Spielbergvari fantastik bir seyirlik

Jurassic Dünyası’nın yeni filmi ‘Yıkılmış Krallık’ gösterimde.

Spielbergvari fantastik bir seyirlik
27 Haziran 2018 - 09:34
Hollywood’un yıllardır hasılat rekorları kıran filmleriyle anaakım sinemanın gidişini yönlendirmiş en tanınmış yönetmenlerinden Steven Spielberg’in 1993’de Michael Crichton’un romanından çeşitli kukla, manken, modellerle destekli, zengin özel efektler ve gitikçe gelişen bilgisayar teknolojisi sayesinde beceriyle beyaz perdeye uyarlayıp o korkunç tarihöncesi canlılarını hikâye ettiği ve eriştiği büyük sayıdaki seyirci kitlesinin yanısıra gişede de büyük bir ticari başarıyı yakalayan “Jurassic Park”, 1993’den günümüze dek süregelen, kaçınılmaz dört devam filmiyle çağdaş sinemaya damgasını vuran, namlı bir popüler serinin de başlangıcı olmuştu 1993’de.

Sürükleyici, gerilimli

En son 3 yıl önce, başrollerini Bryce Dallas Howard’la Chris Pratt’ın paylaştığı, Colin Trevorrow’un yönettiği, dinozorları ‘hayat döndüren’ ve en çok seyirci toplayan, efsanenin dördüncü filmi “Jurassic World”de (2015) bıraktığımız serinin bugün gösterime giren beşincisi “Jurassic World: Fallen Kingdom- Jurassic Dünyası:Yıkılmış Krallık”ta yine Chris Pratt-Bryce Dallas Howard çifti başrolde ama yönetmen koltuğundaysa daha önce “Yetimhane”, “Kıyamet Günü”,”Canavarın Çağrısı” gibi ilginç filmleriyle adını duyurmuş, İspanyol kökenli J.A. Bayona var bu kez, “Star Wars Episode 9” projesine dahil olmuş Colin Trevorrow’un yerine.

Spielberg’in de yapımcılarından biri olduğu “Jurassic World: Yıkılmış Krallık”, aslında seride tek bir temaya bağlanıp kalınmaması ve sınırların zorlanması görüşünü benimsemiş senaristlerin iyi niyetli ve oldukça naif bir yaklaşımla senaryosunu yazdığı, dinozor koruyucusu bir kurumun müdiresi Claire’le (Bryce Dallas Howard) adeta köpek yavrusu yetiştirircesine Blue adını vereceği yavru bir Dino’yu da büyütmüş olan gözü kara kahramanımız Owen’in (Chris Pratt) Jurassic parklardaki dinozorların yok olmaması için yaptıkları işbirliğini gerilimli aksiyon sahneleriyle ve gözalıcı çekimlerle (filmde gerçekten birinci sınıf bir görüntü çalışması öne çıkıyor baştan sona) bezeyerek çekilip 2 saati aşkın bir süreye yayılmış, bir grup insanın can derdine düşerek zıvanadan çıkmış dinozorlarca kovalandığı, sürükleyici, gerilimli Spielbergvari bir seyirlik.

Tipik bir yaz filmi

Bütün dünyayı da korkutan yanardağların faaliyete geçip habire ateş ve lav püskürtmeye başladığı, Kosta Rika açıklarındaki depremlerle de sarsılan bir adada süren yaşamları tehlikeye giren, soylarının tümden yok olması tehdidiyle karşı karşıya kalan dinozorları başka bir bölgeye taşıyarak kurtarmak derdindeki iyi yürekli kahramanlarımızla, dinozorları kaçırıp dünyanın en zenginlerine milyonlarca dolara açık arttırmayla satmayı planlayan ‘kötü’lerin mücadelesi olarak konusu özetlenebilecek bu film ancak meraklısına salık verilecek cinsten, “Imax eğlenceği bir gişe filmi” özetle.

Toprağın volkan patlamalarıyla sarsılıp yarıldığı, akan ateş ve lav ırmaklarının her yanı kapladığı bir felaket filminden açık havada seyreden, aksiyonu ve heyecanı bol bir fantastik maceraya savrularak değişik türleri harmanlayan yüzeysel ama sürükleyici ve oyalayıcı kılınmış ama yavanlıktan pek kurtulamayan, çekimleri Londra’nın yanı sıra Galler, Hawaii, Ekvador ve Peru’da yapılan bu “Yıkılmış Krallık”, tipik bir yaz mevsimi seyirliği sayılabilir sonuçta. Tabii ki yeni bir devam filmine kapı açan bir finalle sona eren filmin oyuncu kadrosundaysa Jeff Goldblum, Geraldine Chaplin, James Cromwell, Rafe Spall gibi sürpriz oyuncular da yer alıyor.

YORUMLAR

  • 0 Yorum