Suyla karnını doyurmaya çalışan çocuklar var
Yeni eğitim-öğretim yılı haftaya başlıyor. Türkiye’nin içinden geçtiği derin yoksulluk günlerinde en büyük acıyı çocuklar ve onların beslenme çantalarını dolduramayan aileleri çekiyor.
Açlık, hatta susuzlukla büyük bir sınav veren, dersi anlamakta zorlanan, büyüme zorluğu çeken çocuklar için bir inisiyatif kuruldu. Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Üyesi, Siyasal Analist Suat Özçelebi’yle canımızı acıtan bu meseleyi nasıl aşabileceğimizi konuştuk.
- Haftaya okullar açılıyor. Geçen yıl nasıl zorluklar yaşandığını biliyoruz. Bu yıl ekonominin durumuna bakarsak daha zor bir yıl olacak gibi çocuklar için beslenme saatinde ne yaşanıyor?
Okullar yine büyük sorunlarla açılıyor. Aileler kayıttan, giyime, kırtasiyeye, ulaşıma kadar birçok başlığa yetişmekte büyük zorluklar yaşıyor. Ancak en acıtanı elbette beslenme, hatta su. Temiz suya devletin birçok okulunda milyonlarca öğrenci ulaşmakta güçlük çekiyor. Suluğunda su bittiğinde kantin seçeneği var, cebinde harçlık varsa. Beslenme saatinde hemen her gün bir dram yaşanıyor. Bırakın beslenme saatini birçok öğrenci okula aç gidiyor. Bakın İstanbul Planlama Ajansı verilerine göre Ekim 2023 itibariyle okul çağındaki çocukların en az dörtte birinin okula aç gittiği tahmin ediliyor. Yoksulluk, gelir dağılımında eşitsizlik arttıkça beslenme dahil her süreç negatif etkileniyor. Bir başka önemli veri, en yoksul yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu Aralık 2023 itibariyle yüzde 105,5. DİSK-AR’ın araştırmasından. Üstelik tüm dünyada gıda fiyatları düşerken. Çocukların aç geldiği okulda beslenme çantasında da bir şey yok. Kimi annesinin koyduğu salçalı ekmekle, bir kek ile geçiştiriyor ya da arkadaşının yemeğine ortak oluyor, kimi beslenme saatinde okulun bahçesini adımlıyor, suyla karnını doyurmaya çalışan çocukları dinlemek kabul edilebilir bir şey değil. Bu konuda üzücü çok fazla anı var. Beslenme getiren, getiremeyen öğrenciyi de, öğretmenleri de velileri de zor duruma düşürüyor. Beslenme saati her gün yaşanan bir travmaya dönüşmüş durumda birçok çocuk için.
- Açlık yeterince dramatik bir durum ama üstüne bir de kronik hastalıklar çoğalıyor değil mi? Öğrenme güçlüğü de cabası…
Elbette. Ancak şunu baştan kabul edeceğiz: Yeterli ve dengeli beslenmek herkes için temel bir insan hakkıdır. Ve elbette öncelikle çocuklar için de. Uluslararası belgelere de bunun için imza attık. Yetersiz beslenmenin her birey için ciddi sonuçları var, ruhsal, fiziksel, zihinsel. Ama çocuklarda birçok hastalığa karşı ciddi bir bağışıklık, sağlık sorunlarına kapı aralamasının ötesinde yetersiz ve dengesiz beslenen öğrencilerin dikkat sürelerinin kısaldığı, algılamalarının azaldığı, öğrenmede güçlük ve davranış bozuklukları yaşadıkları saptanmış durumda. Ayrıca okul devamsızlık sürelerinin uzadığını, okul başarılarında azalma olduğunu yapılan araştırmalar ortaya koyuyor. Türkiye’de deprem bölgesinde yetersiz beslenme nedeniyle çocuklarda bodurluğun yüzde 6’ları geçtiği belirtiliyor.
(Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Üyesi, Siyasal Analist Suat Özçelebi)
20 BİN ÇOCUK OKULU BIRAKTI
- Bu inisiyatifi nasıl kurdunuz? Okula gidemeyen çok çocuk var mı? Size gelen bilgiler ne diyor? Sizi en çok ne için arıyorlar?
Okula gidemeyen elbette çok çocuk var, 600 binin üzerinde çocuk okul dışında kalmıştı geçen dönem. Okulu terk eden çocuk sayısının da bu koşullarda artacağını ön görmek zor değil. Yaşadığımız yüksek enflasyon ailelerde büyük bir gıda krizine yol açtı, bundan en çok ve kalıcı şekilde çocuklar etkileniyor. Eğitim İzleme Raporu 2023 verilerine göre önceki yıl eğitime kayıtlı olan en az 20 bin öğrencinin okulu bıraktığı belirtiliyor. Bu konularda İstanbul Okul Yemeği Koalisyonu ayrıntılı bir basın açıklaması yaptı. Koalisyon temelde “ücretsiz okul yemeği ve temiz su” konusunda uzun zamandır bireysel ve kurumsal olarak çaba harcayan VELİDER, Derin Yoksulluk Ağı, Gıda Mühendisleri Odası, Eğitim konusunda etkin sivil toplum kuruluşları, bireylerin bir araya gelmesi ile oluştu. Gittikçe büyüyor, katılım artıyor, Eğitim-SEN, TTB, ÇYDD gibi birçok etkili kuruluş Koalisyonda yer alıyor. Bu konuda söyleyecek sözü, verecek katkısı olan herkesi bünyesinde toplamaya çalışıyor. Temel motivasyonumuz Türkiye’nin geleceği olarak gördüğümüz çocuklarımızın hayati bir sorununu çözme ve hakkını alma çabası diyebiliriz.
- Milli Eğitim Bakanlığı okulda ücretsiz 1 öğün yemek vermekten neden kaçınıyor?
Dönemin Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer Kasım 2022’de ücretsiz yemek yiyen öğrenci sayısını 1,5 milyondan 1,7 milyona çıkardıklarını söyleyerek övünüyordu. Kısa bir süre de olsa 4 milyonun üzerinde öğrenciye ana okulu ve taşımalı eğitimde ücretsiz yemek veren iktidar, önce ana okullarından ve sonra da taşımalı eğitimden tümüyle bunu kaldırarak bütçeden bir tasarruf kalemine dönüştürebildiler. Artan gıda enflasyonu ücretsiz okul yemeğini vurdu. Biz diyoruz ki tasarruf etmek zorundaysanız devletin bunu yapabileceği çok yer var, MEB bütçesi değil, önce Diyanet bütçesinden başlamak üzere her yerden tasarruf edebilirsiniz, yanlış ekonomik politikaların bedelini çocukların ücretsiz okul yemeğini kaldırarak çocuklara ödetemezsiniz.
YOKSULLUK MİRAS BIRAKILIYOR
- Enflasyon verileri açıklanıyor. Hep bir numarayız. Hayat sahiden çok zorlaştı. Ama bu, bugünden yarına düzelecek bir şey de değil. Miras bırakılan bir yoksulluktan bahsedebilir miyiz?
Bu ifade çok doğru, miras bırakılan bir yoksulluk söz konusu. Ve ailelerinden yoksulluğu devralan çocuklar, bunu kırabilecekleri eğitim şanslarından da yoksun bırakılarak adeta bir alın yazısı gibi bunu yaşamak zorunda bırakılıyorlar. Birkaç nesil bundan çok ağır etkilenecek.
- Sayın Cumhurbaşkanı, “Yoksulluk bitti” dediğinde ne düşündünüz?
Cumhurbaşkanımızın başka bir ülke için mi konuştuğu duygusuna bu aralar çok sık kapıldığımı söylemeliyim. Ekonomik göstergeleri, “iyi” olanları dillendirmek başka ki iyi ne kaldı gerçekten bilmiyorum, ancak bariz kötü olan, enflasyon dahil o kadar çok veri var ki bunları nasıl görmezden gelebiliyor anlamak zor. Bir anlamda da kolay, “siyaset” yapıyor. Bakın yoksulluğun bittiği söylenen Türkiye’de çocukların beşte biri haftada en az bir gün yemek yiyemiyor. Türkiye’de çocuk işçiliği oranı yüzde yirminin üzerinde. Böyle ürkütücü çok fazla veri ortaya koymak mümkün.
- Kurucularından olduğunuz İstanbul Okul Yemeği Koalisyonu neler yapıyor? Destek vermek isteyenlere de yol gösterir misiniz?
Koalisyonun temel hedefi bu hayati konuda kamuoyu oluşturmak, farkındalığı artırmak. Tabanını daha da genişletmek… Kaldırılan ücretsiz okul yemeği uygulamasını geri getirmek, kapsamını mümkün olduğu kadar genişletmek. Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu, il il tüm bileşenleriyle bu yönde çalışıyor. Elbette kalıcı çözüm, bunun bir devlet politikasına dönüşmesi. Ancak başta yerel yönetimler olmak üzere bölgelerindeki okullara, temiz su sağlama, sebil koyma, bir öğün okul yemeği desteği verme gibi birçok konuda herkesi teşvik etmeye çalışıyoruz. Bireysel girişimler, okullara yönelik bağışlar bile önemli. Deniz yıldızı hikayesindeki gibi her ulaşılan çocuk, karnı doyan öğrenci Türkiye’nin geleceği için bir umut ışığı, yaratıcı her türlü destek çocuklarımızın yetersiz beslenme duvarına çarpmalarını önleyecektir. Sosyal medyada, her türlü mecrada konuyu gündemde tutmak ve bunun iletişimine destek vermek de bizim için değerli.
MİLLİ EĞİTİM BAKANI GECELERİ UYUYAMAMALI!
- Milli Eğitim Bakanı ne yapmalı?
Önce geceleri uyuyamamalı! Geceleri, “yarın da yine milyonlarca çocuk benim sorumlu olduğum okullarda derslerini aç aç dinleyecek, temiz suya ulaşamayacak, bunun için bir an önce bir şey yapmalıyım, neden yapamıyorum” diye uykuları kaçmalı. Neden ana okulunda ve taşımalı eğitimde kısa bir süre de olsa 4 milyonun üzerinde öğrenciye ücretsiz okul yemeği verebilirken “tasarruf” gerekçesiyle, bütçe sebebiyle bunları kaldırdım, nereden kısarım da tekrar nasıl yapabilirim” diye kendine sormalı. “Neden önceliğimi ve tercihlerimi çocuklardan, öğrencilerden yana değil de başka “politik” tercihlerden yana kullanıyorum, çocuklara ücretsiz okul yemeğini, temiz suyu nasıl sağlarım, var mı önerisi olan” diye Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu’nun bileşenlerine dönüp sormalı. Hatta 21-22 Eylül’de Ankara’da düzenlenecek “Ücretsiz Okul Yemeği Hemen Şimdi!” adıyla düzenleyeceğimiz Çalıştayımızın taleplerine kulak vermeli.
MEB ilk etapta ve hızla okul yemeği programına geri dönerek, stratejik eylem planlarında ücretsiz okul yemeği ve temiz su hedeflerini belirlemelidir. Türkiye, 90 üzerinde ülkenin üye olduğu Dünya Okul Yemeği Koalisyonu’na katılarak buradaki birikimin, başarılı uygulamaların, bilgi ve teknik desteğin ülkemize de yansımasını sağlamalıdır.
İpek Özbey
sözcücom.trİpek ÖzbeyTüm yazıları için tıklayın
YORUMLAR