Yeni operasyonlar peşindeler

Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin de bugünkü “Operasyon gazetecileri yeni operasyon peşinde” yazısıyla tartışmaya dahil oldu.

Yeni operasyonlar peşindeler
26 Kasım 2019 - 20:16 - Güncelleme: 27 Kasım 2019 - 09:02
Sözcü gazetesi yazarı Rahmi Turan’ın “Saray’a giden CHP’li” yazısı tartışılmaya devam ediliyor.

Turan'ın yazısı üzerinden başlayan tartışma medya dünyasına da yansıdı. Yandaş isimler, Turan'ın yazısı üzerinden Sözcü'yü hedef tahtasına oturttu.

Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin de bugünkü “Operasyon gazetecileri yeni operasyon peşinde” yazısıyla tartışmaya dahil oldu.

Erkin yazısına şu soruları sorarak başladı:

“Onlar değil mi… Ergenekon'da, Balyoz'da, Odatv'de operasyon yapan?

Onlar değil mi… Bavullarla gelen sahte belgeleri gazetelerinde yayınlayan?

 

Onlar değil mi… Namuslu insanlar Silivri'de çürürken, ölürken, alkışlayanlar?

Onlar değil mi… Umut Oran'ın FETÖ'cülerle yazıştığı yalanını yazanlar?

Bugün, SÖZCÜ'ye saldıranlar, dünün operasyon gazetecileri değil mi?  

“‘ÖZGÜRLÜKÇÜ' ARKADAŞLAR ‘NEDEN SANSÜR YAPMADIN?’ DİYE SORABİLECEK KADAR İLERİ GİDİYOR”

Aytunç Erkin yazısında şu ifadeleri kullandı:

“Kulis: Bir işin bilinmeyenleri, içyüzü, perde arkası…

Operasyon: Elde edilecek sonuç için alınan önlem ve yürütülen işlemlerin bütünü!..

Kulis gazeteciliği, adı üstünde perde arkasını yazmak, bilinmeyenleri iddia etmek vs…

Operasyon gazeteciliği ise, sonuç almak için yapılan organize bir iş…

SÖZCÜ başyazarı Rahmi Turan ‘Haber yanlış özür dilerim' dedi… “Yetmez ama” diye bağıranlar ekrandan düşmüyor!

SÖZCÜ'nün başyazarı Rahmi Turan'ın doğru çıkmayan kulis haberinin üzerine yürütülen operasyonda, iktidara yakın ve kendisini ‘muhalefet' gazetecisi olarak nitelendirenlerin hedefinde şimdi de SÖZCÜ Gazetesi var! Rahmi Turan, ‘Yanlış yaptım, özür dilerim’ dese bile kabul etmiyorlar!

SÖZCÜ Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, ‘Biz sansür yapmayız. Köşe yazarları bizim gazetede özgürdür’ diye yazsa da devam ediyorlar!

Özgürlükçü' arkadaşlar ‘Neden sansür yapmadın?’ diye sorabilecek kadar ileri gidiyor!

Ya da şu cümlelerle ahkam kesiyorlar: ‘… Asparagas haber değil operasyon haberi…’

Sanki… Yıllardır operasyon yapan, Pensilvanya'dan çıkmayan onlar değil! SÖZCÜ, Ergenekon'da, Balyoz'da, FETÖ'ye direnirken… Nerede durduklarını unuttular! Bu dönemi en iyi özetleyen ise… 'Dinime küfür eden Müslüman olsa' deyimi…”

“BU KOMPLONUN ANLAŞILMASI AÇISINDAN YETERLİDİR”

“Nasıl mı?” diye soran Aytunç Erkin şunları kaydetti:

“Bir sabah uyandık ve Ümraniye'de bulunan el bombaları üzerinden operasyonların başladığını öğrendik!

12 Haziran 2007'di… O günden sonra, Vatan Caddesi'nde Emniyet'in ışıkları hiç sönmedi, Beşiktaş'ta, Özel Yetkili ‘savcılarla' birlikte, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini bombalamaya başladılar!

Gerçek ortaya çıktı!

