Bir musibet bin nasihatten iyidir

Bu yazımı “oltayı yutan ve artık yem istemeyen balık”larla, Harari’nin sözünü ettiği, insan kılıklı Lucifer’in işbirlikçisi, insan kılıklı “hacklenebilir hayvanlar”(!) okumasa da olur.

Bir musibet bin nasihatten iyidir
28 Nisan 2022 - 10:19

Söyle söyle, faydası yok. İstersen bin kere söyle. Duymak istemediklerinden daha sağır kim olabilir.

Şimdi hapı yuttunuz, merak ediyorum, bakalım şimdi ne yapacaksınız! Hadi o yalanlarına inandıklarınıza söyleyin sizi kurtarsınlar. 

Şeytan ve onların dostları size yalan söyledi, siz de o yalanlara inandınız, PCR, aşı, maske, mesafe kurallarına harfiyen uydunuz. O zaman şimdi bundan sonra olacaklara hazır olun. Herkes yaptığının karşılığı görecek ve son pişmanlık fayda vermeyecek. “Keler deliğine girin” deseler girecektiniz. Onlar ne dese sanki nas gibi karşıladılar. Nas’a da uymuyorlardı ama, “içimizdeki beyinsizler”in sözlerine hemen inanıverdiler.

Bu insancıklar, dün bizi aşağılayan, dışlayan, alaya alan bu insanlar nasıl kurtulacak! İnşallah Allah bir çıkış yolu gösterir. Şimdi onlar “şimdi olan oldu, bundan sonra ne yapmamız gerek” demeye başladılar. Yarın bunların sayısı katlanarak artacak. Globalistlerin şımarık çocuğu, Şeytani planın sözcüsü Yuval Noah Harari diyor ki, “İnsanlar artık hacklenebilir hayvanlardır”.

Şeytan size bilim adına, siyasetçi ve mediadaki dostlarının tezkiyesi ile gelerek size yalan söyledi ve siz de ona inandınız! Neyse bir musibet, bin nasihattan iyidir. Şimdi zarar görecekler olanlar, onların yakınları, akıl, hikmet ve vijdan sahibi insanlar bu yangından can kurtarmak için seferber olmaya başladılar. Deccal’in ordusundan kaçanlar da var. Bu zor zamanlarda insanlar Allah’ın yardımı ile mucizevi çözümler üretebiliyorlar. Bıçak kemiğe dayalı. Bu bilim, bu teknoloji, bu siyaset, bu mevzuat, bu bürokrasi, bu para, bu din, bu ahlak, bu hukuk, bu toplum, bu iktisad, bu kültür, bu sanat, bu üretim-tüketim-paylaşım ilişkileri ile buraya kadar. Şimdi zamanın kirlerinden arınıp öze dönme zamanıdır. Aslında bu da bir şans, bir fırsat. Bu kırılmanın ardından hayat kendini yeniden onaracaktır. Karanlığın en koyu anı aydınlığa en yakın olduğu zamandır.

Ama sanırım kötüleşme, her alanda daha bir süre devam edecek. Ve yine her anlamda çok ağır bir bedel ödeyeceğiz bu olanlar ve olmakta olanlar sonunda, sonunda yeniden başlayacağız hayata. Ve bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Zalimler ve onlarla birlik olanlar, onların peşine düşenler, onlara karşı sessiz kalanlar hem bu dünyada, hem de ahirette bugün olup bitenlerin cezasını ödemeye devam edecekler.

Peygamberler ve kırallar, sultanlar tarihini okuyanlar Hz. Nuh, Hz. Lut, Hz. Musa döneminde yaşanan olaylardan ders almayan kavimlerin zaman içinde tekrar tekrar benzer olayları yaşadıkları ve bugün de aynı gerçeğin tekerrür ettiğini görüyoruz. Sanırım bu süreç ahir zamana yani “Tarihin sonu”na işaret ediyor. Zaten biz alemlere rahmet olarak gönderilen ahir zaman peygamberinin ümmeti değil miyiz. 

Bu gerçekler bize şunu gösteriyor: Başa döneceğiz, yani Mekke dönemine, yani imanımızı şirkten arındırmaya, tevhide ve sonra Hılful Fudul’a ve çağrımızı tüm dünyaya duyurmaya. Unutmayın doğduğunuz ana - babayı, zamanı, toprağı, derinizin rengini ve cinsiyetinizi siz seçmediniz. 

Adaletten, barıştan, hürriyetten yana, katılımcı, çoğulcu, şeffaf, insanlığın mal, can, akıl-inanç ve nesil emniyetlerinin korunduğu yeni bir düzene ihtiyacımız var. Ama göreceksiniz, buraya geçiş çok kolay olmayacak. Şeytan iddialarından ve mücadelesinden vazgeçmeyecek.

Bakarsınız Şeytan Mekke’yi, Medine’yi hedef almış. Ve yeni bir inkılabçı” bulmuş kendine Veliaht Prensi Muhammed bin Selman. Selman, ekonomideki kötü gidiş sebebiyle kraliyet ailesine ait yurt dışında evlerini, yatlarını ve milyonlarca dolarlık sanat eserlerini satmaya başladı. Wall Street Journal’ın haberine göre, Suudi prensler son dönemde ABD ve Avrupa’da toplam değeri 600 milyon doları aşan mülklerini satmış.

Veliahd prens en son maskeli balo gibi bir karnaval düzenlemişti. Dünyanın en büyük kadın ve erkeklerin aynı mekanda kumar oynadıkları bir Casino’yu da açmıştı ülkesinde. Şimdi bir Buz revüsünün Suudi Arabistan’da gösteri yapmasına geldi sıra. Ama önce üzerinde kelime-i tevhid yazan ve kılıç bulunan bayrağını değiştirecek, ardından milli marşlarını. Marşları 1947 yılında yazılmış. Anlamı toparladığım kadarı ile “Şan ve şerefle galib gelmek için hemen harekete geçmelisin / Gökleri ve yeri yaratanı tesbih et ve kaldır yeşil bayrağı / O bayrak rehberliğini yansıtır Kur’an’ın / Allah’u ekber. Ey ülkem ve halkım / Müslümanların şan ve şerefi için yaşa / Bayrağım, vatanın, kıralım çok yaşa”.. Bayrak ve milli marşla başladılar, bakarsınız “Şeriye ve Evkaf vekaleti”ni de kaldırırlar. Cumhuriyete geçmezler de belki meşruti kırallık, hatta federasyon bile olabilirler. 

Laiklik ve sekülerleşme yolunda adımları zaten atmaya başlarlar. Eğitim reformu kaçınılmaz. Kâbe’de, her milletten insanlar var diye ezanı birkaç dilden okuturlar mı bilmiyorum. Mesela bir ülkenin devlet başkanı Kâbe’yi ziyaret ederken, onun dilinden ezan gibi mesela. O yetmez, Kâbe’yi turistlerin de ziyareti ile belli hafta ya da günler için paralı-turistik ziyaretler düzenlenebilir. Kâbe’ye giriş ücretli olabilir mi bilmiyorum. En azından bazı bölümlere giriş paralı olabilir, içeriye sanat galerisi, müze gibi bölümler açılabilir.

Suudi Arabistan’da “Milli piyango” geç kaldı da, “Güzellik kraliçesi seçimi” ne zaman olur bilmiyorum. İster misiniz Suudi bayrağını gök kuşağı gibi yapsınlar. Mesela İsrailli, İngiliz ya da Amerikalı bir sanatçı çizebilir yeni bayrağı. Yeni marşı da onlardan biri yazsın, bestesini mutlaka “World Music Awards”ta ödül alan biri yapmalı. Dahası ilk okunacağı resmi törene mutlaka Biden, Kraliçe, Macron, Zelensky, Yitzak Hertzog, Türkiye’den kim katılır bilmem ama CHP’den biri mutlaka katılmalı ve tabii Arap Birliği, İslam Ülkeleri İşbirliği Konferansı Genel Sekreterleri yanında örnek almaları için diğer Arap ülkeleri temsilcileri de katılmalı. Son bir öneri: Milli marşı ilk Lady Gaga okusun! Hem de o gün bizdeki 19 Mayıslar gibi, kızlar dekolte kıyafetlerle meydanda dans etsinler. Elon Musk da gelse, Kâbe’nin üzerine meleklerin inişinin halogramik görüntüsünü show olarak sunsa ve bütün dünyadan canlı yayınlasa. Kâbe imamları papyon taksa, frak giyse! O gün bir de takvim devrimi, kıyafet devrimi de olsa!. Yeni bir milli eğitim, yeni bir kültür sanat, yeni bir tarih! Bunu yapana Nobel verirler. Time’, The Economist’e kapak olur kapak! Onların bizden istedikleri bu. Akşama büyük bir balo ve kokteyl. Eee bu da Allah’ın gazabının dünyamıza ulaşması için bir final olsun. Sonra ne olur bilmiyorum da, ne olacaksa ondan sonra olur. Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir. Bunlar olunca cemaat yine uyumaya devam edecekse bizim için yerin altı üstünden, dağlar şehir hayatından daha hayırlıdır.

“Fe eyne tezhebun”,“Ne zaman bu karanlık gecenin nurlu sabahı” diye soranlara gelince, Allah sizi neyle meşgul ediyor ona bakın. Cesaretiniz ve çabanız hangi düzeyde. Ne yapacaksanız aklınız kadar yapacaksınız. Unutmayın Allah’ın kolaylaştırdığından daha kolay, zorlaştırdığından daha zor bir iş yoktur. Allah’ın yardımının size ulaşması, gazabından korunmak için ne yapıyorsunuz, insanlar neyle meşgul ve nereye koşuyorlar ona bakın. 

Selâm ve dua ile..
Abdurrahman Dilipak İletişim: [email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum