Tehdit dolu mektubunun muhatabı başkası olmasın...

Bahçeli, “Dava arkadaşım” diye sahiplendi Çakıcı’yı. Neyin davası bu? Cinayet, tehdit, haraç, siyasetçilerle kirli ilişkiler davaysa, bu “devlette mafya düzeni davası” olur ancak. Kılıçdaroğlu’na tehdit mektubunun muhatabı başka birisi olmasın sakın... “Yeni dönemde” kendilerine ihtiyaç kalmayacağını anlayan birilerinin tedirginliği mi yoksa!..

Tehdit dolu mektubunun muhatabı başkası olmasın...
20 Kasım 2020 - 09:25
Asıl mesleği, bedeli mukabilinde tetikçilik ve komisyon karşılığı onun bunun malına çökmek olan bir mafya babası, ülkenin ana muhalefet partisi liderini tehdit etme cüretinde bulunuyor ama muhalif medya hariç yazılı ve görsel medyada “tıss” yok. 

Ülkeyi yönettiğini zanneden iktidar temsilcileri, olay yokmuş gibi üç gün bekledi. Nihayet dün, o da sorular üzerine AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, Çakıcı hakkında soruşturma açıldığını bildirdi. Aman efendim lütfetmişler... 

Galiba ilk üç günkü sessiz tavırlarının arkasında şöyle bir mantık yatıyordu: “Ne olmuş yani ana muhalefet lideri mektupla tehdit edilmişse... 

Aynı malum şahıs Cumhurbaşkanı’nı da şimdi “dava arkadaşım” diye kendisine sahip çıkan küçük ortağı da geçmişte tehdit etmiş, ağza alınmayacak sözler sarf etmişti. 

Biz ne yaptık? 

Büyüklük bizde kalsın deyip affettik... İyi de herkesin mezhebi kendileri kadar geniş olmayabilir. 

Sonuçta, kendisini hukukun ve devletin üzerinde gören bir mafyöz tip, önüne gelene ayar veriyor ama herkes pısıp sessizliğe gömülüyor. 

Basınımız ayrı bir âlem. Bu boyalı saçlı mafya babası ile botokslu mafya çırağının birbirleri hakkında tehditlerini haber yapmaya değer gören medyamız üç günden beri dut yemiş bülbüle döndü. 

Millet İttifakı’nı oluşturan ortaklarda da tepki gecikti. Niye? Eski defterlerin açılmasından mı korkuluyor?.. 

Yoksa Alaattin Çakıcı, bir hayalet mi? 

Böyle bir tehdit mektubu sadece CHP’ye ve muhalif medyaya görünen, diğerlerine görünmeyen bir hayali vesika mı? Ama hayali olmadığını daha önce kendisine tehditler savurmuş ve sövüp saymış Çakıcı’ya “Dava arkadaşım” diyen Bahçeli’nin açıklamalarından anlıyoruz.

NEYİN DAVASI?



Bahçeli, tehdit mektupları üzerine “Çakıcı benim dava arkadaşım” diye sehiplendi kendisini. 

Sahi neyin davası bu? 

Kamu bankalarının satışına komisyon karşılığı aracılık etmek, para sahiplerinden haraç almak, tefecilerle iş tutmak, Özal ailesinin ricası üzerine kendilerine yakın bir müteahhidin verdiği rüşvetin tahsili için banka müdürünü vurdurtmak, mahkemede bankacıdan paranın tahsili için kocası ve babasının devreye girmesini “Semra Özal”ın istediğini açıklayan eski karısını öldürtmek ve bunu da “namus meselesi” kisvesine sokmak, televizyon ve gazete satışlarına aracılık etmek, Ege Metal gibi birçok şirkete silah zoruyla çökmek, MİT’e kimin başkan, kimin daire başkanı olacağını tayin etmeye kalkışmak ve bu nedenle başbakan dövdürtmek, eski başbakanlardan birinin eşiyle para karşılığı televizyon ve banka satışı için iş tutup sonra anlaşamayınca televizyon yayınından başbakana ve eşine küfretmek gibi bir davaysa, bunun adı “Devlette mafya düzenini hâkim kılma davası” olur ancak. 

Zaten devlette mafya düzenin hâkim olduğu bilinen bir vakıa.

ÇEKİCİ NİYE BU KADAR ‘ÇEKİCİ’?



