Mustafa ÖZBEY

Mustafa ÖZBEY

[email protected]

Vicdani sorumluluk Bahçeli'nin üzerinde olacak

02 Ocak 2017 - 23:27

Eğer Başkanlık Sistemi kabul edilip de, ülkenin ve milletin tüm kaderi bir tek kişinin eline bırakılırsa, ileride doğacak olumsuzluklardan, meydana gelmesi muhtemel yıkımlardan MHP lideri Devlet Bahçeli sorumlu olacak...


Yasal bir sorumluluk olmasa da "vicdani sorumluluk" Bahçeli'nin üzerine yapışacak... Çünkü, Başkanlık olayını durup dururken o ateşledi.

 Bundan kendi partisinin hiçbir menfaati yok.

Bahçeli, hangi akla hizmet etti de, Başkanlık Sistemi'ni ortaya atıp AKP'ye destek oldu, merak ve tartışma konusudur!

 AKP'li Anayasa Profesörü Burhan Kuzu'nun: "Başkanlık Sistemi ile Meclis'te 2 parti olacak ve MHP parlamento dışı kalacak" demesi, MHP adına işin vahametini ortaya koyuyor.

 * * *

MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, Devlet Bahçeli'nin acayip tavrına karşı çıkan milletvekillerinden biri... Bahçeli'nin AKP'nin uydusu olmasından büyük üzüntü duyan Halaçoğlu şöyle diyor: "AKP'li Burhan Kuzu yanlış söylememiş, olacakları söylemiş. Başkanlık Sistemi'nin kabul edilmesi durumunda Meclis'te 2 parti bulunacak. Sistemin gereği bu... Böyle bir durum nasıl kabul edilebilir, anlam veremiyoruz!"

* * *

MHP için için kaynıyor. MHP milletvekillerinin çoğu, Anayasa Profesörü AKP'li Burhan Kuzu'nun, Başkanlık Sistemi'nin gelmesi halinde MHP'nin Meclis'te olmayacağı sözlerinin doğru olduğunu kabul ediyor. Bu nedenle, Meclis'te yapılacak oylamada bütün MHP milletvekillerinin Başkanlık Sistemi'ni içeren anayasa değişikliğine kabul oyu vermeleri şüpheli görünüyor!

Rahmi Turan Sözcü

 

***

 

Bunları kim istemez!

 

2017'de fırtına çıktı diye elektriği, yağmur yağdı diye şehir suyu kesilmeyen şehirler istiyorum. Savaşta olmadan savaştaymış gibi karartma altında yaşanan, sokakları sel götürürken(!) susuz kalınan megapoller istemiyorum!

(...)

2017'de musluk suyu içilebilen, havası solunabilir temizlikte, caddeleri bok kokmayan bir yurt istiyorum.

(...)

2017'de hiç olmazsa elde kalan tarım arazilerinde yerli tohumla organik tarım yapılmasını istiyorum. Amasya elmasının Amasya'da yetiştirilmesini, patatesin zehirsiz, sarı, sulu ve çeşit çeşit; soğanın kimyasal ilaçlarla sulanmamış olanını istiyorum.

Her tohumu, fidesi İsrail'den gelen, her yerde aynısı ekilen, zaten hepsi uluslararası kimya lobisinin eseri kalitesiz tahıl, tadını tuzunu yitirmiş meyve ve sebzeler yemek istemiyorum, 2017'de!

Sütün süt, tereyağının tereyağı kokmasını, şekerin mısır glikozu değil bildiğimiz şeker olmasını, yediklerimizin çocuklarımıza ve bize yaramasını diliyorum... Gırtlağımızdan geçen her lokmayla zehirlenmek, çocukların ve gençlerin zararlı abur cubur reklamlarıyla önce obezite, sonra kansere heba edilmesini istemiyorum!

***

2017'de tavuk yiyebilmek istiyorum, Türkiye'de...

Et yemek istiyorum, katkısız et. Yamyam olmayan, antibiyotiksiz ve hormonsuz büyütülen, serbest gezinip toprakta eşinebilen tavuk; granül değil bildiğimiz ot, bildiğimiz saman yedirilen sığır eti istiyorum!

Kitap okumayan insanların hiç olmazsa içtikleri suyu, soludukları pis havayı, evlerinde ve ellerinde olması gerekirken olmayanı, içinde debelendikleri pespayeliği sorgulamalarını bekliyorum, 2017'de.

Diyeceksiniz ki değil kitap, iki satır gazete okumayan bir toplum ne bilir, neyin farkındadır, varlığına kasteden hangi çarpıklıktan haberdardır ki sorgulasın.

Doğrudur.

Dolayısıyla 2017'de insanların kitap ve gazete okumasını diliyorum. Gazetelerin gazeteye benzemesini, televizyonların ahmaklaştırma aracı olmamasını istiyorum...

Mine Kırıkkanat Cumhuriyet

 

***

 

ABD desteği yanıltmasın

 

(...)Beşar Esad'ın Suriye'deki Kürtlerle 'Rusya arabuluculuğunda' bir araya gelerek "PYD kontrolündeki bölgelerin geleceğini" konuştuğu haberi verildi.

(...) Ciddi bir ikilem ortaya çıkıyor; Rusya, Türkiye ile "Suriye'de Esad ve muhalifleri arasında ateşkes" anlaşması yaptı ama diğer tarafta Rusya "Türkiye'nin doğrudan aleyhine olacak" bir toplantıda arabuluculuk yapıyor. Suriye kaosu, içinden çıkılacak gibi değil. Zaten bu anlaşmanın arkasından "Ateşkesin Esad savaş uçakları tarafından ihlal edildiği" haberi verildi.

İngiliz Financial Times gazetesi de "Daha önce Suriye'deki ateşkeslerin başarısız olduğunu" yazdı. Görünen o ki, Türkiye'nin güneyinde bir Kürt devleti planlanıyorsa bu "küresel bir plan"dır, gerisi algı operasyonlarıyla yanıltmadır.

Şu sıralarda Musul ve çevresinden toprak kazanmaya çalışan IKBY'nin "PKK Sincar'dan çıkmazsa güç kullanırız" demesi, PKK liderlerinden Karayılan'ın "tamam çıkarız" cevabı da birer yanıltma. Şunu iyi anlamak gerekir ki Rojova (PYD-PKK) ile IKBY ayrı düşünülemez ve eğer IKBY istese şimdiye kadar Sincar'dan da, Kandil'den de PKK'yı zaten kolayca çıkarırdı.

Bu Esad-Rusya-PYD anlaşmalarıyla, PYD'ye bir de onların vereceği desteklerle, TSK'nın Suriye'de işi daha da zorlaşacaktır. (...) ABD'nin El Bab'da TSK'ya IŞİD'e karşı vermeye başladığı hava desteği bizi yanıltmasın.

Güngör Mengi Vatan

 

***

 

Her şey aynı

 

Yine her şey geçen yılkı gibi..

Yine her şey aynı..

Tartışmalarımız, çekişmelerimiz, kavgalarımız..

2017'den umutlu musun; diye sorarsanız..

Yalan söyleyecek halim yok; değilim!..

Mehmet Tezkan Milliyet




 

YORUMLAR

  • 0 Yorum