İşgalci, gaspçı, hegemonyacı, ırkçı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), KKTC ekonomisini çökertmek için son dönemde özellikle inşaat sektörüne saldırılarını yoğunlaştırdı. GKRY Başkanı faşist Eokacı/Enosisçi Nikos Hristodulidis aldığı siyasi kararlarla haddini, hukukunu aşarak, boyuna posuna bakmadan, 90 milyonluk dev Türkiye’nin güvencesi altındaki KKTC ‘ye kafa tutmaya kalktı. Geçtiğimiz yıl Ocak ayında KKTC vatandaşı Avukat Akan Kürşat’ın Roma’da tutuklanmasını sağlayan GKRY, sözde “Rum mülklerinin satışına aracı oldukları” ve sözde “Rum mülkleri üzerinde inşaat yaptıkları” gerekçesiyle, 95 KKTC vatandaşı ve KKTC’ye yatırım yapan bazı yabancılar aleyhine tutuklama kararı çıkarttı. Rum Yönetimi geçtiğimiz Haziran ayında KKTC’nin önde gelen müteahhitlerinden Afik Group Direktörü Simon Aykut’u, Güney Kıbrıs üzerinden İsrail’e giderken ‘Rum mülklerini yağmaladığı’ iddiasıyla tutukladı. Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan Simon Aykut halihazırda hapishanededir. Kanser teşhisi konulan Aykut’un tutuksuz yargılanma talepleri geri çevrilirken mahkeme de davayı sürekli ertelemektedir. Rum Yönetimi bu yıl içerisinde KKTC’de yaşayan ve Rum mallarının satışıyla ilgili olarak ifade vermesi için Güney Kıbrıs’a çağrılan Alman vatandaşı Martin Josef Rikels’e tutuklama emri çıkarırken başka bir Alman vatandaşı Eva Kounzel’i de KKTC’de emlakçılık yaptığı gerekçesiyle tutukladı. Son olarak ise eski Rum mallarının pazarlamasına ve satışına aracılık ettikleri gerekçesiyle tutuklanan İlona Lesko ve Melinda Ladanyi isimli iki Macar asıllı kadın tutuklanarak cezaevine gönderildi. Geçtiğimiz hafta suçlamaları kabul etmek zorunda kalan Ilona Lesko’ya 2,5 yıl, Melinda Ladanyi’ye ise 15 ay hapis cezası verildi. GKRY bunlarla da yetinmeyerek yeni bir düzenleme ile Güney Kıbrıs’ta bıraktığı mallarına karşılık KKTC’deki yasalara göre eş değerde eski Rum malı alanlarla ilgili de soruşturma başlatılacağını açıkladı. Önceki gün ise Rum Radyo Televizyon Kurumu (RİK) haber sitesi, Geçtikale köyünde eski Kıbrıs Rum taşınmazına inşaat yaptıkları iddia edilen 4 Türk vatandaşı hakkında uluslararası tutuklama kararı çıkarıldığını duyurdu. Rum yönetiminin, bir yandan görüşme ve müzakere isterken, diğer yandan da ambargo ve izolasyon uygulayarak diz çöktürmeye çalıştığı Kıbrıs Türk Halkına yönelik siyasi ve ekonomik bir saldırılarına karşı tedbir alarak mütekabiliyet ilkesi gereği, misilleme yapılması şart oldu. Bu konuda Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın danışmanlığını yapan benim de yıllardır çeşitli platformlarda birlikte hareket ettiğim duayen gazeteci ağabeyim Sabahattin İsmail, atılması gerekli adımlarla ilgili 11 maddelik bir öneri paketi hazırladı. Türkiye ve KKTC hükümetleri bu önerileri dikkate alarak yürürlüğe sokmalıdır.Bu önerileri burada paylaşmakta yarar görmekteyim.
11 MADDELİK ÖNERİ PAKETİ
1- Rum liderle hiçbir görüşmeye oturulmayacağı ve tüm iki toplumlu etkinliklerin askıya alınacağı ilan edilmelidir.
2- Maraş, mahkemelerimizin 2 tespit kararına uygun olarak, asıl sahibi olan Vakıflar İdaresi'ne devredilmeli ve hazır olan inkişaf planı çerçevesinde iskana/ yatırıma açılması için hazırlıklar hemen başlatılmalıdır.
3- Olası bir çözümde "Rumlara iade edilecek mal kalsın" diye CTP iktidarı döneminde durdurulan eşdeğer mal dağıtımının yeniden başlatılacağı ilan edilmelidir. Bu çerçevede Güney göçmenlerinin elinde kalan 5 milyar eşdeğer puanı ile mücahitlik puanları eritilmelidir.
4- Derinya bölgesinde yapılacağı açıklanan 5000 sosyal konutun inşaatına hemen başlanmalıdır
5- Durdurulan Pile yolu yapımı, her ne pahasına olursa olsun, belirlediğimiz güzergah üzerinden süratle tamamlanmalıdır
6- 21 aralık 1963'den itibaren Türkleri katleden, saldırı emri veren, Türk mallarını ve köylerini yağmalayan, Türk mülklerini Rumlara dağıtan kişilerden oluşan (siyasiler dahil) bir "tutuklanacaklar" listesi hazırlanmalı ve KKTC'ye geçtiklerinde tutuklamalar yapılmalıdır. Bu liste Türkiye Emniyet Müdürlüğü tarafından İnterpol’e de bildirilmelidir.
7- KKTC polisi ve istihbaratı, güneydeki Türk mülklerini kullanan ve Türk mülkleri üzerine yatırım yapan kişilerin ve şirketlerin isimleri ile şirket sahipleri, direktörleri ve hissedarlarının isimlerini belirlemeli, onlar hakkında dava açmalı, tutuklama emirleri çıkarmalı ve KKTC'ye giriş yaparken tutuklamalıdır.
8- Rum Yönetimi bandıralı gemilere konan Türk limanlarına giriş yasağı genişletilerek, başta enerji şirketleri olmak üzere, Rum yönetimi ile işbirliği yapan yabancı şirketler için de bir kara liste hazırlanmalı, Türkiye'de iş yapmalarına ve ihalelere katılmalarına izin verilmemelidir.
9- Rum Yönetiminin en büyük gelir kapısının turizm olduğu ve her yıl güneye 4 milyon turist gittiği göz önünde tutularak, Güney’e turist gönderen şirketler üzerine baskı kurulmalı, turizm mevsiminde kontrollü kriz tırmandırılmalı ve her türlü yöntemle Rum turizmi baltalanmalıdır
10- Garantörümüz Türkiye, Rum deniz ve hava limanlarını yasaklı liman ilan edeceğini duyurmalı, bu limanlara sefer ve uçuş yapan şirketleri, ya Türk deniz ve hava limanlarına sokmamalı, ya da onlara daha yüksek harç ödeme zorunluluğu getirmelidir
11- Rum yönetimi, bütün bu karşı önlemlere rağmen, düşmanlık, kısıtlama, yasaklama, izolasyon, vb silahsız saldırı politikasını sürdürmesi halinde, son çare olarak, türk donanması tarafından Rum limanlarına giriş-çıkış yasağı ve kuşatma uygulanmalıdır.
YORUMLAR