NASIL BİR ÜLKE OLDUK BİZ?

Sanal kumar sitelerinde gençlerin, hatta emeklilerin hayatı sönüyor.
Asgari ücret bile bahis konusu olmuş, milyonların kaderi kara paracıların, çetelerin ağına düşmüş, üzerine bahis oynanıyor.
Muhafazakâr bildiğimiz isimler, fuhuş ve uyuşturucu operasyonlarıyla hapse tıkılıyor.
TBMM’nin önü her gün isyan edenlerin çığlığıyla inliyor, “açız, tükeniyoruz artık” diye bağırıyor insanlar.
Mahalle arası çeteler, uluslararası suç örgütlerine dönüşüyor, küçücük çocukların eline nasıl silah ve para verildiğini yazıyor iddianameler.
Enflasyon, suç üretiyor.
Ama diğer yanda Cumhurbaşkanı’nın sarayının bütçesi açıklanıyor. 600 milyon Euro.
Almanya’nın Bellevue Sarayı’nın bütçesine bakıyorsun 126 milyon Euro. Adamlar haklı kıskanmakta diyorsun.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre sosyal koruma harcaması 2024’te bir önceki yıla göre yüzde 84.1 artış göstererek 4 trilyon 964 milyar 532 milyon TL oluyor. Bu harcamanın yüzde 98.2’sini sosyal koruma yardımları oluşturuyor.
Yani bu ülkede insanlar yardıma muhtaç yaşıyor.
Emekli pazara gidiyor, “Evladım 1 kilo elma alamıyorum” diye yakınıyor gördüğü mikrofona.
Adil gelir isteyen de, tomalarla dağıtılıyor.
İnsanlar birbirine tahammül edemiyor, kendine tahammül edemiyor, hayata yetişemiyor.
Ama memleketin tek sorunu Kürt meselesiymiş gibi sözüm ona barış peşinde koşuyor siyasi partiler.
Uyuşturucudan aranan kadın Türkiye’ye döneceğim deyip Kuranlı tespihli paylaşım yapıyor.
Tüm değerlerimiz ayaklar altına alınıyor.
Ama Cumhurbaşkanı 3 çocuk yetmez, 5 çocuk yapın diyor.
Böyle artacaksa nüfusumuz bırakınız artmasın.
MUSTAFA ÖZBEY