GÜNÜN YAZISI

GÜNÜN YAZISI

[email protected]

LEYLA'NIN GÖLGESİ DÜŞMEZ ÖMRÜME….

24 Ağustos 2020 - 08:31

Kavuşamamanın sebeplerini muhakemeleriyle açıkladığı halde son vedasını gözyaşları içinde yapan Luciana’dan beri, Tunuslu ama Leyla olmayı değil Jülyet olmayı mahreminde tecrübe etmiş Esma’nın açık yürekliliği ve “imkan olsaydı ben sana çok iyi bir eş olurdum” diyen Ani’nin samimiyeti bana Leyla’dan daha erdemli gelmişti.
Bir yazımda arz etmiştim. Okumayanlar ve geriye dönmek istemeyenler için kısaca tekrar edeyim:

Bu yüzden Leyla bu kara kuru görünümü ile değil, ama can öğüten, bencil, ölçüden yoksun haliyle peşine “mecnun” lafzıyla alegorize ettiği akılsızlığı takıp yücelterek akla zulmetmesi ve bu akıl kemirici muhakeme vampiri duruşuyla hiçbir zaman his ve düşünce ufkumda arzu ettiği tahta oturmadı oturamadı.

Elbette hususi hisler referans kabul edilemez. Açıkçası bunları referans gösterme adına yazılarımda yaka açmayı da hiç sevmem. Ama edebiyatımızda da Abdülhak Hâmid Tarhan gibi bit kametin de “Divaneliklerim” gibi bir eseri var. Divane biri olmadım. En azından ikili ilişkilerde ve aşk konusunda öyle olmadım. Öyle biri de değilsem bile bekarlığımın bana meşru dairede verdiği hakları meşru ve iyi niyetli bir şekilde, o çağda kullanmışlığım vakidir. Ama şu var ki karşı cinsi bu tip meselelerde hiçbir zaman da nesne olarak görmenin tarafı olmadım. Zaten bu anlayıştır ki muhatabımda hep başka arayışlara iterdi beni. Bu sebeple hislerimin muhataplarında din, mezhep, kılık kıyafet aramama duygusu bana özellikle üniversiteden sonra hakim olan önemli bir ölçüt olmuştu. Zira ben duyguların aklın vesayetiyle geliştiğine inanan biriyim. İnsan da aklı ile aşık olur. Buna dair ilmi pek çok yazı mevcut. İspatına gitmeyeceğim ama aklı olmayanın yahut hisleri aklının önünde olanın duygularına da güven olmaz. Bu sebeple bana göre Mecnun da Leyla da güvenilmez hatta tehlikelidir. Aklı olanın ağlamasının gülmesinin ardındaki nedenler kuvvetli olunca bu edimlerin de bir değeri olur. Her ağlamaya itibar etmemeyi o yüzden öğütlerim eşe dosta.

Bu sebeple aşklar unutulur lakin muhataplardaki kimi erdemler unutulmaz. Zamanında kavuşamamanın sebeplerini muhakemeleriyle açıkladığı halde son vedasını gözyaşları içinde yapan Luciana’dan beri, Tunuslu ama Leyla olmayı değil Jülyet olmayı mahreminde tecrübe etmiş Esma’nın açık yürekliliği ve “imkan olsaydı ben sana çok iyi bir eş olurdum” diyen Ani’nin samimiyeti bana Leyla’dan daha erdemli gelmişti. O yüzden Leyla’yı muhatap almak ancak mecnunun işidir. Aklımda hiçbir Leyla’nın adı kalmamıştı maziye dair.

ONUR AKBAŞ [email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar