Tanzim çadırları ÜFE'yi ifşa edecek

Malumunuz yıllardır vatandaşın sessiz, bugünlerde ise sesli bir çığlığı var: "Patates, soğan, domates gibi her türlü tarım ve gıda ürünü neden tarlada, üreticide (atıyorum) 2, 3, 4 TL de markette 5, 6, 8, 10 TL" diye.

Tanzim çadırları ÜFE'yi ifşa edecek
16 Şubat 2019 - 22:34

Tabi hükümet topu stokçulara, aracılara, halcilere, marketlere, dış odaklara vs. attı. Bugünlerde de tanzim satış çadırlarıyla bunu adeta ispat etmeye çalışıyor. 

 

Göreceksiniz ki, bu tanzim satış çadırları sayesinde tarla ve vatandaş arasındaki fiyat farkının ispatı olacak ve asıl gerçekler ortaya çıkacak.

 

Bakın! Hükümet ve belediyeler bugün devletin mazotu, devletin aracı ve maaşlı çalışanı ile gidiyor, çiftçiden 4 TL'ye salatalık alıyor ve vatandaşa 4,5 TL'ye satıyor.

 

Belediyeler bu çadırlardan vergi almıyor, yer işgaliyesi almıyor, bu çadırların elektrik, su, ısınma, soğutma giderleri de yok. Çalıştırdıkları zaten kendi elamanları…

 

Şimdi, bu masrafları çiftçiden aldığın 4 TL üzerine koyarsan fiyat kaç lira olur?

 

Buradaki en önemli nokta 1 kg salatalık neden 4 TL'ye mal oluyor, sorusunun cevabıdır. Bu cevabı verdiğimizde aracıların da, halcilerin de, stokçuların da, marketlerin de sorunu çözülür.

 

Üreticinin asıl sorunu maliyet enflasyonu ve vergilerdir. Maalesef bu gerçeği iktidar kabul etmedi, muhalefet ise çözümü olmadığı için gündem etmedi. 

 

Oysa rakamlar bu gerçeği her yıl önümüze koyuyordu. 8 yıl önce 2011'de TÜİK'in enflasyon rakamlarına göre TÜFE yüzde 10.45, ÜFE ise yüzde 13.33 olarak gerçekleşiyordu.

 

Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş ise bu gerçeği 20 yıldan beri her ekonomi konuşmasında vurguluyordu.

 

5 Ocak 2012'de köşesinde ise şöyle diyordu:

 

"TÜİK'in 2011 senesine ait enflasyon rakamlarına göre TÜFE yüzde 10.45, ÜFE ise yüzde 13.33 olarak açıklandı. 

 

İki haneli rakamlara ulaşan enflasyonun bu seviyede olmasının sebebi maliyetlerin yüksek olmasıdır. 

 

Yani şu anda Türkiye'de görülen maliyet enflasyonudur, diyebiliriz. Maliyet enflasyonu, hammadde fiyatlarının, enerji giderlerinin, sigorta primlerinin, işçi ücretlerinin, kira giderlerinin, kredi faizlerinin ve maliye vergilerinin mamule yansıması ile meydana gelir.

 

Düşünün üretici bu mamulü meydana getirirken yukarıda saydığımız kalemlere cebinden ödeme yapacak. Elbette ki bunu satacağı mamule yansıtmak zorundadır. 

 

Hammadde giderlerine yüzde 20 zam olacak, ürüne bunu yüzde 5 yansıtırsa zarar eder. Ya da bir üretici yüzde 30 faizle para kullanmışsa bunu muhakkak ürüne yansıtmak zorundadır. 

 

Bu da kredi faiz oranları kadar maliyetlerin yukarı çıkması demektir. Enflasyonun bir nedeni de faizle borçlanan ülkelerin maliyetli bu parayı ödeyebilmek için vergileri artırmalarıdır. 

 

Bu artış, üretici için bahsedersek kurumlar vergisinin ve istihdam vergisinin artması manasındadır ki, üretici bunu mamulüne yansıtmazsa zarar edecektir.

 

Ülkemizde son yıllarda görülen maliyet enflasyonunun temel sebebi, devletlerin senyoraj hakkını devreye koyarak kendi paralarını basmak yerine maliyetli parayı tercih etmeleridir."

 

* * *

Geçen yıl açıklanan üretici fiyat enflasyonu yani ÜFE % 33.64. Tabi bu rakamların hangi kalemlerle hesaplandığı hep tartışılıyor. Gerçekte bu rakamların % 40- 45'lerde olduğunu bizzat yaşıyoruz.

 

Tarım kesimi bankalara borçlu. Faiz oranları artıyor. Elektrik, benzin, mazot, gübre, yem, bakım onarım, işçilik, vergiler vs. ücretleri de artıyor. Bir de adam ev geçindirecek, kâr koyması lazım. Haliyle ürününe bunu yansıtmak zorunda… 

 

Sonuçta üretici de geçinemiyorum diyor, tüketici de geçinemiyorum diyor. İyi de kardeşim! Sizi, kim geçindirmiyor? 

 



 


YORUMLAR

  • 0 Yorum