Bu tanımlama bize ait değil. Gaflarıyla ünlü eski başbakanlarımızdan Tansu Çiller, yayın sırasında kendisinden söz ederken, “Alaattin Çekici” demişti bir keresinde. 

Hukuk düzenine inananlar için hiçbir zaman çekici olmasa da sağ siyasilerin, özellikle de akçalı işleri kovalamasında hep çekici bir isim oldu Alaattin Çakıcı. 

Özal ailesi, Çiller ailesi başta olmak üzere birçok bakan ve milletvekili ile garip ilişkileri oldu. 

Devletin derin yapıları ile de tabii... 

O derin yapıların pohpohlayıp eline silah verdikleri bu kişileri daha sonra hangi işler için kullandıkları Susurluk skandalından sonra ortaya saçılmıştı. 

“Ulusal kahraman” pozlarındaki bu kişilerin kendilerini kullanan ağababaları ile hangi kirli işlerle bulaştıkları, kimlerin paralarına birlikte çöktükleri zaten biliniyordu da sonradan ortaya çıkanlar malumun ilanı oldu. 

Şimdi de Devlet Behçeli için çekici oldu bu kişi. Devlete sadakat yeminleri eden Çakıcı’nın son olayda hangi devlete sadakati olduğu da ortaya çıktı böylece. 

Devletine sadakat duyguları besleyen kişi ülkesinde anayasal hukuk düzeninin yerleşmesini arzular, mafya düzeninin değil. 

Yalnız, Çakıcı’nın dili biraz sorunlu. 

Daha önce Erdoğan’ı tehdit ederken, “Sen Bahçeli’nin koltuk altının kılı olamazsın” diyen Çakıcı bu kez de Kılıçdaroğlu’na, “Koç yumurtalarının teki” olamazsın deyivermiş. 

Nereden görmüş Bahçeli’nin o mahrem bölgelerini ki?..

TEHDİT YOKSA ERDOĞAN’A MI?



Son günlerde Ankara’da olupbitenlerin satır aralarını okumaya meraklı meslektaşlarımız belki bu olay hakkında da bir şeyler yazar diye bekledik ama galiba olmayacak. 

Çünkü Bakan Albayrak’ın istifası olayındaki gibi beklemede. Saray’dan gelecek işaret fişeğini gördüklerinde belki bizi aydınlatacaklar. 

O zaman iş başa düştü. İstanbul gazetecisi olarak biraz da biz okumaya çalışalım bu satır aralarını. 

Çakıcı aniden niye Kılıçdaroğlu’na tehdit ve hakaratler içeren bir mektup yazdı? Neticede Kılıçdaroğlu, Bahçeli’yi ilk kez eleştirmiyor. Son eleştirilerinden daha ağırlarını yaptı geçmişte. O zaman yazılmayan mektup şimdi niye yazıldı? 

Mektubun muhatabı başka birisi olmasın sakın... 

Son günlerde hukuk reformu, demokrasiyi yeniden tesis etme iddiaları ve arkasından parlementer sisteme dönüş sinyalleri nedeniyle kendilerine artık ihtiyaç kalmayacağını anlayan birilerinin tedirginliği nedeniyle mi o mektup gönderildi yoksa? 

Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla misali... 

Tam da hukuk düzeninin yeniden hâkim kılınacağı şovlarının sürdüğü bugünlerde “alın size hukuk düzeni” diye mafya babasının tehditlerine sahip çıktı. 

Saray’ın şu aşamada yutkunmaktan başka bir şey gelmiyor elinden.

CHP VE TEHDİT



CHP tarihini azıcık bilen bilir. Tehditle bu partinin ne yöneticileri ne üyeleri ne de seçmeni hizaya getirilebilir. 

Tehdit eden kişiler CHP’lilerin künyesini merak ediyorsa çok eskiye değil, sadece 70’li yıllara baksın yeter. 

Tehdit eden şahsın tosuncuk arkadaşları tarafından iki milletvekili, 10’un üzerinde belediye başkanı, 10 gençlik kolları başkanı, beş il başkanı, 15 belediye başkanı ve meclis üyesi ve yüzü aşkın ilçe yöneticisi katledildi. 

Teke tekte karşılarına çıkmaya yüreği yetmeyenler arkadan ya da birden çok kişiyle çarpraz ateşe alarak katlettiler hepsini. 

CHP’yi tehditle susturmak beyhude bir çaba... Tarih öyle söylüyor...

YORUMLAR

  • 0 Yorum