Tayvan'da ne oluyor?

Temsilciler Meclisi Başkanı bir grup temsilci ile ve resmi bir heyet olarak Tayvan’a gitti.

Tayvan'da ne oluyor?
04 Ağustos 2022 - 11:21

Biden yönetimi bu seyahate şiddetle karşı.  Kuzey Kore de. 

Hatta uçağın Tayvan hava sahasına girmesinden sonra düşürülebileceği bile konuşuldu, ama korkulan olmadı. Birçok ülke bu ziyareti tehlikeli ve kışkırtıcı buluyor.

Gerilim ve belirsizlik devam ediyor ve bu durum daha birkaç gün devam edecek.

Bu gerilim aslında hem Çin, hem Tayvan ekonomisine inanılmaz darbeler vuruyor. Dahası sanal para piyasası çökmek üzere.. Bir başka endişe ABD’nin Çin’e karşı ve Çin’in ABD’ye karşı tüm dünyada saldırılar düzenleyebileceği endişesi hakim. Ve bu gerilim burada bitmeyecek.

ABD nasıl Ukrayna bahanesi ile Girit-Baltık, Ege-Adriyatik arasını fiilen işgal etti ise, Tayvan krizi ile aslında Japon denizinden Filipinler üzerinden tüm ASEAN bölgesi ve Hind denizini kendi askeri operasyon alanı haline getirdi. 

Bu hesaplaşmada taraflar belli; Çin ve Rusya’nın karşısında ABD ve AB var.

Tayvan operasyonu ile son NATO zirvesinde dünya barışı ve batı güvenliği açısından Rus tehdidi yanında Çin tehdidinden söz edilmesinin ardından NATO’nun sınırları fiilen Asya’ya kadar genişletildi. Bu adım aslında Baltıkları kontrol altına almak için İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üye edilmesinden çok daha önemli bir adım.

Eğer ABD, Ukrayna ve Tayvan’da istediğini elde ederse, mesela yarın, Keşmir konusunda bir adım atabilir. Ya da Kıbrıs Rum Kesimi’ne gidip, “bu ziyaretimiz Birleşik Kıbrıs’a yapılmış bir ziyarettir” diyebilir. Ermenistan’ı ziyaret edip, “Karabağ’ın Ermeni toprağı olduğunu biliyoruz ve bu konuda Ermeni yönetimine her türlü desteği vereceğiz” diyebilirler.

Zaten Finlandiya ve İsveç’i NATO’ya alırken, bu niyetlerini, Gürcistan ve Ermenistan’ın bir gün AB’ye ve NATO’ya üye olması şeklinde de ifade ettiler. Mesela bir ABD heyeti Lübnan’ı ziyaret edip, Hizbullah’ın ülkeden çıkartılması, Falanjistler ve Hizbullah bölgesinin İsrail’e bağlanması durumunda Lübnan’ın borçlarının silinmesi, hatta isterlerse onların da İsrail’le federatif bir birlik kurmaları yönünde bir teklif getirebilirler. Aynı durum Mısır’ın Sina’sı için de geçerli. Aslınsa İsrail, Neom ve Line projesi ile sınırlarını Suudi Arabistan’a doğru Akabe’den Tebük’e kadar bölgeye yerleşti bile. Bu arada İsrail, Filistinlileri yerleştirmek için Suriye ve Ürdün’den de toprak istiyor.

Bakın, Doğu Türkistan’da bir ayaklanma olsa, onu ilk tanıyacak olan ABD’dir. Bunu Doğu Türkistan’ı sevdikleri için değil, Çin’e karşı kullanmak istedikleri için. 

Mesela Fars Şia’sına karşı Arap Şiasını desteklerler. Arap şiasına dost oldukları için değil. Bunların ilkeleri yok, çıkarları var. Yarın İran Kürdistanında bir ayaklanma olsun, Irak’ta, Arap, Türk, Şii-Sünni çatışması çıksın, Birleşik Kürdistan diye, İran, Irak, Suriye ve Türkiye’den toprak talepleri olsun, bu ilk destek, “dostumuz, stratejik ortağımız ve müttefikimiz”(!?) ABD’den gelecektir.

ABD yeniden dünyanın jandarmalığına soyunuyor. 

Çin ve Rusya’yı teslim alacaksa, zaten Hindistan çantada keklik! “Yeni dünya düzeni”ne giden yolda önünde siyasi bir engel kalmayacak. Zaten ekonomik olarak güç kendilerinde. Geriye kalıyor, “kalabalıkları”, “çöp insanları” tasfiye planı. İlaç, gıda, aşı, Chemistry, laser, RF filan derken onları da kontrol edilebilir seviyeye çektiklerinde hedefe daha emin adımlarla ilerliyor olacaklar.

