Zengin şeyhler, fakir yurttaş, AB ve kız çocukları!

Geçen haftadan bu yana Türkiye birbiriyle çelişik konuları tartışıyor.

Zengin şeyhler, fakir yurttaş, AB ve kız çocukları!
16 Temmuz 2023 - 15:22 - Güncelleme: 16 Temmuz 2023 - 15:32
Önce Menzil Tarikatı şeyhinin cenaze törenini izledik.
Hınca hınç kalabalık… Çakarlı araçlar, depremde dahi
konulmayan ek uçak seferleri, liderlerin övgü dolu
mesajları…
Sonra Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in A Haber canlı
yayınında, kız çocuklarını okula göndermeyen ailelerin
"Ben çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek
istemiyorum" gerekçesini öne sürdüğünü söylemesi…
Peki neydi ‘Milli’ Eğitim Bakanı’nın çözümü… Şöyle dedi
bakan bey: "Şimdi benim Milli Eğitim olarak birincil
hedefim ne? Kız çocuklarının okullaşması sağlamak. O
zaman veliyi ikna etmek için biz, gerekirse kız okulları da
açabilmeliyiz. Veli isterse çocuğunu kız okullarına
gönderebilmeli, isterse erkeklerin gittiği okullara
gönderebilmeli…"
Konumuz yine muhafazakarlık mı peki… Araştırmalar kız
çocuklarının okula gönderilmemesinin sebebinin altında
büyük ölçüde muhafazakarlık olmadığını söylüyor.
Yani bunun altında da iktidarın dinselleştirme
ajandasının olma ihtimali büyük.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e göre, toplumun
eğitimden beklentileri Batılı ülkelerden farklı… Bakan
görevini şöyle tarif ediyor: Okullaşma oranını artırmak!
Peki bu mudur çözüm. Bugüne kadar okullaşma oranını
artırmak için sözüm ona birçok formül ortaya atıldı.
2012’de ‘her şeyin başlangıcı’ kabul edilen 4+4+4
sistemine göre eğer siz çocuğunuzu okula
göndermezseniz günde 15 TL para cezasına ve 5 yıla
kadar da hapis cezasına çarptırılıyorsunuz.

İşe yaradı mı?
Hayır!
Sadece 2022 verileri, 570 bin civarında çocuğun okula
gitmediğini söylüyor.
Peki ceza uygulanıyor mu? Cevabı belli bir soru bu…
Aslında seçimden önce TBMM’nin bu dönemi hakkında
bazı siyasetçiler, siyaset bilimciler uyarılarda bulundu…
Bu dönem evet en büyük sorunumuz ekonomi olabilir
ama üzerinde durmamız gereken en önemli mesele
laikliği korumak olacaktır.
Milli Eğitim Bakanı’nın bu çağdışı çözümüne kimlerin
destek verdiğine bakalım…
MHP, HÜDAPAR, Saadet Partisi, Yeniden Refah Partisi,
Büyük Birlik Partisi…
Şaşırdınız mı, hayır…
Dünyanın Batı da dahil tüm ülkelerinde kız okulları var.
Ama bugün iktidarın 21 yılda verdiği sınav bunun
toplumsal taleplerden değil, tamamen laiklik karşıtı
ajandadan kaynaklandığı endişesi yaratmasından daha
doğal hiçbir şey olamaz.
Peki kız çocukları neden okul dışında bırakılıyor…
Ev içinde ya da dışında çalıştırılıyorlar.
Erken yaşta evlendiriliyorlar.
Beslenme çantalarını dolduramıyorlar. Bir erkek bir kız
çocuğu olan aile eğer ikisini birden okula gönderecek
bütçeye sahip değilse erkeği okutmayı tercih ediyor.
Kızlar nasıl olsa bir eş bulur ve hayatları kurtulur!!!
Okula ve öğretmene güvensizlik, okullarda şiddet de
sebeplerden birkaçı.
Türkiye’de birçok nitelikli okulun İmam Hatiplere
çevrilmesinin ardından yaşananları hepimiz biliyoruz.
İmam Hatipler boş kaldı… Muhafazakar aileler bile
çocuklarını göndermedi. Sonra başka düzenlemelerle

mahallede normal okul kalmadığından oraya göndermek
zorunda kalan aileler oldu. Sırf İmam Hatip’te okumasın
diye aileler birikimlerini satıp çocuklarını özel okullarda
okutmak zorunda kaldı.
Acilen siyasetin kız çocuklarının üzerinden elini çekmesi
gerekiyor. Hayatın normal akışına baksalar, kız
çocuklarının başarı oranlarını inceleseler gurur
duyabilecekleri tablo bile ilham olmuyorsa ne yazık.
Ama heyhat…
Menzil Tarikatı şeyhinin cenazesi nasıl bir biat
kültürünün beslendiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Yoksulluğu yönetmek için orta sınıfı yok eden iktidar,
uzunca bir süredir şeyhler aracılığıyla insanların beynini
de kiralamaya başladı. Üstelik epey karlı bir alışveriş.
Seçim dönemlerinde kiraladıkları o akıllar, onlara oy
olarak da dönüyor.
Yoksulluk yine şatafat içinde yaşayan şeyhler tarafından
yüceltiliyor, evine ekmek girmeyenler ‘çok şükür’ demeyi
kuraldan sayıyor…
Kimse “Ya hocam bu yoksulluk bu kadar kutsal bir şey
de, sen niye en lüksünden bir hayat sürüyorsun” diye
sormuyor.
Çelişki nerede diyeceksiniz!
Çelişki batılı değerlerle bu kadar zıt, insan haklarından,
kadın, çocuk haklarından, asgari yaşam standardından
bu kadar uzaklaşan bir ülkenin cumhurbaşkanı NATO
toplantısına giderken Türkiye’nin yerinin Batı olduğunu
söyleyebiliyor.
Hatta AB’ye girmeyi büyük ve başarılı bir pazarlık gibi
sunan medyası sayesinde algı yaratabiliyor.
Ne güzel değil mi?

Değil, güzel değil… Allah akıl, fikir versin…
MUSTAFA ÖZBEY

YORUMLAR

  • 0 Yorum