Soner Yalçın yazdı Benim özür borcum yok arkadaş

Mehmet Ağar denince akla, Susurluk'taki trafik kazasıyla ortaya saçılan siyasetçi-polismafya kriminal üçgeni gelmiyor muydu?

Soner Yalçın yazdı Benim özür borcum yok arkadaş
26 Mart 2019 - 09:49
Hürriyet gazetesinden köşe yazarı şunu diyor:

“Hepimizin Fatih Terim'e özür borcu var!”

Hürriyet gazetesinden diğer köşe yazarı şunu diyor:

“Hepimiz Fatih Terim'den özür dilemeliyiz!”

Konu şu:

Fatih Terim sözleşmesi bitmeden işten çıkarıldığı için Türkiye Futbol Federasyonu'na açtığı tazminat davasından kazandığı 5 milyon 180 bin lirayıÇocuk Esirgeme Kurumu'na bağışladı.

Dün… Fatih Terim dava açtığında “Türk Milli Takımına” nasıl dava açar diye aleyhinde hakaret dolu onlarca köşe yazısı yazıldı!

Bugün… Aldığı tazminatı Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağışladığı haberini Odatv'de görünce yazdılar: “Fatih Terim'e hepimizin özür borcu var!”

Kimse kendi adına konuşmuyor; “özür dilerim” demiyor; herkesi işin işine katıyor.

Bu köşede 30 Kasım 2017 tarihinde Fatih Terim'in dava açmakta haklı olduğunuyazdım:

“Kimileri Fatih Terim'e türlü sebeplerle ateş püskürüyor. Kimse dünün hakikatinianımsamak istemiyor! (…) Sözleşme bu kadar açıkken bugün Fatih Terim, aldığı para üzerinden neden hakaretlere maruz kalıyor? Bu sözleşmeye imza koyan TFF yöneticilerine kimse söz etmiyor!”

Bunu yazdığımda uğramadığım hakaret kalmadı. Taraftarlık böyle kör edici; takımına göre adalet dağıtmak istiyorlar! Bu sebeplerle…

Korunaklı yerlerde durup çoğunluğa uyan köşe yazısının tehlikesi yok ülkemizde. Ama. Herkesin hoşuna giden hakikat ortaya çıktığında bu kez farklı yazıyorlar: “Hepimiz özür dilemeliyiz!” Hadi ya!

Bunun adı “yazarlık” oluyor! Fatih Terim hakkında yanıldınız; çıkıp kendi adınıza özür dileyin; “herkesin özür borcu var” ne demek? Benim yok arkadaş! Kendi adına konuşup yazsana sen! Buna cesaretin yok mu?

PATRON DEĞİŞİKLİĞİ

Medyada işte böyle bir anlayış doğdu:

Köşe yazarı, yıllarca Fethullah Gülen'i öven makale yazdı; ve sonra FETÖ'nün gerçek yüzü ortaya çıkınca ne yaptı:

– “FETÖ hepimizi kandırdı!”

– “FETÖ hepimizi aldattı!”

Ne diyorsunuz siz?

Kendi adınıza konuşsanıza…

SÖZCÜ okurları başta olmak üzere, ülkenin yarısı FETÖ'ye inanmadı, onun sahtekarlığını fark etti. Binlerce insan bedel ödedi! Şimdi niye “herkes kandırılmış”- “herkes aldatılmış” olsun!

Hakikat aşığı gazeteciler, her zorlu dönemde gerçekleri yazıyor. Elinizde tuttuğunuz gazetedeki köşe yazarları ne bedeller ödedi; ama haber -özgür yorum aşkını bırakmadı.Korkuya boyun eğmedi. Sıradanı yüce göstermedi. Gazetecilik yaptı, saygınlığına gölge düşürmedi. Şimdi…

Farklı gazetelerdeki köşe yazarları, bu tür konularda tüm gazetecileri “bir” – “ortak” göstermeye çalışıyor. Biz sizden değiliz arkadaş! Hiç olmadık, olmayacağız. Gazetecilik mesleğine tutkuyla bağlılığımızı sürdüreceğiz. Bu sebeple FETÖ konusunda yanılmadık.

Ve maalesef:

İşte bu sebeple siz sürekli yanılıyorsunuz!

Pek dilim varmıyor ama gazeteci değilsiniz!

Görüyoruz:

Bir patron değişikliğiyle nerelere savruluverdiniz; aman Allah'ım!

ERDOĞAN'IN SÖZLERİ

Sadece savrulan gazeteci değil ki?

Ya politikacılar?

Erdoğan'ın İstanbul mitinginde yanında Mehmet Ağar vardı.

Erdoğan dün Mehmet Ağarlara karşı AKP'yi kurmadı mı?

Erdoğan, Mehmet Ağar ile değil de, Meral Akşener ile parti kurma toplantıları yapmadı mı? Bunun sebebini unutttu mu?

Mehmet Ağar denince akla, Susurluk'taki trafik kazasıyla ortaya saçılan siyasetçi-polismafya kriminal üçgeni gelmiyor muydu? Bu sebeple Mehmet Ağar, İçişleri Bakanlığı'ndan alınıp göreve Meral Akşener getirilmedi mi?

Dün Mehmet Ağar'a karşı olan Erdoğan, bugün Mehmet Ağar ile birlikte miting yapıyor.

Dün Meral Akşener ile parti kurmak isteyen Erdoğan, bugün Meral Akşener'i hapse atmakla tehdit ediyor.

Bu dönüş sadece Erdoğan'a ait değil; onunla birlikte yandaş gazeteciler dün neler yazdıkları Mehmet Ağar'a bugün övgü diziyor.

Ne oldu; Susurluk'ta ortaya çıkan mafyatik ilişkiler unutuldu mu?

Ne oldu; Mehmet Ağar'ın Susurluk'tan 5 yıla mahkum olduğu unutuldu mu?

17 yıl önce; 15 Mart 2002'de Erdoğan ne demişti:

“Susurluk olayını birlikte yaşadık. O gün Susurluk olayını yaşayanların, parlamento çatısı altında bu işi yüklenenlerin ne zorluklar içerisinde kaldığını biliyoruz. Bu olay adeta ortada bırakıldıneticelendirilmedi. Ama biliyorsunuz; tarih hiçbir şeyi ortada bırakmaz. Gün olur bütün çıplaklığıyla ortaya koyar. Tarihçiler 50 yıl gibi bir süre biçerler. Ama bazen fevkalade haller dolayısıyla daha erken ortaya çıkar…”

Evet, fevkalade haller dolasıyla erken çıktığı görülüyor!

Erdoğan'ın dün Tansu Çiller hakkında ne söylediğini de yazmaya gerek var mı?

Burası Türkiye…

İnsanlara yararlılıklarına göre değer verilir; bugün böylesin, yarın bambaşka…

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ.

Odatv.com

YORUMLAR

  • 0 Yorum