Bu arada; bu gerilim ortamında Afganistan’dan Taliban lideri Zevahiri, ABD tarafından vurulduğu haberi geldi. 

Bu da önemli bir gelişme, yarın Taliban adına birileri bazı Amerikan hedeflerine saldırabilir. Saldırının Tayvan operasyonu ile aynı zamana gelmesi dikkat çekici.

Çin, Tayvan çevresinde kapsamlı bir askeri operasyon başlattı. Tayvan’da halk iki kampa bölünmüş vaziyette ve ülkede bir iç savaş da çıkabilir, terör saldırıları da olabilir. Kuzey Kore bu süreçte şahin rolü oynuyor. ABD ile askeri hesaplaşmadan yana. “Azdan az, çoktan çok” anlayışı ile dehşet dengesine gönderme yapıyor.

Eğer bölgede bir sıcak çatışma yaşanırsa, bu çatışmanın tüm tarafları için kendi içlerinde de bir iç savaş ihtimali taşıyor. Bunu da bir yere not etmek gerek. Hatta ABD daha erken dağılabilir.

Şimdilik Pekin yönetimi ABD büyükelçisini çağırarak protestosunu iletti. Gece boyu Çin deniz kuvvetleri Tayvan’ın etrafında bölgede kapsamlı bir tatbikat yaptı ve yağmur gibi füze atışları gerçekleştirildi. Çin yönetimi, ABD’nin yaptığının haydutluk olduğunu söyledi. Ama korkulan olmadı. Pelosi geldiği gibi gitti, ama Çin bunun bir bedeli olacağını söyledi.

Artık NATO’nun gündeminde bir de Asya güvenliği sorunu var. Asya’da yeni bir Ukrayna krizinin temeli atılmış oldu. Ukrayna 603.548 km², nüfusu 44 milyon. Ukrayna’nın ihracatı 49 milyar dolar, ithalatı ise 54 milyar dolar. Tayvan 36.197 km², nüfus 24 milyon. Tayvan’ın ihracatı yıllık ortalama 400 milyar $, ithalat ise 300 milyar $.

Dün, soğuk savaşta kapitalist Batı, Rus ve Çin karşı karşıyaydı. Sonra SSCB birliği dağıldı, Çin siyaset olarak Komünist bir takım uygulamaları sürdürürken ekonomide büyük ölçüde kapitalist enstrümanları kullanmaya başladı. 1991’de başlayan süreç bugün yeni bir evreye intikal etti.

Biz bugün hâlâ bu kanlı ve kirli senaryoda sağ-sol milliyetçi liberal, laik, ruhban çatışmasında taraftar olarak bu arenada yerimizi alıyor ve gladio savaşlarını izliyoruz. Aslında bunlar birer pankreas güreşçisi, işin garip yanı bu oyunda başrolü oynayanlar, figüranlar ve izleyiciler bu oyunu gerçek sanarak oynuyorlar. Bir Matrix’in içinde yaşıyor bunlar sanki.

Kimi Hitler’e, Musolini’ye küfrediyor, kimi, Lenin’e, Troçki’ye küfrediyor. Mesela RooseveltStalin ve Churchill pek konuşulmaz nedense. Taraflar birbirine karşı ne kadar öfkelenir, parmak sallar, küfrederse bu macera parkındaki oyun o kadar daha heyecanlı oluyor. Mesela Chuchill’e göre gerekirse bir damla petrol için bir damla kan dökülebilir. 

Peki, bu senaryoyu kim yazdı. Bu süreci kim yönetti. İnsanlar bu kirli oyundaki oyunculara saldırıyorlar. Oysa gerçek bizim gözümüzün önünde oynanan oyunun arkasında başka platformlarda senaryolaştırılıyor ve yönetiliyor. Bu oyunda oyuncular birbirini öldürebilir, ancak oyun devam eder. Ta ki biz kuklaları oynatan kuklacıyı görene kadar. Dikkat, bunlar birbiri ile savaşsa da, aslında zihniyet ikizidirler. Şeytanın birbirine düşman çocuklarıdırlar!

Pelosi hanımefendi büyük bir cesaret ve fedakârlıkla, dünyamıza önemli bir kriz daha başlattı. 

Ukrayna az geliyordu. Dünya bugün, düne göre daha güvensiz. Dünya mazoşistleridünya sadistlerinden oluşan globalist çeteye şükranlarını sunar. Şeytan sizden razı olmuşturLucifer âşıkları, daha fazla kan, daha fazla gözyaşı istiyor! 

Selam ve dua, Hüda’ya tabi olanların üzerine olsun. 

Abdurrahman Dilipak İletişim: [email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum