Üç Bakan'a kefil olur musunuz?

17/25 Aralık 2013 operasyonun biri 'yolsuzluk' diğeri 'kumpas' olmak üzere iki yönü vardı. Bunu ilk günden beri söylüyorum.

Olayın birinci yönü eski Bakanlar Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Muammer Güler’in Rıza Sarraf ile kirli ilişkiler içerisine girmesiydi. Bugüne kadar bu üç bakanı savunan bir AKP’li bile görmedim. Zaten milletvekili adayı yapılmaması her şeyi anlatıyor. Savunmak isteyene ise  Savunmak isteyene ise şunu soruyorum; Üç bakana kefil olur musun?



Operasyonların asıl amacı ise FETÖ’cü polis ve savcıların daha operasyon başlamadan çok önce yazdıkları fezlekedeki gibi “dönemin Başbakanı Erdoğan’ı” tutuklamaktı.



7 Şubat 2012 tarihli MİT Müsteşarı’nın tutuklama girişiminin devamıydı.



2014’te MİT TIR’ları operasyonu, ardından 15 Temmuz darbe girişiminde olduğu gibi amaç “Erdoğan’sız AKP” idi.



Kumpas boyutu yargıda 



Zamanla 17/25 Aralık’ın “kumpas” boyutu “yolsuzluk” boyutunu kapattı. Üç bakanın adının geçtiği soruşturma savcılığın 16 Ekim 2014 tarihli takipsizlik kararı ile kapandı.



Yargılama için bir başka fırsat TBMM’de ortaya çıkmıştı ama 21 Ocak 2015 günü yapılan oylamayla Yüce Divan’a gönderilmeleri AKP’lilerin oylarıyla engellendi. Oysa bu bakanlar yargılanmalıydı.



Rıza Sarraf’ın 19 Mart 2016 günü ABD’de tutuklanması bu tartışmayı yeniden başlattı.



Savcı Preet Bharara, Sarraf’ın serbest kalmasına itiraz ettiği 25 Mayıs 2016 tarihli dilekçesinde üç bakanın aldığı rüşvet tutarlarına yer vermişti.



27 Mayıs 2016 tarihinde bu köşede “Bütün bu gelişmeler konunun yeni belgelerle boyutlanacağını gösteriyor” demiştim.



Sonunda iş geldi eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın aynı dosyada “sanık” olmasına dayandı. İlk kez bir Türk Bakan hakkında böyle bir dava açılıyor.



Hassas açıklama 



Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi dün hassas bir açıklama yaptı; “Eski Bakanı Çağlayan'ın Türkiye'nin çıkarları aleyhine hiçbir işlemi olmamıştır; bizim için aslolan Türkiye'nin çıkarlarıdır”dedi.

Devamını Oku