Muhalefet ya, muhalefet işte!..

 

Zar zor söyleyebiliyorum da, göremiyorum, bulamıyorum!..

Bu arada ve ondan önce...

1 Ocak 2009, Merkez Bankası piyasaya 200 liralık banknotlar çıkartıyor.

2009 yılında ilk çıktığında 200 liralık banknotlar 131 dolara denk geliyor. Durdurulamaz yükselişi sonucu dolar dün piyasalarda 26.94 lirayı görünce...

TL adım adım erirken, 200 lira 7 dolar 42 cente düşüyor.

131 dolardan 7.4 dolara düşüş!..

Yoksullaşmanın sayısı.

 

Sefaletin sayısı.

Paranın pul oluşunun sayısı.

Geçim derdinin sayısı.

AKP iktidarıyla birlikte, ekonomik iflasın bir de bu açıdan sayısı.

İflasın bütçe yüzü

14 Mayıs'tan, yani seçimden bu yana dünya petrol fiyatları yüzde 8 artarken...

Bizde benzin fiyatı KDV, ÖTV derken, yüzde 73 artıyor.

Seçim için EYT'lisinden bedava doğalgaza, üniversite harçlarından elektrikte düşük tarifeye, bayram ikramiyesinden asgari ücret artışına kadar kesinin ağzını açan...

Ayrıca doğrudan seçim harcamalarının sonucu...

Bu yılın ilk altı ayında toplam harcamalar geçen yıla göre yüzde 102 artıyor.

Vergi gelirlerindeki artış yüzde 49'da kalınca...

Bütçe 600 milyar liraya yakın açık veriyor.

Gelsin ek bütçe, gelsin zam ve vergi fırtınası.

Seçimi kazanacak diye, hesapsız harcamalar sonucu ortaya çıkan bu sayılar ekonomik iflasın bir başka yüzü.

710 milyardan 27 milyara düşüş

Doğal gaza yüzde 244 zam yapılıyor ya...

Oysa, seçimden önce doğalgaz ile ilgili Erdoğan'ın ağzından bal damlıyor.

Hatırlayın...

Karadeniz'de aniden ve icabında doğalgaz bulunuyor.

Yer yerinden oynuyor. TV'lerde canlı yayınlar, yandaş gazetelerde horon tepmeler...

Dönemin Enerji Bakanı Fatih Dönmez arka arkaya çıktığı TV yayınlarında, vakur bir eda, kararlı bir ses tonu, şaşmaz bir hesapla:

"Bulduğumuz doğalgaz rezervi 710 milyar metreküptür, bu Türkiye'nin otuz üç yıllık ihtiyacını karşılar."

Yaşa, varol nidalarıyla, yer gök inlerken...

Denizden karaya borular döşeniyor, bir takım görüntüler öyle, doğalgaz geldi geliyor, seçime yetişti yetişiyor, yırttık biz azizim yırttık!..

Ama...

Geçen hafta İYİ Parti milletvekili Lütfü Türkkan Meclis kürsüsünden:

"Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü raporlarında doğalgaz rezervi 27 milyar metreküp olarak açıklanıyor."

Bakan 710 milyar metreküp diyor, ona bağlı genel müdürlük 27 milyar diyor!..

Arada 26 kat fark var!.. Hangisi doğru?..

Karadeniz'de doğal gaz bulduklarını ilan ettiklerini kendilerinin bile unuttuğu bir sırada, şimdi bu hatırlatma neden?..

Doğalgaza yüzde 244 oranındaki vahşi zam nedeniyle!..

Sevsinler sizi

Zam ve vergi fırtınası ile Motorlu Taşıtlar Vergisinin iki kez alınması kararı karşısında, DEVA'dan İdris Şahin açıklıyor:

"Bu ölçüsüz artış dar ve sabit gelirlilerin üstüne yıkılacaktır. Cumhurbaşkanı kararının iptali için Danıştay'da dava açacağız."

İYİ Parti Başkanı Meral Akşener rüzgarlı bir konuşma yapıyor:

"İktidarın yanlış ekonomi politikalarının sebep olduğu zam rüzgarına sesiz kalmayacağız. Millet için milletle beraber anlayışıyla, demokratik mücadelemizi her alanda sürdüreceğiz."

Eh, böyle durumlarda Gelecek Parti Başkanı Ahmet Davutoğlu'nu tutmak mümkün değil:

"Zamları görüşmek üzere Meclis'i olağanüstü toplantıya çağıracağız."

Bu öneriyi CHP de destekliyor ve benzer açıklamada bulunuyor.

Sevsinler sizin muhalefetinizi!..

277 neresi 169 neresi

Neden sevsinler?..

Majestelerinin muhalefeti de, ondan.

T24'ten Eray Görgülü harika bir habere imza atıyor ve muhalefetin balonunu patlatıyor.

Eray Görgülü'nün iki haberi muhalefeti yaya bırakıyor.

Gerek Motorlu Taşıtlar Vergisi'nin iki kez alınmasıyla ilgili oylamada, gerekse diğer vergi ve zamların görüşüldüğü Meclis oturumlarında...

Hangi muhalefet partisinden olursa olsun, toplam 277 muhalefet milletvekilinden 169'unun oylamalara katılmadığı ortaya çıkıyor.

Yok rüzgar, yok olağanüstü toplantı çağrısı, yok Danıştay, yok bilmem ne?..

Çok ayıp, çok!..

Siz olağan toplantıya katılmıyorsunuz, şimdi Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırıyorsunuz!..

Siz nasıl bir muhalefetsiniz?..

Talihsiz halk

Biz ise, talihsiz bir halkız.

İktidar zam ve vergi fırtınasıyla bizi ezerken...

Muhalefet asli görevini yerine getirmiyor, Meclis'te bu yılın belki en önemli oylamalarından birine katılmıyor.

Muhalefetin yarısından çoğu namevcut!..

Üstelik, yeni Meclis'in açılması üzerinden henüz kırk gün geçmiş, yeni döneme daha alışmaya zaman bile bulamamışken...

Attila İlhan o romanında Türk solundaki bölünme ve parçalanmaları anlatıyor olsa da, "O Karanlıkta Biz" bugün bir başka anlama uzanıyor:

Bizim yalnızlığımıza, halkın yalnız bırakılışına uzanıyor.

İktidar vuruyor.

Muhalefet seyretmiyor bile, çünkü namevcut.   

Ne talihsiz bir halkız biz!..
 

Yalçın Doğan

[email protected]