Teslim olanlar ne olacak? Bazı izlenimler...

Ulusal Kanal’da Mustafa Mutlu ile Kral Çıplak’ta söyleşiyoruz.

Teslim olanlar ne olacak? Bazı izlenimler...
01 Haziran 2016 - 09:37 - Güncelleme: 01 Haziran 2016 - 09:51
Beklemediğim bir şey söylüyor: Şimdi bu Kürt gençlerini hapishaneye tıkacaklar, hepsi aynı koğuşta, yıllar geçecek ve bütünü daha militan olarak dışarıya çıkacak.. Her zaman hapishaneler buna yarar. Halbuki... 

Halbukisi şu: Bu gençlere, bir gelecek vizyonu ile topluma uyum programı hazırlanmış olsa, denetimli olarak okuma, meslek edinme ve iş bulma çalışmalarıyla bütünleştirilse.. yani bir tür rehabilitasyon...

Bu satırları okuyan bazılarının tüylerinin dikeldiğini hissedebiliyorum. 

Dahası, ağızlarından onlar terörist, katil, PKK’li, bölücü.. ve benzeri bir sürü başka sözler de çıkıyordur... Hepsi kabul diyelim. Fakat bu kabul, sorunu çözmüyor, yakın geleceğe bakıldığında daha ağır olarak kan dökme, öldürme, öldürülme olasılığı ortada. Bu konuda ne düşünüyorlar, bir düşünceleri var mı? 

En azından teslim olan yüzlercesi hakkında farklı bir yaklaşımda bulunmak akıllarına gelir mi? Çözüm sadece, daha azılı bir militan olarak dışarı çıkıncaya kadar içeriye tıkmak... Hatta en ağırlaştırılmış hapishane koşullarında canlı cenaze haline getirmek mi? 

Biliyorum, bizim “Türk Devleti”nin başka bildiği bir şey bugüne kadar görülmemiştir.

Barışı nasıl sağlayacaksınız? 

Bütünlüğü nasıl sağlayacak ve bölücülüğü nasıl önleyeceksiniz?

Diyarbakır’dan gelen telefon 

Diyarbakır’da önceki Nevruz’da tanıdığım ve sohbet ettiğimiz Diyarbakırlı bir işadamı başka bir nedenle aradı. Tabii sohbeti ben hemen meseleye getirdim. 

Kısaca notlarımı paylaşabilir miyim? 

• Bilinen, gördüğümüz bir gerçek: Sur mahallesi yerle bir. Tabii ki Nusaybin ve diğer savaşın sürdüğü yerler de. Halkın büyük bir mağduriyeti söz konusu. Ve bu durum karşısında kılını bile kıpırdatmayan devlet ve iktidar. Hiç kimse, devletin orada yaşayan Kürt toplumu için bir sosyal programı olduğunu düşünmüyor. Kesinlikle! Güven sıfır. 

• PKK’nin son iki üç yıldır bütün bu mahalleleri bir silah deposuna dönüştürdüğü devlet tarafından da biliniyor. Geliyorlar, orada evlere yerleşiyorlar silahlarıyla ve silah ve mühimmat yığınağı yapıyorlar. Kürt toplumu çaresiz, yoksul ve yapacağı bir şey yok kabul etmekten başka. 

Durumun böyle olduğunu devletin, MİT’in, askerin bilmemesine olanak var mı? 

Kandırıldık, dünyanın en büyük yalanı ve atmasyonudur. Hele hele bu iktidar döneminde! Kandırıldık lafını ancak bunlar söyleyebilir, başka bir siyasetçinin böyle bir yalana cesaret edebileceğini kimse düşünmesin!

Yazının devamı için tıklayın >>

YORUMLAR

  • 0 Yorum