GÜNÜN YAZISI

GÜNÜN YAZISI

[email protected]

Libya'da Türkiye'nin başarı kriteri ne

10 Temmuz 2020 - 11:05

Tarihi bağlar olsa bile Türkiye’nin Libya ile yeni ilgisi, Türk bahriyesinin Libya ile denizden komşu olduğumuzu kanıtlayan ve Doğu Akdeniz’de enerji kaynaklarının kontrolü mücadelesini değiştiren haritayı çizmesi ile başlamıştır...



Tarihi bağlar olsa bile Türkiye’nin Libya ile yeni ilgisi, Türk bahriyesinin Libya ile denizden komşu olduğumuzu kanıtlayan ve Doğu Akdeniz’de enerji kaynaklarının kontrolü mücadelesini değiştiren haritayı çizmesi ile başlamıştır.

Bu nedenle de Türkiye’nin Libya’daki iç savaşa müdahalesini gerektiren asli ve öncelikli politik amacının, Doğu Akdeniz’deki enerji ile ilgili çıkarlarını gerçekleştirmek olduğu söylenebilir.

Doğu Akdeniz’de jeopolitik etkinliği artırmak, bu maksatla bu ülkede üsler edinmek, bu ülkenin enerji kaynaklarından istifade etmek, farklı ekonomik çıkarlar sağlamak da Türkiye’nin politik amaçları arasında sayılabilir.

Türkiye, işte bu politik amaçlarını gerçekleştirmek için Libya iç savaşına müdahale etmiş, ülkenin meşru yönetimi Milli Mutabakat Yönetimi’ni desteklemiş, danışmanlık ve silah sistemleri ile vekalet savaşının bir parçası olmuş, politik amaçlarına ulaşmak için askeri stratejisini uygulamaya başlamıştır.

Bu vekalet savaşında taraflar, karşılarındaki tehdidi dikkate alarak, savaş alanına, teknolojik üstünlüğü sağlamak için silah sistemlerini parça parça sokarak geçici veya bölgesel durum üstünlükleri sağlamaktadırlar. Savaşın temposunun yükselmesi ile vekil güçlerin yanı sıra gerçek güçlerin de devreye girmesi ve risklerin tırmanması beklenmelidir.

Libya’daki gelişmeler ile ilgili olarak gerçekçi bir stratejik analiz yapabilmek için şu sorunun cevabını aramak gerekmektedir. “Türkiye, Libya ile ilgili politik amaçlarını gerçekleştirmek için hangi askeri hedefleri seçerek ele geçirmelidir?”

 

Asli ve öncelikli politik amaç, gelecekte de Doğu Akdeniz’deki enerji çıkarlarımızı garanti etmek ve bu amaçla, Libya ile denizden komşu olduğumuzu kanıtlayan haritaya işlerlik kazandırabilmek olduğuna göre ve bu harita halen muhalif Hafter güçlerinin kontrolünde olan Doğu Libya ile ilgili olduğu için şartlar, bu ülkenin geniş sahil kesiminin tamamının, askeri stratejinin hedefi olarak seçilmesini gerektirmektedir. Bu hedef elde edildiğinde, aynı zamanda askeri güç kullanarak, Libya’nın toprak bütünlüğünün korunmasını da mümkün kılabilecektir.

Ancak, bu geniş hedef büyük çapta askeri güç kullanımını gerektirmektedir. Ayrıca, Rusya, Mısır, Fransa, Suudi Arabistan ve BAE Türkiye’nin karşısında yer almaktadır. Türkiye’nin bu savaşta deniz aşırı harekat yapma zorunluluğu, hedef bölgesinin genişliği, hasım güçlerin potansiyel etkileri, çatışmanın tırmanma riski, bu stratejinin başarı olasılığını zora sokmaktadır.

Eğer hedef sadece Sirte-Cufra hattı olarak tahdit edilse ve başarı kazanılsa bile, bu kısmi başarı, Libya’yı bölünmeye götürebileceğinden asli politik amacın sağlanması mümkün olamayacaktır.

Ayrıca, Libya’nın enerji zenginliğini kontrol eden bu stratejik önemdeki bölgesini ele geçirme çabaları, çatışmanın tırmanmasına, Rusya’nın bu savaşa da fazla müdahil olmasına ve hatta bu ülke ile sınırı olan Mısır’ın da askeri gücü ile bölgeye müdahalesine yol açabilecek ve uygulanan askeri stratejiyi riske sokabilecektir.

Bu durumda sorulması gereken bir başka soru ise şudur: “Bu askeri stratejinin başarı şansı nedir?”

Bu sorunun ardından şu sorularla devam etmek gerekir:

-Bu askeri stratejinin başarısı için ihtiyaç duyulan askeri gücün çapı nedir?

-Bu büyüklükte askeri gücü Libya’ya göndermek mümkün müdür?

-Bu askeri stratejinin maddi ve politik maliyeti ne olacaktır? Türkiye, bu maliyetin hesabını yapmış mıdır? Türkiye, bu maliyeti karşılamaya hazır mıdır?’’

-Hangi şartlar gerçekleştiğinde Türkiye Libya’da uyguladığı askeri strateji ile başarı sağlamış olacaktır; başarının kriteri nedir?

Türkiye, Libya’da ABD ile işbirliği yaparak, Rusya’yı dengelemeye çalışmaktadır. ABD’nin, Libya’da Türkiye’nin yanında yer aldığı görüntüsü vererek, Türkiye-Rusya ilişkilerine darbe vurmak ve Türkiye’yi yeniden Atlantik yapısına sıkı bağlar ile bağlamak istemesi doğaldır.

Libya’da Türkiye ile Rusya’nın karşı karşıya bırakılması, iki ülke ilişkilerinde telafisi zor yaralar açabilecektir.

SON SÖZ:

Stratejik sanat, hamaset nutukları ile değil, gerçek verilerle ilgilenir.

Türkiye, 2011 yılında Arap Baharı ile başlayan ve ne zaman biteceği belli olmayan Libya savaşına müdahale etmiştir.

Türkiye, savaşın temposuna kapılıp, hangi çıkarları ve politik amaçları için Libya’da bulunduğunu aklından çıkarmamalıdır.

Türkiye’yi yönetenler, bu ülkeye telafisi zor zararlar verebilecek kasıtlı yönlendirmelerden sakınmalıdır.

Türkiye, Libya ile ilgili politik amaçlarını en düşük riskle ve maliyetle nasıl gerçekleştirilebileceğinin hesabını yapmalıdır.

Türkiye, Doğu Akdeniz ile ilgili çıkarlarını gerçekleştirebilmek için maliyeti yüksek, başarı olasılığı düşük, riskli askeri strateji yerine, Libya’nın siyasi ve toprak bütünlüğünü garanti etmeyi amaçlayan, uzlaşmacı, dengeli ve işbirliğini esas alan diplomatik stratejiye öncelik vermelidir.

Çünkü, Libya’da maceraya yer yoktur.

Nejat Eslen

Odatv.com

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar