Yılmaz Özdil yazdı Bakanımızın şeyinde değil

Tarım bakanımıza “partinizin milletvekili adaylarının pek beğenilmediği söyleniyor” diye soruldu .

Yılmaz Özdil yazdı Bakanımızın şeyinde değil
06 Haziran 2018 - 09:20
Tarım bakanımıza “partinizin milletvekili adaylarının pek beğenilmediği söyleniyor” diye soruldu. Tarım bakanımız “söylesinler, çok da şeyimde değil” diye cevap verdi.

*

Devlet adamı dediğin böyle olur.

*

Kanada'da mercimek yoktu, 1972 yılında üniversitelerinde “mahsül üretim merkezi” kurdular, mercimek araştırmalarına başladılar, hatta ürün çeşitliliği için Türkiye'den mercimek örneği aldılar.

Bizim çok da şeyimizde olmadığı için, bugün Kanada'dan mercimek ithal ediyoruz, mercimek ithalatımızın yüzde 80'i Kanada'dan.

*

Yoğurt… Biz icat ettik, adını biz koyduk, dünyanın hangi lisan konuşulan ülkesine giderseniz gidin, yoğurdun üzerinde Türkçe “yoğurt” yazar, gurbet ellerde marketleri dolaşırken, rafta akrabanı görmüş gibi olursun, sarılasın gelir. Ama bizim çok da şeyimizde olmadığı için, durup dururken yoğurdumuzun standardı değiştirildi, AB'ye uyum ayağıyla protein oranı düşürüldü, yüzde 12 oranında yağsız kuru madde bulunması şartı tamamen kaldırıldı. Geleneksel olarak sade tüketilen, kıvamlı, koyu Türk yoğurdu, cıvık hale getirildi. Böylece, Türk pazarında yer bulamayan, meyveli, cıvık Avrupa malı yoğurtlara yol açıldı. Çok kısa sürede çocuklarımızın yoğurt konusundaki damak zevki değişti. Ve… Fransa devleti, tarihte ilk kez, bir Türkiye Cumhuriyeti bakanına, tarım bakanımıza “şövalye” madalyası taktı! Çok da şeyimizde olmadığı için “niye bu Fransa bizim bakanımıza madalya verdi” diye merak etmedik.

*

İnek ithal ediyoruz, koyun ithal ediyoruz, çok da şeyimizde olmadığı için alıştık gari… Ama aynı zamanda, uğurböceği ithal ediyoruz. Hani “uç uç böcecik annen sana terlik pabuç alacak” var ya, işte onu ithal ediyoruz. Tarımdaki zararlıları yok etmeye yarıyorlar. İthal tarım ilaçlarıyla bizim uğurböceklerinin neslini yok ettik, şimdi, tarımdaki zararlıları yok etsinler diye İspanyol uğurböceklerini ithal ediyoruz.

Süt ürünlerinde kullanmak için “bakteri” ithal ediyoruz. Çok da şeyimizde olmadığı için “yerli ve milli” bakterimiz yok mu birader diye düşünmüyoruz!

Fare ithal ediyoruz, laboratuvarlarda deney yapmak için memlekette fare bulamıyoruz iyi mi…

Memleketin adı Turkey, çok da şeyimizde olmadığı için hindi ithal ediyoruz.

*

Angola, Eritre, Kongo gibi Afrika'nın gelişmiş ülkelerinden (!) saman ithal ettiğimizi zaten biliyorsunuz… Çok da şeyimizde olmadığı için solucan ithal ediyoruz.

İthal ettiğimiz solucanlarla gübre yapıyoruz. Çünkü sadece toprağın üstünü değil, toprağın altındaki yaşamı da kuruttuk. Elalemin solucanını ithal etmezsek, bu memlekette gübre bile üretemiyoruz.

*

Devamını Oku 

YORUMLAR

  • 0 Yorum