‘Fatih Camii'ni bombalayacak’ olanların Fetullahçılar olduğu ve Meclis'i bombaladıkları, 15 Temmuz 2016'da yaşandı.

Bu arada Ergenekon kumpası çöktü ve geçen eylül ayında gerekçeli karar açıklandı. Bugün FETÖ karşıtı olan, dün ‘operasyon' gazeteciliği yapanlar bu kararı haberleştirmedi. Çünkü… Ergenekon kararında kendileri vardı.

“LİBERAL AYDINLAR, FETULLAHÇILARLA TSK'NIN BASTIRILMASINDAN SONRA…”

Gerekçeli karar sayfa 284: Ergenekon Davası öncesi yaşanan bazı terör ve suikast olayları, cemaatin hazırladığı ve amacın tamamen devletin ele geçirilmesi olan Ergenekon komplosunun köşe taşları olmuştur. Cemaat, suçlananların savunmasını engellediği gibi, gerek devlet erkini gerekse de medyayı kullanarak suçlanan insanları adeta linç etmiştir. Bu insanlar savunmalarını hem yapamamışlar hem de özellikle maksatlı olarak savunmaları medyada yayımlatılmamıştır ya da çok sınırlı olarak yayınlanmıştır. Bu komplonun anlaşılması açısından yeterlidir.

Gerekçeli karar sayfa 285: Ergenekon Komplosunun en önemli ayaklarından birisini de liberaller ile olan ittifak oluşturur. Cemaat, liberallerin desteğini ve onların yönlendirilmelerini komplonun önemli bir unsuru olarak gördüğü için, ‘Taraf' adında bir gazete kurmuş… Kendi medyalarında da liberal aydınlara yer açarak onların entelektüel birikimlerini kendi psikolojik harekatlarının bir parçası yapmıştır.

Türkiye'de liberal demokrat kesimler farkında olmadan cemaatin ideolojik etkisi altına girmişlerdir. Liberal aydınlar, Fetullahçılarla TSK'nın bastırılmasından sonra demokratik reformların gerçekleşeceğini sanarak bu desteği vermiştir.”

“BU GAZETECİLİĞİ YAPANLARA KİMSE NEDEN BİR ŞEY DEMEDİ”

Aytunç Erkin yazısını şöyle noktaladı:

“Gerekçeli karar sayfa 454:…’… Belli bir duruşu ve yayın ilkesi olmayan örgüt, elindeki mali kaynakları kullanarak veya aynı amaca hizmet eden medya kuruluşlarıyla ittifak yaparak diğer basın-yayın kuruluşlarına dilediğini yazdırmakta ve yayınlatmaktadır. Mesela yıllarca bir kanalını ‘Ergenekon Terör Örgütü' adıyla imal ettiği hayali bir örgütün yargılamalarına tahsis ederek beyin yıkamış ve kamuoyu desteği sağlamış iken, sonradan hükümete karşı kara propaganda için elindeki medya organlarını kullanmıştır.’

SONUÇ: Dün, askere, siyasetçiye, aydınlara operasyonda yer alan medya, bugün SÖZCÜ'yü hedef alarak kendisini aklamak istiyor!

20 Şubat 2015'te bazı gazetelerin manşetinde CHP'li Umut Oran vardı… Oran'ın, FETÖ'nün sosyal medyadaki ‘kulağı' Fuatavni yani firari Emre Uslu üzerinden talimat aldığı manşetlere taşındı. Operasyon gazeteciliği tam da bu haberdi! Hatta…Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kızına suikast emri talimatının da CHP'li Umut Oran'a iletildiği iddia edildi..

Gerçek ortaya çıktı…

CHP'li Oran, 19 Kasım 2016'da, kendisine yönelik olarak günlerce süren sistematik iftira ve kumpas haberleri nedeniyle Güneş ve Akşam Gazetesi'nden 6 bin TL tazminat kazandı. Umut Oran, 3 ayrı bilirkişi raporlarıyla yalan olduğu saptanmasına rağmen iddiayı yazan gazeteler, bu hayali yazışmaların basın özgürlüğü olduğunu savunarak davanın reddedilmesini istemişti. Soru şu: Bu gazeteciliği yapanlara kimse neden bir şey demedi?”

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum