Üçüncü Dünya Savaşı tehdidi mi?

Dışişleri Bakanı Fidan, İsrail’in işlediği suçlara göz yumulmayacağını söylediği konuşmasında, Gazze’de katliam sürecek olursa savaşın “coğrafi bir tırmanışla tüm küresel barışı tehdit edecek” dedi. Bu bir üçüncü dünya savaşı tehdidi mi, hamasetle coşmuş bir kalbin hezeyanı mı?

Üçüncü Dünya Savaşı tehdidi mi?
23 Ekim 2023 - 09:48 - Güncelleme: 24 Ekim 2023 - 09:48

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Gazze’de İsrail saldırılarının durdurularak, ateşkes ilan edilmesi için 24 saat süre verdi.

Ateşkes sağlanamazsa “Türkiye’nin süratle devreye girmesi gerektiğini” söyledi.

Bahçeli’nin sosyal medya mesajı şöyle:

Eğer bugünden itibaren 24 saat içinde ateşkes sağlanamazsa, saldırılar durmazsa, mazlumların üzerine bombalar bırakılmaya ısrarla devam ederse, milletimle açık açık paylaşıyorum ki, Türkiye süratle devreye girmeli, tarihi, insani ve inanç sorumluluğunun gereği her neyse yapmalıdır.”

Bu yazıyı yazdığım saatte Bahçeli’nin ateşkes ilan edilmesi için verdiği sürenin dolmasına 7 saat 12 dakika vardı.

Bahçeli böyle “sert konuşmayı” seven bir karakter.

Bazen sırf konuşmak için konuşuyor, esip savuruyor.

Ancak kendisi iktidar ittifakının iki büyük ortağından biri olarak bu konularda sadece konuşmakla yetinebileceği ve yandaşlarının duygularını sert konuşarak tatmin edebileceği bir pozisyonda değil.

“Gereği her neyse yapmalıdır” sözünü açması gerekirdi. Şunu yaparız, bunu yaparız diyerek!

Gereğinin ne olduğunu o bilmiyorsa, kim bilecek?

Öyle görünüyor ki Bahçeli de Davutoğlu gibi tribünlere oynamayı tercih etmiş.

Ancak tam da burada Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Kahire Barış Zirvesi’nde söylediği sözlere dikkatinizi çekmek istiyorum:

“Filistinlilerin acılarının devam etmesine asla izin vermeyeceğiz. Ne Filistinliler için ne de hiç kimse için bu tarz suçlara göz yummayacağız. Eğer bu devam edecek olursa coğrafi bir tırmanışla tüm küresel istikrarı ve barışı tehdit edecektir.” Fidan, Bahçeli gibi değil.

Birincisi esmer, bıyıklı ve daha asık yüzlü olduğu için sanırım, Bahçeli’ye göre daha ciddi bir insan imajı çiziyor.

İkincisi kendisi “icracı” bir pozisyonda. Türkiye’nin Dışişleri Bakanı.

Söylediği her sözün bir anlamı olmalı ki muhatapları o sözlerini ciddiye alsın, Türkiye’nin uluslararası çıkarları korunabilsin.

“Coğrafi bir tırmanışla küresel barışı tehdit etmek” çok iddialı bir cümle.

İsrail’in, Gazze’de yürüttüğü etnik temizlik ve işlediği insanlığa karşı suçları engellemek için “coğrafi bir tırmanışla küresel barış” bozulacaksa, bu nasıl olacak?

Nasıl olacağı belli: İşin içine askeri güçleriyle Türkiye, İran, Mısır, Katar, Suudiler girecek olmalı.

Bu olur mu olmaz mı diye tartışmadan önce “olmaması için dua edilmesi gereken bir iş” olarak ortaya çıkıyor.

Fidan, üçüncü dünya savaşı için alarm zili çalıyor yani.

Alarm zilinden de öte bir üçüncü dünya savaşı tehdidi: “Bu tarz suçlara göz yummayacağız”!

Göz yummayacağız tamam, bunu anladık.

İsrail suç işlemeye devam ederse ne yapacağız sorusunun yanıtı yok ama. Burası örtülü bir tehdit sadece: Savaşı coğrafi olarak tırmandırırız!

Türkiye’nin bunu yapabilecek gücü var mı diye soracak olursanız var elbette.

Türkiye isterse bu savaşı tırmandırıp, bütün bölgeye yayabilecek bir askeri güç.

Peki Türkiye, böyle bir savaşı zaferle bitirebilecek güçte mi?

Orası muamma.

Bu sorunun yanıtı, coğrafi olarak büyütülecek savaşta, kimin kendisini Türkiye’nin karşısında konumlayacağı ile ilgili.

Orada soru zaten soru olmaktan da çıkıyor: Türkiye, bir parçası olduğunu savunduğu bütün Batı alemini bir savaşta karşısına alabilecek küresel bir güç değil çünkü.

Savaşı kızıştırıp, yayabilir ama kazanamaz.

Kazanamayacağı bir savaşa girmek, aklı başında ülkelerin işi değildir.

Askeri marşları filan dinleyip, hamasi nutuklar atarak coşmak heyecanlı olabilir ama bu daha genç ve idari sorumlulukları olmayanların yapabileceği bir şey.

Belli ki Hakan Fidan da hangi makamda bulunduğunu unutup, Kahire’nin havasına kendisini kaptırıp, coşmuş.

Oysa bilmeliydi ki “Arap dostlarımıza” bu işlerde güvenmek çok akıllıca olmaz.

Pervasızca insanlığa karşı suçlar işleyen, etnik temizlik yapan İsrail yönetimi de bunu gayet iyi biliyor, İsrail’in arkasında hizalanarak o suçların manevi ortağı haline gelen ABD, İngiltere ve AB de bunu biliyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Kahire Barış Zirvesi’nde

 

Taşların bağlı, itlerin serbest olduğu köy!

Gazeteci Elif Akkuş, bir hekim eşliğinde sedye ile getirildiği mahkemede tutuklanarak hapse konuldu.

Zaten kaçacak hali olmayan bir insan hakkında üstelik cinayet, cinsel saldırı, yaralama, terör saldırısı gibi ağır cezayı gerektiren bir suçlamayla karşı karşıya değilken tutuklama kararı veren hâkimin vicdan anlayışını merak ettim.

Akkuş’un tutuklanma nedeni zaten çok tuhaf: TRT’deki nepotizm ve kamu kaynaklarının kötüye kullanılması ile ilgili paylaşımlar yapan bir sosyal medya hesabının haber kaynaklarından biri olması!

Ortada böyle iddialar varsa, öncelikle soruşturulması gereken şey, bu iddiaların doğru olup olmadığıdır.

Kamu çıkarı bunu gerektirir.

Savcılık bunu araştıracağına, haberi kimin sızdırdığını araştırıyor.

Savcı kendisini yolsuzluk yaptığı iddia edilenlerin avukatı yerine koymuş, bu anlaşılıyor.

Belli ki savcı da hâkim de “taşların bağlı itlerin serbest olduğu” bir dünyada yaşamak istiyor.

Gazeteci Elif Akkuş, tutuklanmadan önce Ankara Adliyesi'nde

Mehmet Y. Yılmaz

@MHMTYKPYLMZ[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum