ABD ile Çin Afrika'da kapışıyor

ABD South Florida Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Earl Conteh Morgan, İstanbul'da verdiği konferansta, Afrika kıtasının ABD-Çin rekabet alanına dönüştüğünü belirterek, Çin-ABD rekabetinin Afrika kıtasında en somut görüldüğü alanların petrol ve yer altı kaynakları olduğunu kaydetti

ABD ile Çin Afrika'da kapışıyor
26 Şubat 2018 - 09:00 - Güncelleme: 27 Şubat 2018 - 12:11
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından İstanbul'da 'Dünya Siyasetinde Çin Etkisi' konulu panel düzenlendi. Panelde konuşan ABD South Florida Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Earl Conteh Morgan, Afrika kıtasının ABD-Çin rekabet alanına dönüştüğünü belirterek, "ABD ve Çin neredeyse tüm Afrika ülkelerinde aktif. Bu iki güç, farklı formlarda ama sessizce bu rekabeti sürdürüyorlar" dedi. Afrika üzerinden devam eden ABD-Çin rekabetinde Çin'in kışkırtan taraf olduğunu savunan Morgan, "Çin, kasıtlı bir şekilde bölgede ABD'yi kışkırtan politikalar yürütüyor. Çin, ABD'nin dünya ve Afrika üzerindeki gücünden rahatsız. Ve ABD'nin gücünü Afrika üzerinden kırmaya çalışıyor. Diğer yönden ABD de Çin'in fenomen bir güce dönüşmesinden rahatsız. ABD ve Çin neredeyse tüm Afrika ülkelerinde aktif. Ancak farklı formlarda kendilerini belli etmektedirler. Yani sessiz bir rekabet Afrika kıtasında bu iki ekonomik güç arasında süregelmektedir. Dünya görüşlerinin çatışması de bu sessiz rekabette etkili olmaktadır. Çin'in komünist ya da sosyalist bir kapitalizm görüşü evrensel insan hakları ile zaman zaman örtüşmüyor. Bu da  kimi yardım, ticaret, yatırım ve uluslararası ilişkilere olumsuz yansımakta" diye konuştu. Yeraltı kaynakları için kapışıyorlar Prof. Dr. Morgan, Çin-ABD rekabetinin, Afrika kıtasında en somut görüldüğü alanların petrol ve yer altı kaynaklarının kullanımı noktasında gerçekleştiğini kaydetti. "Çin neden Afrika'da", "Afrika'da sadece petrol mu çıkarmak istiyor" veya "Çin Afrika'da kolonileşmek mi istiyor" gibi negatif soruların cevaplarının önemli olduğunu vurgulayan Morgan, şunları söyledi: "Angola'da, Cezayir'de, Nijerya'da ve pek çok farklı Afrika ülkesinde stratejik bağlamda kaynaklar üzerinde aktif olduğunu, uranyum, petrol gibi değerli kaynakları kullanma gibi nedenlerle Çin'in Afrika'daki varlığı sorgulanmakta. O kadar derin ve kapsayıcı bir durum ki pek çok Afrika ülkesi ABD'yi bir tehdit olarak görmekte, ABD düşüşte olan bir ekonomik güç olarak algılanmakta. Öte yandan ise Çin'in yükselen bir güç olarak algılandığı ve yakında Afrika bölgesinde lider ya da hegemon olarak ortaya çıkacağı düşünülmekte. Çin bu söylemleri doğrularcasına birçok Çin firması Afrika kıtasında boru hatları ve limanlar inşa etmekte. ABD ve Çin neredeyse tüm Afrika ülkelerinde aktif. Bu iki güç, farklı formlarda ama sessizce bu rekabeti sürdürüyorlar." Kıbrıs sorunu pürüz Türkiye -Çin Araştırmaları Uzmanı Kadir Temiz, "Türkiye-Çin ilişkilerinde en önemli konularından biri de Doğu Akdeniz ve Kıbrıs sorunu. Çin-Türkiye ilişkilerinin normal seyrinde ilerliyor. Çin, genellikle Türkiye’nin dahil olduğu olaylarda tarafsız kalmayı tercih ediyor. Fakat Kıbrıs meselesinde Çin, Güney Kıbrıs’ın tarafında tavır takınmaktadır. Mısır ile Rum kesimi arasında yapılan anlaşma sürecine dahil olmak istiyor. Hatta bir parçası olmaya başladı bile. Bölgede Filistin, Mısır, İsrail ve Suriye gibi aktörler var. Çin'in bu sürece dahil olması bu bölge için çok önemli. Bu bağlamda Çin, Kıbrıs'ta çıkarlarını gözetlerken Türkiye ile çatışmadan da uzak durmaya çalışmaktadır" ifadelerini kullandı. Kadir Temiz, Çin'in gerek Orta Doğu'da gerek Akdeniz'de gerek Orta Avrupa'da oluşan krizlerde birincil aktör durumuna geldiğini ama dahil olduğu alanlarda çatışmadan tamamen uzak durarak, çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini de sözlerine ekledi. Rusya Çin ilişkileri nereye? New South Wales Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alexander Korolov'un sunumunu, eşi Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Wu Fengshi gerçekleştirdi. Fengshi, Çin ve Rusya'nın bir ittifak paktına dönüştüğü veya ne zaman dönüşeceği hakkında bir tahminde bulunmanın zor olduğunu belirtti. Rusya-Çin ilişkilerinin Sovyet Rusya'nın yıkılmasından sonra geliştiğini belirten Fengshi, "Bu süreçte karasal sorunlarını, ihtilaflarını çözdüler. Birbirine komşu olan bu iki büyük ülke birçok anlaşma imzalayarak ilişkilerini bugüne taşıdılar. Rusya Devlet Başkanı Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Jinping, dünyada en çok bir araya gelen iki lider" dedi. Fengshi, ortaklık, sınırlı ortaklık, stratejik ortaklık, sınırlı savunmacı stratejik ortaklık, yoldaş, ikircikli ortaklık, gürültülü ortaklık gibi birçok tanımın, Rus-Çin ortaklığı için kullanıldığını anlattı.



YENİ MESAJ GAZETESİ



 

YORUMLAR

  • 0 Yorum