"Süper güç" seçimlere müdahale etmeden duramıyor

Kurulduğu tarihten bu yana geçen 243 yılın yaklaşık 225'inde savaş halinde olan ABD’nin, 1946-2000 yılları arasında dünya üzerinde “dış mihrak” müdahalesine uğrayan 117 seçimin yüzde 70’inde parmağı varmış

"Süper güç" seçimlere müdahale etmeden duramıyor
01 Mayıs 2023 - 08:09

 

Sürekli savaşır durumda olmak ve diğer ülkelerin tercihlerine seçmenin ruhu bile duymadan dahi müdahalelerde bulunabilmek. Acaba "süper güç" olmak bu demek olabilir mi? Yapılan bir araştırmaya bakılırsa, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) kurulduğu 1776 tarihinden bu yana geçen 243 yılın yaklaşık 225'inde savaş halinde imiş. Yüzdeye vuracak olursak, varoluşunun yüzde 92’si ediyor. Bu gerçeği şöyle de ifade edebiliriz, sanıyorum: "ABD 18. yüzyıldan bu yana sadece 18 yıl savaşmadan durabilmiş."

Bunlar, Pakistan merkezli "Jang Group and Geo Television Network" tarafından yürütülen ve "The International News" gazetesinde bir dönem önce yer verilen bir araştırmada yer alan rakamlar.

Washington’un açık veya gizli dış müdahaleler tarihini II. Dünya Savaşı ile başlatmak bir çoğumuz düştüğü bir yanlışlık. Söz konusu tarih Amerikalıların Şili'ye müdahale ettiği 1811 yılına kadar uzanıyor. Bir diğer deyişle, söz konusu Güney Amerika ülkesi İspanya'dan bağımsızlığını kazandığı tarihten sadece bir yıl sonra kendisini ABD müdahalesiyle yüz yüze bulmuş. Yani Amerikalıların Şili’ye ilgileri (!) Pinochet’nin 11 Eylül 1973 tarihli ve Washington destekli darbesinden tam 162 yıl önce başlamış. Yukarıda değindiğim araştırmaya bakılırsa, bu süper gücümüzün Şili ile başlayan ve askeri bir karakter de kazanan dış müdahalelerinin sayısı 2017 yılına kadar 188’i bulmuş.

Olgu belki tanıdık ama rakamlar ABD’nin hem kendilerini şu ya da bu nedenle savunamayan zayıf uluslara karşı askeri güç kullanma konusundaki bağımlılığını göstermesi hem de tabii bu müdahalelerde kazandığı başarının yol açtığı güç sarhoşluğunun işaretlerini vermesi bakımından çarpıcı.

The International News gazetesi, haberinde ünlü İngiliz medya kuruluşu "Channel 4"un 23 Kasım 2017 tarihli haber bülteninde yer alan bir çalışmaya da değiniyor. Channel 4 News, söz konusu haber bülteninde, araştırma ağırlıklı yapısıyla bilinen ABD’nin Pittsburgh kentindeki (Pensilvanya) Carnegie Mellon Üniversitesi Politika ve Strateji Enstitüsü tarafından yürütülen bir araştırmanın sonuçlarına yer vermiş. Araştırma hem ABD'nin hem de Rusya'nın başka ülkelerin seçim sonuçlarına yaptıkları etki ve müdahalelerine odaklanmış. Channel 4 News tarafından araştırmacıyla yapılan söyleşi üzerinden aktarılan araştırma sonuçlarına bakılırsa, 1946-2000 yılları arasında toplam 60 ülke bu tür müdahalelerin hedefi olmuş. Ancak tabii bu müdahalelerin üçte ikisi gizli şekilde yapılmış. Bir başka deyişle, dış güçlerin seçim sonuçlarına yönelik aktif müdahale ve etkisini seçmenin ruhu bile duymamış. 1946-2000 tarihleri arasında dünya üzerinde partizanca müdahalelere uğrayan 117 seçimden bahsetmek mümkün. Yani bu kadar sayıda seçimde "dış mihrak" bir gerçeklik olmuş. Bunların çoğu da -neredeyse yüzde 70'i- ABD müdahalesi olarak kayda geçmiş. Bu müdahaleler Soğuk Savaş dönemiyle sınırlı da değil. 1990 ile 2000 yılları arasında bile 18'i ABD kanalıyla olmak üzere dünyada seçimlere bu tür 21 dış müdahale gerçekleştirilmiş.

Araştırmaya göre, ABD tarafından gizlice gerçekleştirilen aktif müdahaleler şu ülkelerde yaşanmış: Guatemala, Brezilya, El Salvador, Haiti, Panama, İsrail, Lübnan, İran, Yunanistan, İtalya, Malta, Slovakya, Romanya, Bulgaristan, Arnavutluk, Sri Lanka, Filipinler, Güney Vietnam ve Japonya.

Müdahaleler Soğuk Savaş sonrası artmış

ABD’de iki ayda bir yayınlanan uluslararası ilişkiler dergisi "National Interest" bu tip verilere yer veren bir başka yayın organı. National Interest’e göre, ABD’nin 1948–1991 yılları arasında askeri müdahalede bulunduğu ülke sayısı 46. İlginç olan bu rakamın 1992–2017 arasındaki 25 yılda dört katın da üzerine çıkarak 188’i bulmuş olması. Tabii böyle bir durum beraberinde iki soruyu akla getiriyor:

Birincisi, askeri müdahalelerin başarısızlık dereceleri arttıkça ve doğal olarak bu gerçek görüldüğü halde müdahale sayısının azalması gerekirken neden aksine çok ciddi bir artış yaşanmış?

İkincisi de, Soğuk Savaş sona erdikten sonra "Tarih’in Sonu" filan da ilan edildiği halde- neden askeri müdahaleler artışa geçmiş?

Derginin yönelttiği ve sonuçlarına bakarak, "bu müdahalelerin ABD’nin güvenliği ile refahına aslında zarar verdiğini" düşündüğü bir konu bu. Ama işte, huylu huyundan vazgeçmiyor. Zira, ABD dış politikasının ve bu tip müdahalelerin belirlenmesi büyük şirketler ile siyasetin son derece kompleks ilişkiler ağının da bir sonucu ve onu değiştirmeye bazen başkanların gücü dahi yetmiyor.

Bu arada, Washington Post da ABD’nin açık ve gizli müdahalelerini konu ve sorun etmiş bir başka yayın organı. 23 Aralık 2016 tarihli Washington Post’da  yer alan bir habere göre, ABD Soğuk Savaş döneminde başka ülkelerin hükümetlerini 72 kere değiştirmeye çalışmış. 1 değil 5, 10 değil, 50 değil, 72! Bunların 66’si "gizli" operasyon şeklinde yapılırken, 6’sında açıklık tercih edilmiş. Haber Boston Üniversitesi’nde siyaset bilimi doçenti olarak da görev yapan Lindsey A. O'Rourke imzasını taşıyor. O’Rourke, söz konusu haber için, George Washington Üniversitesi'ndeki ABD Ulusal Güvenlik Arşivi tarafından yayınlanan, gizlilik statüsü taşımayan CIA belgeleri ile tarihi akademik araştırmaları incelemiş, Sonucunda da 1949 ile 2000 yılları arasında gerçekleştirilen gizli ABD müdahalelerinden 27’sini bu şekilde, belgelerde tespit edebilmiş ve bunların çoğunun demokratik yollarla iş başına gelmiş ülke yönetimlerine karşı verildiği sonucuna varmış.


Akdoğan Özkan

@AkdoganOzkan[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum