varis bırakmadan ölümünün üzerine, ülke yeniden siyasi bir krizin eşiğine gelmişti. Bu belirsizlik hali 20 yıl boyunca devam etti ve yeni bir hanedanın kurulmasıyla birlikte ortadan kalktı. Genç firavun ise mezarı tekrar açılana kadar unutulup gitmişti...




YORUMLAR

  • 0 Yorum