Biz bu çocukları teknoloji ile besledik ama ruhlarını beslemeyi unuttuk.

Bu Kanatları yanık Kelebekler ,su alan takalar misali yavaş yavaş salına salına etrafımızda dolaşıyorlar.

Biz bu çocukları teknoloji ile besledik ama ruhlarını beslemeyi unuttuk.
26 Eylül 2020 - 07:06


Kristal kalpli çocuklar bunlar.Adil olmayan,sevgi dolu olmayan , neşeli olmayan , çirkin olan herşeyin yaraladığı çocuklar.Kimi zaman bir önyargı ile,kimi zaman hakettiği yevmiyeyi,kimi zaman hakettiği selamı , kimi zaman zamanı çoğu zamanda hakettiği önemi ve değeri vermeyip ruhlarını,bedenlerini ,yaşam enerjilerini yaraladığımız,çaldığımız kalbura çevirdiğimiz yaşamlar.Daha neler sayabiliriz sizce ?

Biz bu çocukları teknoloji ile besledik ama ruhlarını beslemeyi unuttuk.

 

*Sözlerime başlamadan önce bir içki, uyuşturucu veya bir madde etkisinde olmadığımı belirtmek istiyorum. Bunalımda veya depresyonda degilim. Bu üzerine haftalarca hatta aylarca düşündüğüm ve sonucunda bu karara vardığım bir durum. Bu zaman diliminde birçok kişiyle dolaylı yoldan konuştum. Durumu bu kadar ciddi ve derinlemesine anlatmak istemedim. Paniğe kapılmalarını, bu konuya kafa yormalarını, saatlerini vermelerini, psikolojilerini ve yaşantılarını etkilemek istemedim. Olabildiğince yumuşattım ve gerektiğinde durdum. Kendi içimde kendi sorunumu çözmeye çalıştım. Vardığım sonuç ise bu.

*Hassas kalpli diyebileceğiniz insanlardan birisiyim. Şu zamana kadar hep doğru olanı yapmaya çalıştım. Yalan söylememeye, küfür etmemeye ve argo kullanmamaya çalıştım. İnsanları incitmemeye özen gösterdim, onlara sürekli olarak elimden geldiğince yardımcı oldum, değerli hissetmelerini sağladım verebildiğim kadar değer verdim. Çokça empati yaptım duygularını hissetmeye, onları anlamaya büyük özen gösterdim. Çok yönlü olabilmek için her kafa yapısına uygun şarkı dinledim, kitap okudum, araştırma yaptım. Herkesin görüşünü degerlendirdim, onlara saygı gösterdim.Kendimi geliştirmek için spora gittim, yabancı dil öğrenmeye çalıştım. Herkese ve her şeye karşı merhametli oldum. Karıncayı bile ezmemeye özen gösterdim. Evde bir arı veya böcek olsa bile onu öldürmek yerine bardakla alıp özgür bıraktım, yemekten arta kalanları çatıya kuşların aç kalmaması için attım.

*Zorbalıktan kaçındım, kimseye bulaşmadım, zorda kalanlara yardım ettim. Paraya ihtiyacı olana para ilgiye ihtiyaçları olana ilgi verdim. Hayvanları sevdim onlara ilgi gösterdim, besledim. Doğayı kirletmemeye çalıştım. uzayı, doğayı, ormanları, gökyüzünü ve hayvanalar için plastiklerimi çöp yerine istifleyip geri dönüşüme bile atmaya çalıştım. Daha iyi bir dünya için elimden geleni yaptım. Ailevi duygulardan yoksun büyüdüm hiçbir zaman babamla veya abimle doğru dürüst dertleşemedim, onlardan değer görmedim (bunun için onları suçlamıyorum sadece biraz değer biraz şefkat görmek isterdim sanırım bu iyi gelebilirdi)

*Kendi özümü yeteneğimi öğrenemedim, bunun için çok uğraştım ve çaba gösterdim. Neyi sevdiğimi bilmiyorum, ne olmak istediğimi bilmiyorum, ne okumak istiyorum bunu dahi bilmiyorum. Benim yaşımdaki insanlarla aramda uçurum var, her konuda benden üstünler. Zaman geçtikçe kendi kişiliğimden ayrılmaya başladığımı hissediyorum. Gittikçe yayan söyleye argo hatta küfür kullanmaya başladım. İnsanlardan uzaklaşmaya onları önemsememeye, doğaya ve hayvanlara zaman ayırmamaya başladım. Kendimi zamanla duygusuz bir insana dönüşüyormuşum gibi hissediyorum. Bunlar bana göre değil ben böyle olmak, hayatımın geri kalanına duygusuz bir insan olarak devam etmek istemiyorum.Sorumluluk almak istemiyorum. Bir araba, bir ev veya herhangi bir şey uğuruna yıllarımı aylarımı harcamak istemiyorum.

İş hayatı bana çok yorucu geliyor. Hem içten hem de dıştan yıpranıyorum. Bir şeyler uğruna bunca sorun yaşamak bana mantıklı gelmiyor. Bunun yerine her şeyi arkada bırakıp gitmek, her şeyi kapatmak daha mantıklı geliyor. Aslında hiçbir şey için yaşamıyorum. Yaşamak için bir nedenim bir amacım yok. İnsanların yoluma sürekli taş koyup beni yoracaklarını biliyorum, bunun için çabalamak istemiyorum.

Belkide bu kadar derin, bu kadar hassas bir insan olmamalıydım. Keşke tanrı beni böyle yaratmasaydı deyip duruyorum kendime. Birisi en ufak hakaret bile etse buna üzülüyorum. Biraz üzülünce boğazımın yanıyor, sözcükler çıkamıyor boğazımdan. Merak ediyorum neden kimse bana değerli oldugumu hissettirmiyor ? Neden kimse beni sevmiyor ? Milyarlarca insan olmasına rağmen neden kendimi bu dünyada yalnız ve degersiz hissediyorum ? Biraz daha eğlenceli, daha yakışıklı, daha çalışkan mı olmam gerek. Hayat bunları istiyor. Benim bunları karşılayacak ne gücüm ne de umudum var. Daha iyi görünmek için, insanların beni sevmelerini saglamak için kendimi yormak, yıpratmak, ruhumu bedenimi kirletmek istemiyorum. Neden beni böyle sevmiyorlar ki ? Düşüncelerimi, fikirlerimi, değer verdigim her şeyi sırf dış görünüşüm biraz kötü diye kestirip atıyorlar. Bu konuda önemseyeceğim birisini bulmaya çalıştım (deger vermek istedim, deger görmek istedim özel hissetmek istedim) ama her seferinde ters tepti, dostluklar arkadaşlıklar kurmaya çalıştım olmadı.

Burda kalmamı saglayan bir kaç şey vardı. Şarkılar, kitaplar, filmler, doga, gökyüzü (özellikle bulutlar ve gün batımı) ve birkaç tane de dost.Bunlar benim bir süreliğine burda kalmamı sagladı, bunun için minnettarım. Çok sevdiğim, uğruna her şeyimi verebileceğim iki dostumu bu konuda üzdüğüm için özür diliyorum. Benimle geçirdikleri vakitler için, her şeylerini benimle paylaştıkları için, bana karşı nazik ve iyi kalpli oldukları için, benimle yıllarca birlikte oldukları için ve bana kattıkları her şey için çok teşekkür ediyorum. Onlara burdan bir kucak dolusu kalp yolluyorum.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum