Siyah-beyaz kadar farklı

Sur Protestan Kilisesi/Diyarbakır

Surp Giragos Ermeni Kilisesi/Diyarbakır

Sur Ermeni Katolik Kilisesi/Diyarbakır

Yayladağı Rum Ortodoks Kilisesi/İskenderun

Samandağ Yoğunoluk Köyü Ermeni Kilisesi/İskenderun

Arsuz Maryo Hanna Kilisesi/İskenderun

Hatay Rum Katolik Kilisesi/İskenderun

Hatay Süryani Katolik Kilisesi/İskenderun

Gökçeada Aya Nikola Kilisesi/Çanakkale

Gökçeada Ayamarina Rum Ortodoks Kilisesi/Çanakkale

Gökçeada Yıldızkoy Şapeli/Çanakkale

Nizip Fevkani Kilisesi/Gaziantep

Şahinbey Havra/Gaziantep

Cunda Taksiyarhis (Ayanikola) Kilisesi/Balıkesir

Büyük Sinagog/Edirne 

Merkez Havra/Kilis

Bunlar son 15-20 yılda devletin parasıyla Vakıflar Genel Müdürlüğü aracılığıyla Türkiye'de restore edilen kilise ve havralardan yalnızca birkaçı.

Üst düzey hükümet yetkililerinin verdikleri bilgilere göre Türkiye 2002 ile 2012 yılları arasında 68 kilise onarımına 18 milyon TL harcadı. 

Aşağıdaki ifadeler Temmuz 2012'de bir soru önergesini yanıtlayan dönemin Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'a ait: "2002'den bu yana kiliselere tamirat ve restorasyon için 17 milyon 726 bin 301 TL aktarılmıştır."

Süleymaniye Camii 

Sultanahmed Camii 

Kandil Camii 

Fıstıklı Camii 

Piri Mehmed Paşa Camii 

Cedit Ali Paşa Camii 

Sokullu Camii 

Muradiye Camii 

Ayakapı Gül Camii 

İmrahor Camii 

Beylerbeyi Camii 

Sultan Bayezid Camii 

Eminönü Yeni Cami 

Teşvikiye Camii 

Rüstem Paşa Camii 

Mahmutpaşa Camii 

Sultan Selim Camii 

Laleli Camii 

Bunlar ise 1924-1935 yılları arasında Atatürk'ün emriyle sadece İstanbul'da onarılan cami ve mescitler.

Biz 2019 Türkiye'sinde kilise restorasyonlarına harcanan milyonları konuşurken, takvimler 1922 yılını gösterdiği yıllarda savaştan yeni çıkmış genç Türkiye'de Bakanlar Kurulu ilk toplantısını Mustafa Kemal başkanlığında yapmaktaydı.

Yunan işgalcileri çekilirken binlerce camiyi yakıp yıkmıştı. 

Mustafa Kemal Bakanlar Kurulu'nda ilk sözü alıp ve şunları söyledi: "Yunan'ın yıktığı camileri yenilemek görevimizdir. Bu hizmeti gösterişe kaçmadan, siyasete alet etmeden yerine getirelim. (Hoş Geldin Atatürk, Prof. Dr. Haydar Baş, sayfa 753).

2019 Türkiye'sinde milyonlarca lira kiliselere harcanırken, Atatürk o yokluk yıllarında genç Türkiye'de bin bir zorlukla bütçe oluşturup camileri onarmak işiyle bizzat meşgul oluyordu. 

İşte Prof. Dr. Haydar Baş'ın Hoş Geldin Atatürk isimli eserinde bütün yönleriyle ortaya konulan gerçek Atatürk'ü büyük yapan şeylerden biri de budur. 

O milletin camilerini onarırken bunu gösterişe kaçmadan, siyasete alet etmeden yapıyordu.

Bugünkü siyasiler ise cami onarıp onu siyasete alet etmemeyi bırakın, kiliseleri onarıyorlar, açılışını da 'besmele' çekerek bizzat yaparak Batılılara yaranmaya çalışıyorlar. 

Atatürk ile günümüz siyasileri arasındaki fark, sizce de siyah ile beyaz kadar büyük değil midir?