Muharrem Bayraktar yazdı.Terörü kim üretti?

Türkiye’nin Suriye’de ve Irak’ta bulunmasının sebebine getirilen izah şu: IŞID ve PKK terörünü sınırlarımızdan temizlemek. Esad’ın kontrolünde iken ‘tertemiz olan’ sınırlarımızı, şimdi eski haline getirmek için çabalıyoruz.

Muharrem Bayraktar yazdı.Terörü kim üretti?
20 Ekim 2016 - 18:48
Getirme ihtimalimiz ise sıfır. Zira o sınırlarda artık ne devlet var, ne asayiş, ne hukuk, ne huzur. Emperyalizmin askerleriyle çeteler kol kola geziyor.

İstediğiniz kadar Ortadoğu çöllerinde asker gezdirin, bu durumu düzeltemezsiniz.

PKK ile başımız büyük belada ama PKK’nın merkez üssü olan Kandil Dağı’nın hamisi olan Barzani’ye tek kelime sitem edemiyoruz. Bırakın sistem etmeyi Barzani ile müttefikiz.

Musul’a karşı yapılacak operasyondaki hareket alanımızı Barzani’nin talimatlarına göre belirliyoruz. Musul’dan sızacak IŞİD militanlarını PKK’nın hamisi Barzani ile def edeceğiz!

Böyle olunca da koskoca Türkiye’yi defe koyup oynuyorlar.

60 ülkenin askerleri Musul’un etrafındaki uluslar arası askeri güçte yer almış ve sadece Türkiye’ye karşı ‘topraklarıma giremezsiniz!’ deme cesareti gösteren bir Irak yönetimi var.

Türkiye, sahada da masada da olacağız diyor ama sahada da masada da olmayacağımız aşikâr.

Irak bizi istemiyor, koalisyon güçleri istemiyor, istenmediğimiz yer ‘tuzak’ demektir.

İstenmediğimiz yerde ne işimiz var?

Musul, IŞİD’ten kurtarıldıktan sonra bize bir çakıl taşı mı verileceğini sanıyoruz?

Şu vahim tabloya bakın:

Bir zamanlar sınırlarımızı kevgire döndürerek oluşumuna büyük katkı sağladığımız IŞİD’in yok edilmesi için şimdi Batı’ya çılgınca yalvarıyoruz.

Onlar da ‘yahu sizi istemiyoruz’ demelerine rağmen çılgınca yalvarmalarla ‘ölmeye can atıyoruz!’

Türk devleti bu kadar büyük bir zillet içine daha önce düştü mü?

Asaletimiz, gururumuz, onurumuz, vakarımız nerede?

“ABD müttefikimiz” diye takla atıyorduk, ABD’nin emrine uyarak Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren Arap Baharı’ndan bize düşen payı yerine getirerek perişan edilen Suriye ve Irak çöllerinde sonu belli olmayan bir maceraya doğru sürükleniyoruz.

Nusaybin’de hala insanlar sokağa çıkamıyorken, Şırnak’ta bulunan üniversite güvenlik sebebiyle hala eğitime başlamamışken, milli bayramlarımız güvenlik sebebiyle kutlanmama noktasına gelmişken bu ülkenin askerleri Carablus’ta, Musul’da dolaşıyor.

Bu ülkenin yöneticileri aklımızla alay edercesine “Carablus’ta huzuru sağladık, buradan ayrılan halk geri dönüyor” diye açıklama yapıyor.

Sizin göreviniz bu topraklarda huzur ve güveni sağlamak mı, Carablus’taki Arap ve Kürtlerin güvenini sağlamak mı?

Bilgisiz, şuursuz, plansız dış politikalarla, kendi ürettiğimiz ‘mezhepler savaşının’ derin kuyusunda boğulmaya devam ediyoruz.

YORUMLAR

  • 0 Yorum