Tehlikeli olan bütçe açıkları değil...

Bütçeler her ne kadar hükümetlerinse de... Bütçelerin gerçek sahibi Maliye Bakanıdır... Bütçesini en doğru o savunur... Ne yapılmak istendiğini en samimi ve doğru o anlatır...

20 Ocak 2024 - 10:39

11 trilyon 89 milyar lira olarak kabul edilen 2024 yılı bütçesi için Şimşek’in samimi görüşünün ne olduğunu bilen var mı?..

★

Yürütmenin başı olarak Erdoğan’ın harcayacağı bu bütçe için aynı yıl içinde yapılacak tahsilât (Vergi ve sair gelirler) miktarı (Ki tamamının tahsili görülmüş şey değil):

8 trilyon 437 milyar lira...

★

Bu demektir ki...

2024 bütçesi 2 trilyon 652 milyar lira açık verecek...

★

Mehmet Şimşek bu açığın iç ve dış borçla karşılanacağını açıkladı...

Peki:

Ne kadarı iç borç...

Ne kadarı dış borç?..

Bu soruların cevabını bilen var mı?..

★

Bizim gibi ülkelerde bütçe açıklarına karşı olmadığımı beni 30 yıldır takip eden herkes bilir...

Benim karşı olduğum:

Bütçe açıklarının:

Yeni yatırımlar, verimlilik, istihdam ve üretim artışı için değil...

Kamu harcamaları ve inşaatçılıkta çarçur edilme alışkanlığıdır...

★

Ve...

Yıllar bana göstermiştir ki ortalama 2 yılda bir seçim yapılan bu ülkede bütçe açıkları:

Ya para basılarak...

Ya da vergi oranları artırılarak karşılandı:

Halk dalkavukluğu için harcandı...

★

İşin kötüsü...

2 trilyon 652 milyar lira açık verecek olan 2024 yılı bütçesinden borç ve faiz için:

3.6 trilyon lira ödenecek olmasıdır...

★

Bir kez daha tekrar edeyim canlarım:

Tehlikeli olan bütçe açıkları değil...

Açığın:

Nerede?..

Nasıl?..

Ve...

Kimler aracılığıyla kullandırılacağıdır.

★

Sözümün özü:

Akılcı bir yönetim tarafından...

Ülke ekonomisinin istihdam ve üretim açığını kapatmak için kullanıldığında:

Yararlı olacağına inandığım:

2 trilyon 652 milyar lira bütçe açığı...

Seçim kazanmak için heba edilecek...

★

Bu durumu:

Nasrettin Hoca’dan bir kıssa ile anlatayım...

Günün sözü

“Esas zorluk, yeni fikirlerin geliştirilmesi değil, eski düşünce yapısının terk edilmesidir...”.

John Maynard Keynes

SUÇÜSTÜ YAKALANDI AMA...

Kütahya’da, 60’lı yaşlarda, kamu görevlisi bir yerel politikacı; bir eşeğe tecavüz ederken “suçüstü” yakalandı...

Bu ülkede:

Suçüstü yakalananların yüzü kızarmadığı için...

O kamu görevlisi yerel politikacının da yüzünün kızarmadığını...

Kendisine suçüstü yapan yurttaşa verdiği cevaplardan anladım...

★

Yaptığının edepsizlik olduğu doğruymuş ama...

Ne yapsınmış?..

Karı yokmuş...

Bir de...

Şeytan tarafından kandırılmış...

★

Bu ülkede adettir...

Ekonomiyi yönetemeyenler dış güçleri...

Hırsızlar ve sapıklar Şeytan’ı...

Fakirler de kaderi suçlar...

★

Bu arada dikkatimi çekti...

Eşeğe tecavüz eden yerel politikacı icraat sırasında...

En az 2 milyon değerindeki kamuya ait makam otomobilinin sürücü kapısını da (Her ihtimale karşı) açık bırakmış...

İŞTE BU NEDENLE

Meral Akşener, MHP’li bir ekibin yönlendirmesinde katledilen Sinan Ateş’in ailesini ziyaret ettiğinde dedi ki:

“Geçmişimizde siyasi cinayetlere şahit olduk ama mertçe idi...”.

★

Ne yani?..

Sinan “mertçe” öldürülseymiş...

Alkışlar mıymış?..

★

İşte bu nedenle Akşener için:

“Meral’den liberal merkez sağın lideri olmaz” dedim durdum ya...

GÜNÜN X’İ

Ertuğrul Günay

@ErtugrulGunay

Cuma vesile:

İlk Müslümanlardan

Ebu Zer Gıfari (ra),

Şam’da Muaviye’nin sarayını görünce;

“Bunu devlet parasıyla yaptıysan suçtur.

Kendi paranla yaptıysan israf günahtır,” dediği söylenir.

Doğru sözlülüğüyle maruf Ebu Zer, çölde sürgünde ve yalnız ölür.

Tarih tekerrür müdür?

ALKIŞ

Alkışlarım:

Uzaydan yapılan ilk canlı yayına:

“Yüce Atatürk” diye başlayan İlk Türk Astronotu Alper Gezeravcı için...

TEBRİK

Uzaydan yapılan ilk canlı yayına:

“Yüce Atatürk” diye başlayan İlk Türk Astronotu Alper Gezeravcı’ya...

Suudi Arabistan kabalığını göstermeyen SpaceX uzay aracı patronajını:

Tebrik ediyorum...

DEVEYİ BEKLE

İslâm vaizi Zakir Naik, Londra’da bir taksiye bindi...

İngilizce bir melodi çalıyordu radyoda...

Naik taksi şoförüne:

“Kardeşim lütfen radyoyu kapat çünkü biz Müslümanların kutsal kitabı Kur’an ve peygamber efendimiz Hz. Muhammed Mustafa, müzik dinlememe izin vermiyor...”.

Taksi şoförü taksiyi durdurdu...

Kapıyı açtı...

“Lütfen arabamdan inin” dedi...

Naik sordu:

“Neden ineceğim kardeşim?..”.

Taksi şoförü cevap verdi:

“Peygamberiniz zamanında: Taksi yoktu, bomba yoktu, camilerde hoparlör yoktu, intihar saldırısı yoktu... Yani; kapa çeneni, dışarı çık ve bir devenin gelmesini bekle...”.