Festivalde ne olup bittiğinden haberleri yok!

Cengiz Semercioğlu: Şu Coachella’ya giden ünlülere “Gazeteye bir festival izlenimi yaz” desek, biri oturup ne olup bittiğini yazamaz biliyor musunuz... Ne olup bittiğinden haberleri yok çünkü. Hangi konserleri izlediler, kimin sahnesi nasıldı tek bir şey göremedik. Varsa yoksa kendileri... Tekirdağ Kiraz Festivali’ne gitseydiniz birader, niye Kaliforniya’ya kadar zahmet ettiniz?

 




 



 

Ömür Gedik: Ünlüler festivalden çok kendilerine odaklandılar. Renkli, eğlenceli bir şova dönüştürdüler işi. Ama ben bu cümbüşü de sevdim. Instagram sağ olsun Coachella ayağımıza geldi. Eğlendik işte. Sosyal medya olmasaydı bu renkli görüntüler gazete manşetlerine taşınırdı tabii ama bu kadar çok konuşulmazdı.



 



 



 



Onur Baştürk: Nasıl Burning Man bir Instagram festivaline dönüştüyse, Coachella’nın da dönüşmesi kaçınılmazdı. Sadece bizim ünlüler değil, takip ettiğim birçok yabancı fenomen de sırf kendini orada göstermek için koşa koşa festivale gitti. Artık festivalin ruhu, kimliği, kimlerin sahne aldığı filan önemli değil. Instagram’da paylaştığın fotoğraftaki kıyafetin, saçın başın daha önemli. Dolayısıyla bizimkilere de kızamıyorum. 



BU İLİŞKİ TARİH OLDU

Aslı Enver-Murat Boz aşkı tarih mi oldu? Yoksa çift ikinci ayrılık krizini de atlatır mı? İlişkinin Enver’in evlilik ısrarı yüzünden bittiği, Boz’un Amerika’dan döndükten sonra telefon numarasını değiştirdiği söyleniyor. Magazin Konseyi bu konuda ne düşünüyor?

 




 



 

Onur Baştürk: Onlara yakın kaynakların aktardığı bilgilere bakılırsa bu ilişki tarih oldu. Aslı Enver’in evlilik ısrarı etkili olmuş evet, ama bir yandan uzun süreden beri zaten çok da iyi gitmiyormuş ilişkileri. Yoksa Murat Boz neden bu kadar hızlı bir şekilde bitirip soluğu yurtdışında alsın? Demek ki canına tak eden bir şeyler oldu.

Ömür Gedik: Eğer dendiği gibiyse, Aslı evlenmek istediyse ve Murat buna yanaşmamakta ısrarlıysa, ilişkinin bu yüzden çıkmaza girmesi gayet normal. Bu durumda ayrılık krizini ancak bir evlenme teklifiyle atlatabilirler. Ayrılık nedeni başka bir şeyse durum değişir tabii. Ama nedeni ne olursa olsun, bir ayrıl, bir barış nereye kadar?



 



 



 



Cengiz Semercioğlu: Önce Hadise ardından Eliz Sakuçoğlu’na mal edilmeye çalışıldı bu ayrılık. İhaneti gündeme getirip Murat Boz’un imajını bozmaya çalışıyorlar. Aslı Enver’in, Birkan Sokullu’yla evliliğinde de ne kadar evcil, setten eve koşan biri olduğunu biliyoruz. Eşine ve evine düşkün biri Aslı... Bu özelliği, evlilik beklentisi, üzerine bu kadar düşülmesi Murat’ı bunaltmış olabilir.

Saklanmalarının nedeni dedikodulardı

Sarp Levendoğlu’yla Derya Şensoy ilk kez birlikte fotoğraflarını paylaştı. 1 yıldır bilinen aşklarını sonunda gün yüzüne çıkardılar. Bu kadar kasmaya gerek var mıydı sizce?

 




 



 

Ömür Gedik: Kasmalarının, saklamalarının nedeni bu aşkın dedikodularla başlamış olmasıydı. Bir süre bu konuyu soğumaya bırakmaları stratejik olarak doğruydu. Ama nereye kadar inkâr edeceklerdi ki? Kabul edip fotoğraf paylaştılar sonunda işte.

Cengiz Semercioğlu: “Birce Akalay-Sarp Levendoğlu evliliği bu yüzden bitti” dedikoduları nedeniyle bugüne kadar ortaya çıkmadılar zaten. Gittikleri yerlerden ayrı ayrı fotoğraflar koydular ama sonunda yeterli zaman geçtiğini düşündüler herhalde. Ama fark etmiyor işte, yine aynı şekilde konuşulmaya devam ediyor meseleler. O yüzden bu kadar kasmalarına gerek yoktu.

Onur Baştürk: Gerçekten çok kastılar. Ben açıkçası ikisinin ilişki yaşadığını bile unutmuştum. Bu fotoğrafla hatırlatmış oldular. Ama bir yandan da belki böylesi daha iyi olmuştur onlar için. Hiç görüntü vermeyerek gözlerden uzak yaşamış oldular ilk zamanlarını.

Evlilik bitse de dostluk devam eder 



 



 



 



Tuba Ünsal, Mirgün Cabas’la evliliği için “Engebeli yoldan geçiyoruz” dedi. Modern zaman evlilikleri neden bu kadar engebeli acaba? Bu evlilik engebeleri aşar mı?

 




 



 

Cengiz Semercioğlu: Çiftin önceki evliliklerinden birer çocukları var, bir de ortak çocukları var. 5 kişilik büyük bir aile olarak mutlu mesut yaşıyorlardı. Ayrılsalar da aile olmaya devam edeceklerdir. Mirgün de Tuba da bunu başaracak seviyede. Ama evlilik bittiyse, bir an önce boşansınlar. Çünkü yarın öbür gün hayatlarına birileri girerse, gereksiz yere ihanet dedikodularıyla uğraşırlar...

Onur Baştürk: Uzaktan bakınca çok iyi birer dost gibi duruyorlar. Evlilikleri bitse dahi devam eder bence onların dostlukları. Modern zaman evlilikleri eninde sonunda bitmeye mahkûm bence. Çünkü artık çok hızlı yaşıyor ve tüketiyoruz, evlilikler de buna dahil...

Ömür Gedik: Modern dünya, çalışma ve gece hayatı evlilikleri de bildiğimiz halinden çıkarır hale geldi. Herkes kafasına göre takılınca eski evliliklerden eser kalmadı. Tuba ve Mirgün de bu yeni moda hayatın parçası olarak sorunlarla boğuşuyorlar. İkisi için de hangisi hayırlıysa, hangisi mutlu edecekse o olsun diyeyim.

Deniz arada podyumda görünmeli

Deniz Akkaya, 12 yıl aradan sonra Barış Avcı’nın defilesiyle podyuma döndü. Nasıl buldunuz Deniz’i podyumda?

 




 



 

 

Onur Baştürk: Gayet güzel. 10 yıl önceki gibi. Hatta daha da zayıf görünüyordu.



Ömür Gedik: Ben Deniz’i hep beğenirim ve podyuma da çok yakıştırırım. Değişen bir şey olmadı, yine çok iyiydi. 



Cengiz Semercioğlu: Arada böyle özel işlerde podyumda görünmeli. Çünkü eskiden olduğu gibi bugün de defileye çıktığında bütün dikkatleri üzerine çekiyor.

Hülya’nın filmi gişede başarılı olur mu?

Hülya Avşar’ın yazıp, çizip yönettiği, kurguladığı ve oynadığı “Selfi” filmi bu cuma vizyona giriyor. Tahminleri alalım, gişede başarılı olur mu?

 




 



 

Onur Baştürk: Olmaz. Avşar’ın da gişe beklentisi olduğunu sanmıyorum. Üç-beş gün gündemde kalır, sonra bitti gitti. 

Ömür Gedik: Ne çıkacağını bilmediğimiz için ne desek boş. Ama öyle çok sağlam ve kulaktan kulağa ‘mutlaka görülmeli’ fısıltısı yayılmayan ortalama bir film olursa gişede ciddi bir hüsran yaşayabilir.

Cengiz Semercioğlu: Gişesi ne olursa olsun bu filmin arkasından “Hülya Avşar farklı bir şey yaptı” diye konuşulacak. Yaptığının sinema olup olmadığını da vizyona girdiğinde göreceğiz.

Toplum olarak daha bilinçliyiz

Furkan Palalı, Oktay Kaynarca ve Tolgahan Sayışman bu hafta trafik çevirmesine takıldı, üçü de alkolsüz çıktı. Artık öğrendik mi alkollüyken direksiyon başına geçmemeyi sizce?

 




 



 

Cengiz Semercioğlu: Son dönemde ünlülerin bu konuda hassas olduğunu görüyorum. 90’lı “Televole” yıllarını hatırlayın, ne çok direksiyonda alkollü ünlü görüntüsü vardı. Şimdi bu konuda çok daha bilinçliyiz toplum olarak.

Onur Baştürk: Bu ünlüler öğrenmiş olabilir ama hâlâ alkollü araç kullanan çok kişi var. Hayatlarını gereksiz yere riske atıyorlar. 

Ömür Gedik: Keşke... Furkan, Oktay ve Tolgahan güzel örnekler olmuşlar. Bence polisler ünlüleri çevirmeye devam etmeli ve böyle haberler çoğalmalı.

Yaş farkının ne önemi var

Seray Sever, Eray Sünbül’le evlendi. Düğün haberlerinde yine aradaki 10 yaş fark ön plandaydı. Bu yaş meselesi magazin haberlerinin unsuru olmaya devam edecek mi, yoksa alışacak mıyız artık?

 




 



 

Ömür Gedik: Seray ve Eray yıllardır beraberler ve o kadar iyi anlaşıyorlar ki... Bu durum günümüze ait değil üstelik, eskiden gelen örnekler de var. Benim annem de babamdan yaşça büyük mesela ve şahane bir ikililer. Annemle babama, Seray ve Eray’a ve daha nicelerine baktıkça ilişkilerde erkeğin daha küçük olması gerektiğini düşünmüyor da değilim.

Onur Baştürk: Yaş mevzusu en klasik magazin haberi ayrıntısı. Sanırım bunun modası geçmeyecek. Çünkü sokakta hâlâ insanlar yaş üzerinden değerlendirme yapıyor. Seray ve eşi hakkında da ilk akla gelen eminim bu olurdu sokakta. Medya da sokağın yansıması olduğuna göre... Garip bir durum yok yani. 

Cengiz Semercioğlu: Bunun yazılıp çizilmesi normal de kadının erkekten büyük olmasının bir önemi yok artık. İşte geçen hafta Pınar Altuğ’la Yağmur Atacan evliliklerinin 10’uncu yılını kutladılar. 10 yıl önce evlendiklerinde Pınar’ın 9 yaş büyük olması ne çok konuşulmuştu. Demek ki yaşın önemi yokmuş.

Bizimkiler Hollywood ünlülerine özeniyor

Hazar Ergüçlü, reklam yüzü olduğu markanın lansmanında Onur Ünlü’yle ilgili soruları yanıtsız bıraktı, menajeri de basın mensuplarına müdahale etti. Geçen ay aynısı Murat Dalkılıç’ın basın toplantısında yaşanmıştı. Bizimkiler mi şımarık, dünyada da olan bir şey mi bu?