Hüseyin Macit Yusuf

Hüseyin Macit Yusuf

DOSYA
[email protected]

Akdeniz-Karadeniz Konferansı'25 (EMBC) etkinliğinde KKTC'nin tanınması çağrısı yapıldı…

31 Temmuz 2025 - 11:42

Son yıllarda birçok uluslararası konferansa konuşmacı olarak katıldım. Pandemi döneminde başlayan internet üzerinden çevrimiçi bağlantı alışkanlığı dünyayı adeta küçülttü, seyahat etme zahmetini ortadan kaldırdı, bir tıkla dünyaya bağlanmamız, seslenmemiz yaygınlaştı ve benim gibi milli Kıbrıs davamızı anlatmaya çalışanlara önemli bir fırsat yarattı. Yüz yüze temasın, yakınlaşmanın, sosyalleşmenin yerini tutmasa da çevrimiçi katıldığım birçok konferanstan önemli kazanımlar elde ettiğimizi söyleyebilirim. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da gerçekleşen Doğu Akdeniz Karadeniz Konferansı’25’e katılma fırsatım oldu. Ulusal Strateji Merkezi(USMER) tarafından ilk kez düzenlenen ve her iki yılda bir tekrarlanacağı açıklanan Konferans’a 17 ülkeden, 28 akademisyen, diplomat, siyasetçi ve çeşitli sivil toplum örgütüne mensup fikir insanları katıldı. Konferansta yer alan ülkeler arasında Abhazya, Çin Halk Cumhuriyeti, Mısır, Yunanistan, İran, Irak, İtalya, Lübnan, KKTC, Filistin, Rusya, Suriye, Türkiye, BAE, ABD, Venezuela, Yemen vardı. KKTC Cumhurbaşkanı merhum Rauf R.Denktaş’ın Büyükelçisi olarak davet edildiğim konferansta yaptığım konuşmada Kıbrıs sorununda son dönemdeki gelişmelere değinirken, katılımcılara da önemli mesajlar verme fırsatım oldu.

İki gün süren Konferans’ın sonunda yayınlanan, aşağıda ayrıntılı olarak paylaşacağım, sonuç bildirgesinde, KKTC üzerindeki ambargoların kaldırılması ve tanınma çağrısı yapılması beni oldukça memnun etti. Konferansın açılışını USMER Başkanı Şule Perinçek yaptı. Şule Perinçek’in ardından açış konuşmalarını AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Zafer Sırakaya ile Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek yaptı. Yaptığım konuşmada Kıbrıs'taki varoluş mücadelemizin, egemenlik mücadelemizin sürdüğünü, Rum tarafının bir Rum devletine dönüştürdükleri ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki’ eşit kurucu ortaklık haklarımıza silah zoruyla el koyduğunu, 1963’ten beri anlaşmalara rağmen gasp ettiği haklarımızı iadeye yanaşmadığını, silahlanarak, ittifak kurduğu ABD ve Fransa’ya üsler tahsis ettiğini, KKTC ve Türkiye’nin hedef alındığı ortak tatbikatlar yapıldığını, Kıbrıs Türk halkına adada hayat tanımayan ambargo ve izolasyonların sürdüğünü, Rum’la anlaşma-uzlaşmanın mümkün olmadığını, ortak zemin bulunmadığını, BM’nin sürdürdüğü iyi niyet misyonundan sonuç çıkmasının mümkün olmadığını, Ekim ayındaki seçimin oldukça hayati olduğunu, seçimin federasyoncular ve iki devletten yana olanlar arasında bir referandum niteliğinde olacağını, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yeniden seçilmesinin şart olduğunu, bu olmazsa KKTC’nin ortadan kaldırılacağını Kıbrıs Türk halkının da 1960 öncesi şartlara döneceğini vurguladım.

KKTC’nin,Türkiye’nin ve Türk devletlerinin Doğu Akdeniz’deki ön cephesi olduğunu, Mavi Vatan’daki haklarımızın korunması için mücadele verildiğini belirttim. Cumhurbaşkanı Tatar’ın uluslararası boyutta gittikçe zemin bulan 2 devletli çözüm siyasetinin Ekim'den sonra tanınmayı da getireceğini, sabırla mücadelemizi Anavatan Türkiye’nin desteği ile sürdürdüğümüzü anlattım. Tanınma konusunda artık söylemden eyleme geçişin şart olduğunu vurguladım.

Akdeniz-Karadeniz Konferansı’25 (EMBC) etkinliğinde konuşan Aleksandr Dugin, ‘Dostum Doğu Perinçek’in Kırım’ın Rusya’nın bir parçası olduğunun kabul edilmesi gerektiği görüşünü destekliyorum. Aynı şekilde, KKTC’nin bağımsızlığının tanınması gerektiğini dile getirdi. Bu, son derece değerli bir tutum.’ dedi. Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Kuzey Kıbrıs’taki mevcudiyetinin stratejik önemine dikkat çeken Dugin, Batı Asya halklarının ancak birleşerek İsrail’e ve Batı hegemonyasına karşı durabileceğini, bağımsız ve egemen bir Batı Asya’nın başarılı olabileceğini belirtti. Yukarıda da belirttiğim üzere 15 maddelik Konferans sonuç bildirgesinde özellikle 3 madde KKTC adına oldukça önemli ve memnuniyet vericiydi. Bunları da paylaşmamda fayda görüyorum:

8) Doğu Akdeniz’de ABD ve İsrail’in bazı Doğu Akdeniz ülkeleriyle birlikte Noble Dina ve Nemesis adları altında donanma tatbikatları yapmalarını bütün bölge ülkelerinin “mavi vatanlarına” ve karasal vatanlarına karşı tehdit olarak saptıyoruz ve bu tehdide karşı ortak vatanlarımız olan Karadeniz ve Akdeniz’i ve kaynaklarımızı savunma kararlılığımızı ilan ediyoruz.

9) Batı’nın küreselci saldırganlığına karşı direnme kalelerini güçlendirmek amacıyla Kırım’ın Rusya toprağı olarak kabulünü, Abhazya Cumhuriyeti’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasını, başta bölgemiz devletleri olmak üzere bütün dünya devletlerine öneriyoruz.

12) İran, Rusya, Suriye, Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Abhazya, Çin Halk Cumhuriyeti, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Venezuela ve Küba’ya yönelik yalıtım, yaptırım ve resmi ve fiilî ambargoların kaldırılması için ortak mücadele yürütülmeli, ülkeler arasında serbest ticaret ve ekonomik işbirliği koşulları oluşturulmalıdır.

Akdeniz-Karadeniz Konferansı’25 (EMBC) KKTC’nin görünürlülüğü ve tanınması için uluslararası konferansların önemini birkez daha ortaya çıkarırken, özellikle yaşadığımız kritik süreçte yetkili makamlarımızın bu türden uluslararası katılımın bol olduğu toplantılara ilgi göstermelerinin şart olduğunu da göstermiştir.

YORUMLAR

  • 0 Yorum