Usta yönetmenden Yeşilçamda MAYIS HİKAYELERİ

Bundan otuz yıl kadar önce bir mayıs ayı, Kadıköy Halk Eğitim salonunda tiyatro çekimi yapıyoruz. Üç kamera anında kurgulu, ben hem tekniğe, hem sese yardım ediyorum, bir taraftan da kurgu yapıyorum. Derya Öge tiyatrosu. Teknik ekibimiz altı yedi kişi kadar. Günlerden Ramazan. Teknik ekibin neredeyse tamamı oruçlu. Çok erken başlamıştık çekimlere, oruçlu olmayanlar için yemek molası, çay molası vs. arada duruyoruz. Yönetmen Yusuf Kurçenli.

Usta yönetmenden Yeşilçamda MAYIS HİKAYELERİ
21 Mayıs 2019 - 11:24
İftar vakti kumanyalarımız geldi orucumuzu açtık. Son sürat işe devam ediyoruz ama iş uzadıkça uzuyor, sabahı bulduk. Sahur vakti geldi, sahur için ara istedik. Biri kükredi "Ne iftarınız bitiyor, ne sahurunuz, bu iş nasıl bitecek" bu kötü tavra karşı, ekip başımız aynı negatif şekilde cevap verdi, hepimiz birbirimize girecek kıvama geldik. Bir anda, o vakte kadar sakin ve profesyonel şekilde işini yapan Yusuf Kurçenli kükredi "Kesin sesinizi" bu ani sesle birlikte yorgun ve asabiyet tavan yapmış ekip birden zınk diye sustu. Hepimiz döndük, Kurçenliye baktık. Ok gibi fırlayıp kalabalığa geldi "İlk önce birbirimize saygımız olacak, siz yediniz içtiniz, hatta alkol alanlarınız oldu afiyet olsun, onlarda iftarını, sahurunu yapacak, birbirimize tahammül olmazsa nasıl yürüyecek bu iş, bir kelime daha ederseniz PAYDOS" dedi. Herkes sustu. Kumanyalar geldi, sahurlar yapıldı, sabah dokuz gibi iş bitti, birbirimizin yanaklarını öperek, işimizi bitirdik. Ustalarımızın hali bir başkaydı. İçinde hoşgörü barındıran hayırlı bir ramazan diliyorum. Yusuf Kurçenli ustamızı da rahmetle anıyorum.

80 li yılların sonu yine olaylı geçmesi beklenen 1 mayıs günü gelmiş çatmış, o zaman her sokakta, caddede kameralar yok. Ama güvenlik birimleri olaylara hakim olabilmek adına Taksime çıkmak isteyenleri ve şüphelileri kayıt altında tutmak istiyor. Beyoğlu emniyet müdürlüğünün görevlendirdiği polisler dalıyor stüdyolara, kameralarınızı vereceksiniz diyor. Video filmlerinin çekildiği M3 kameralar popüler o zaman. Stüdyolarda genelde Beyoğlunda. Bir çok kameraya o günlüğüne el koyuyorlar, stüdyo sahipleri el mecbur veriyor, setler zaten otomatikman duruyor, sekiz on kamera toplanıyor, polislerin arasında o kameraları kullanacak kimse yok tabi, onun içinde kahvelere dalıyorlar, kameraman emekçileri buluyorlar, emrivaki ile onları da mevcutlu götürüyorlar. Birçoğu Apolitik insan kameramanların. Beyoğlu, Taksim caddeye hakim yerlere yerleştiriliyorlar. Kimi Hacı baba lokantasına, kimi bir kafeye. Ama yolda aralarında sözleşiyorlar hiç bir genci yada göstericiyi çekmeyecekler, çünkü o kareye giren insan derdini anlatana kadar sıkıntı yaşayacaklarını biliyorlar. İçlerinden en atarlı olanı raconu kesiyor, "hepiniz buranın insanısınız, sokakta ne kadar hırsız, uğursuz var tanıyorsun, onları gördüğünüzde yakın plan çekin, onlarla uğraşsınlar" Sabahtan akşama kadar kameranın başında bu sözü uyguluyorlar. Olaylar oluyor, o anları ya flu çekiyorlar, yada ayaklara, gövdelere odaklanıyorlar, kimsenin yüzünü göstermiyorlar. Bazıları şu an aramızda değil o kameramanların, ölenlere rahmet kalanlara uzun ömür diliyorum. İşte böyleydi Yeşilçam insanı, yuvarlak masada, Tuğrul'un yerinde kafayı çekerlerdi ama kimseyi satmazlardı.

Mayıs 1989 Kilyos Kale Motelde "Bir Ömrün Bedeli" adı filmi çekiyoruz. Bende yardımcı yönetmen olarak çalışıyorum, Sadık Şendil'in bir eseri yönetmen Sırrı Gültekin. Maç saati geldi, maça gidemiyoruz, çalıştığımız için, içimiz içini yiyor, zor zar televizyon iznini koparıyoruz hocadan. O bana diyor “ara vermesek daha iyi olur. Erol her türlü arızaya geçer, keşke repo yapsaydık bu gün”.

Neyse olan olmuştu televizyon başına kurulduk. Erol Günaydın fanatik Galatasaraylı. Benden de fanatik, o kadar yani. Münir Özkul pek belli etmiyor gibi ama oda içten agresif bir Fenerbahçeli. Maç üç sıfır oldu, Erol Günaydın havalarda, sarmaş dolaşız, tezahüratlar gırla. Münir nasıl koyduk oğlum, laflarından Münir Özkul araziye uydu, maç 3-2 oldu Münir Özkul, lobide belirdi, Eroool diye seslendi, s.ktir git demeye kalmadan 3-3 oldu maç. Münir Özkul kaçıyor Erol Günaydın kovalıyor. 3-4 de yakaladı ve altına aldı Münir Özkul'u. Tabi bunların hepsi şaka ile karışık eylemler. Maç bitti, Erol Günaydın kıpkırmızı, Bu sefer Münir Özkul arkadaşını teselliye başladı, sonra sarmaş dolaş oldular ve set devam etti.

YÖNETMEN Bülent PELİT

YORUMLAR

  • 0 Yorum